6-launch

1.4K 123 95
                                    

Yemek ikisinin de arada garipleşen bakışları ve Harry'nin göz dikmeleri dışında normal geçmişti. Şimdi çıkıyorlardı.

- Seni eve götürebilirim istersen. Ama eğer benim arabam var ben gidemiyor muyum dersen anlarım birine aldırırız arabacığını.

Küçük bir gülücükle konuştu Harry. Çok tatlıydı. Ama bunu yazar düşünüyordu. Kesinlikle Louis değil.

- Ha ha ha Harry. Madem bu kadar istiyorsun. Nasıl istersen öyle olsun.

Şimdi sıçtık. Harry demişti. Adını bildiğini bilmiyordu ki. Harry sormadı. Sonuçta herhangi bir yerden duymuş olabilirdi. Ama yüzünde sanki bir şey bekliyormuş gibi bir bakış belirdi. Aynı zamanda şaşkın.Yine göz dikmeli olanından...

-Ha şey... Liam söyledi. Adını. Oradan biliyorum.

Açıklama kraliçesi Louis. Afferin ona.
Harry de uzatmak istemedi çünkü bir 10 saniye birbirlerine sessizce baktılar. İfadesiz. Siktiğimin 10 yılı gibiydi. O yüzden arabaya yöneldiler. Aynı anda.
Louis öne oturdu. Yine onun yoğun kokusu. Başı dönüyor gibi oldu. Sonuçta normal bir parfüm kokusunu da yoğun duysanız, başınız dönerdi. Tamam bu parfüm değil, direkt Harry'nin kokusuydu ama... Neyse aynı siktiğimin şeyiydi.
Louis sonunda arabanın camından kafasını çekmeye karar verdi. Harry de ona bakıyordu.

-Ben de dışarıda bu kadar güzel ne var diye bakacaktım da. Başka bir şeye rastladım.

Harry neti kastetmişti? Neyse onunla uğraştı sanırım. Kimse Bay Tomlinson ile dalga geçemezdi.

-Dışarı bakmayı seviyorum sadece. Araban güzelmiş.

Harry gülümsedi. Louis arabayı incelemeye başladı. Koltukları, arabadaki şu küçük ekranı, bardaklıkları, Harry'i... Siktir. Harry... Pantalonundaki bir şişlik miydi? Hah telefon olmalıydı. Telefon... Büyük bir telefon... Harry'nin yüzüne döndü. Harry ona bakıyordu. Louis bakışlarını çekti. Fark etmiş miydi? Etmese de Louis kızarmıştı. Görmemiş olmasını diledi. Yol neden bu kadar uzun sürmüştü? Sıcakladı. Camı açtı. Harry'den ses yoktu. Bu daha korkunçtu.

Louis yere doğru bakıyordu. Bir anda kapısı açıldı. Korkuyla döndü. Harry arabanın kapısını açmıştı. Ah, eve gelmişlerdi. Louis ne ara evin tarifini vermişti ki? Louis fark etmemişti bile. Stres içindeydi hala. Harry'e baktı.

-Geldik ama sen içeride kalmak istersen...
Louis kalktı teşekkür eder bir kafa haraketi ile. Kapıyı kapadı.
-Çay teklifin için teşekkür ederim. Seni de mutlaka şirkete davet ediyorum.İstediğin zaman. Ziam partisi için de birkaç haftaya görüşmek üzere.

Louis gülümseyerek ve gayet düzgün konuştu. Kendini içinden tebrik etti. Harry hala bakıyordu. Yine mi Louis bir şeyi duymamıştı?

-T-tabi tabi. Gelirim. Neden gelmeyeyim. Sen geldiniz. Ben de gelirim yani.

Ne. Harry kekeledi mi? Demekki bu durumda olan sadece Louis değildi. Sen geldiniz mi? Louis kahkaha atmamak için zor durdu. Harry etkilenmiş ve utanmış duruyordu. Alt tarafı haraketlenmişti ama bunu ikisi de fark etmedi.

"tabii tabii" dedi Louis gülümseyerek. Birbirlerine bakıyorlardı. Ah şu lanet bakışlar. Farkına varan Louis olmuştu. Tekrar teşekkür etti ve eve yöneldi. Girdi. Harry arabaya bindi ama sürmedi. Farklı hissetmişti. Neden kekelemişti? Louis yukarı çıktığında camdan ona baktı. Hala gitmemişti. Louis kötü ya da iyi bir şey düşünmeden gidene kadar onu izledi. Harry kafasını direksiyona yaslamıştı. Gün böyle bitti.

Medya... bunu koydum çünkü ben öyle istiyorum kdsjksmsmssjksjd

OBSESSIVELY (Larry Stylinson) (Smut!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin