Uyandıklarında hala aynı pozisyonda yatıyorlardı. Hiç rahatları bozulmamıştı. Sadece Harry gece susamış ve uyanmıştı.Ama onda da ikisinin de rahatını bozmak istemediğinden yaşadığı ana şükredip geri uyudu.Louis'nin kokusuyla uyumanın, diğer uyumalardan çok farklı olduğunu ve sonsuza kadar burada aynı şekilde uyuyabileceğini düşündü.
Sabah Niall kapılarını tıklamadan kilidi açıp içeri daldı. Onları böyle görünce ağlayası geldi. Aralarındaki sorunları aşmaları için o kilitlemişti kapıyı evet. Ama bu kadar tatlı olacağını düşünmemişti. Captain önce fotoğraflarını çekti, sonra bağırmaya başladı.
"GÜNAYDIN EVLİ YAŞLI ÇİFTİM YETER ARTIK HADİ EVDE DEVAM EDERSİNİZ!"
Louis bir an sıçradı. Harry ise refleks olarak Louis'e sarılmıştı. İkisi de Niall olduğunu görünce utanmış ve birbirlerinden çekilmişlerdi.
"Of yolun ortasında öpüşen bu ikisi değildi sanki. Ay aman neyse hadi çıkma saatimiz geldi arabayı ayarladım sizi almaya geldi."
Louis ilk önce kalktı. Harry de onun kalkışını izledikten sonra kalktı. Zaten kıyafetleri ile uyumuşlardı -- Harry gece uyandığında yine fark etmişti ama onu rahatsız etmek istemedi zaten ikisi de öyle çok rahattı-- ondan dolayı hazırlardı.
Arabaya bindiklerinde Niall öne binmek istediğini söyleyip bunu Louis ile diretince en sonunda kabul ettiler. O bu ilişkinin kaptanıydı... Daha çok öyle hissetmek istiyordu ve bir planı vardı zaten :)
Louis ve Harry arkaya oturdular. İkisi de birbirinden uzak cam kenarındaydı. Harry'nin gözü Louis'ye kayıyordu yine ilk gün arabaya bindikleri gibi... Louis de yine aynı şekilde Harry'e bakmamak için dışarı bakıyordu. Harry böyle kalsınlar istemiyordu. Louis pişman değildi.Bunu Harry gözlerinden anlıyordu. Gece ona daha sıkı sarılışından anlıyordu. Harry'e bir şey olacağından korkup onu son kez öpüyormuş gibi öperkenki korkusundan anlıyordu. Biliyordu işte... Ya da umarım... Tüm bunlara güvenerek bir adım daha atmak istedi. Belki liseli utangaç aşıklar gibi olacaktı ama elini tutmaya karar verdi.
Elinin sıcaklığını hisseden Louis ona baktı. Bir duygu vermeden. Şaşkın gibi. Harry bu yüz ifadesini görünce çekmeye kalkmıştı ki Louis elini sıklaştırdı. Onu bu günden sonra hiçbir şey olmamış gibi görmekten korkmuştu Louis. O bir şeyler yapmak istiyordu ki Harry de belli etmişti. Louis gülümsedi. Sadece birbirlerine bakıyorlardı. Louis bir anda yüzünü yaklaştırmaya başladı. Harry de heyecanını kontrol etmeye çalışıyor gibi yüzündeki küçük gülümsemesiyle kaskatı duruyordu. Louis iyice yaklaşmıştı ki...
"Eveeet geldik. Haydi beyler kalkıyoruz."
"E burası ikimizin de evi değil?"
Dedi Louis'nin evine bir kez gitmiş olsa bile ezbere bilen Harry.
"Hah! Biliyorum."
Niall yüzündeki gülümsemeyle arabadan çıktı. Kaldırım tarafındaki Harry'nin kapısını açtı.
"E hadi neyi bekliyorsunuz?"
"Burası neresi Niall?"
Dedi Louis.
"Ha siz ben söylemeden çıkmayacaksınız. Tamam ya sürpriz falan olmasın. Burası çok güzel bir otel dostlarım. Sizi şirketten sonunda uzaklaştırmaya yönelik - kesinlikle başla bir nedeni olmayan- böyle 1 haftalık tuttuğum bir oda var. İsterseniz uzatırsınız zamanı o ayrı konu ayrı... Ehe"
Louis tekrar konuştu.
"B-bir oda mı?"
Yalan olacaktı ama 'amaan banane' diye düşünerek konuştu Niall.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OBSESSIVELY (Larry Stylinson) (Smut!)
FanfictionLouis ve Harry'nin birbirinden üne sahip şirketleri vardır. Birbirlerinden bihaber olan Louis ve Harry, büyük bir reklam fırsatını kaçırmamak üzere karşı karşıya gelir. İşlerine bu kadar takıntılı olan mavi ve yeşil, zamanla birbirine daha çok takın...