23- kiss you

1.1K 81 145
                                    

Harry eve geldi. Louis'yi o kadar çok özlemişti ki... Hem de bu son telefon görüşmelerinden sonra daha da artmıştı.

Hem Harry son bir gün daha işe gidecek sonraki bir hafta da düğün için uğraşacaktı. Zaten bu gün de Louis artık iyi olduğundan çocuklara yemek sözleri vardı. Bu sayede günü konuşabilirlerdi.

Harry odaya doğru ilerledi. Louis şu ana kadar üzerine atlamış ve onu öpücüklere boğmuş olmalıydı. Odaya girdiğinde uyuduğunu fark etti. Üstü hala çıplaktı ve üzerine örtü dahi çekmemişti. Harry üşütmemesi adına hemen örtüyü üzerine doğru serdi.

Yanına doğru uzanıp saçlarını öptü. Bu öptüğü adam gerçekten insan olamazdı. Bu kırmızı dudaklar, bu mavi gözler... Hiç gerçekçi durmuyordu. Her yeri öpülesi duruyordu. Her yerini saniye aralıklarla öpmek ve dokunmak istiyordu. Sürekli yakın olmak... Ve bu adamı istediği gibi öpebiliyor olması, onun da ona aynı şekilde karşılık vermesi... Tarifsizdi. Louis mükemmel biriydi. Harry kendini çok şanslı hissetti. 

'Louis beni ne kadar seviyor acaba? ' diye düşündü onun güzel yüzünü dikkatle ve kapılmış bir şekilde izlerken. Onu Harry gibi her şeyden vaz geçecek kadar seviyor muydu? Ona sonuna kadar güveniyor muydu? Buna benzer soruları zamanın onlara göstermesini istedi. Durup dururken bu sorularla onu darlayamazdı değil mi?

Evet,Harry onu öperken bile her seferinde en azından gözleri ile izin alırdı hep. Ama bu sefer hafif aralık kırmızı ince dudaklarına dayanamadı. Uyanmaması adına çok minik bir öpücük verdi ona. İkisinin dudakları puzzle parçaları kadar uyumluydu. 

Geri çekildiğinde tapılası yüzü izlemeye devam edecekti ki onu kokusundan tanımış olması muhtemel olan çocuk kirpiklerini kırpıştırmaya başladı. Göz kapaklarını yarım aralamış olsa da okyanus gözleri belli oluyordu ve yine çok güzellerdi.

"Harry..." yeni uyandığından sesi biraz tiz çıkmıştı ama bu o kadar güzeldi ki Harry birkaç saniye bunu düşündükten sonra konuştu.

"Selam bebeğim. Ne zaman uyudun? Biz telefonda konuştuktan sonra hiç giyinmedin mi? Üstüne de bir şey örtmemişsin..."

"Ahh sakin ol anne..." Louis gülümseyerek söyledi bunu. Ama Harry hiç gülümsüyor gibi değildi.

"İyiliğini istediğimden söyledim." ellerini göğsünde bağladı. "Üşütebilirdin."

"Haklısın..." Harry gülümsedi. "Sonra nasıl sevişecektik? Sağol hayatım iyi ki üstümü örttün."Harry ona sesleniş biçiminden dolayı erime işlemini ona çok belli etmeden bitirdikten sonra tekrar yüzünü astı.

"Ah tamam Harry sadece şaka yapıyordum...Bu arada, cidden ne zaman uyuduğumu ben de hatırlamıyorum. Üstümü neden giymediğimi de... Uyuyakalmış olmalıyım."

"Benimle telefonda konuştuktan sonra ne yaptığını hatırlamıyor musun?"

"Bir duş aldım... Sonra...Buraya geldim. Ve, sanırım devamı yok... Aman neyse. Uyuyakalmış olmalıyım."

"Muhtemelen bebeğim. Çok yormuşsam seni..." imalı söyledi.

"Haklısın. Yordun. Ama bak, uykumu aldım..." pis bir sırıtış atarak söyledi bunu.Harry de üzerine doğru çıktı. Üzerindeki yorganı biraz çekti. Parmaklarını ağızına alıp elini Louis'nin göğsüne yerleştirdi. Meme uçlarına ıslak parmaklarını götürürken tahrik edici bir ses tonuyla konuştu.

"Benden sonra..." parmaklarının arasındaki tomurcukları sıkınca Louis inledi. "...hiç kendine dokundun mu?" Louis'nin gözleri kapalı ve kaşları çatıktı. Harry cevap duyamayınca bu sefer ağızını tomurcuklara götürdü. Bu sefer orayı yaladı. "ıhh...Harry..." Harry bu sefer ısırdı "Cevap ver LouLou..." Louis kekeledi. "B-ben... Ah! Evet..."

OBSESSIVELY (Larry Stylinson) (Smut!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin