29

409 77 112
                                    

Silah sesiyle beraber korkuyla irkildiğimde bedenimde herhangi bir yanma veya acı beklesem de bu yoktu. Korkuyla bakışlarım adamı izlediğinde ona bir başkasının engel olduğunu görmüştüm Silah tuttuğu elini çekip ona sert bir yumruk atıp ona bağırdığında ateş edilen merminin nereye denk geldiğini görmek için etrafa bakındım.. Benden biraz uzakta yerde açılan ufak çatlağa bakışlarım kaydığında birisinin ayakkabıları görüş açıma girmişti. Başımı çevirdiğimde tanıdık bir adam bana bakıyor, bir şeyler diyorsa da ben anlayamıyordum. Kaşları çatılarak ellerini bana uzattığında ondan geri çekilmeye çalışsam da o da aynı inatlı tavırla kollarımdan tutmuş beni kendisine çekmişti. Sonunda adamın ''Benden korkma, sana zarar vermesine izin vermeyeceğim. Tamam mı?'' dediğinde  şüpheyle ona bakıyordum. O da bu şüpheci tavırlarımı görmüş olacak ki gülümsemeye çalışarak ''Tamam, tamam. Biliyorum bana güvenmiyorsun. ama tanışabiliriz. Beni hatırlıyorsun, değil mi? O ormanda beni öldürmeyip yaşamama izin vermiştin. Adım Felix.'' diyerek gülümsediğinde yutkunmaya çalışarak ''Seni hatırlıyorum. Sen şu telefonunu aldığım adamsın. Telefonunu parçaladım bu arada.'' dediğimde gülerek ''Önemli değil. Yenisini aldım.'' diyerek ceketinin cebinden bir telefon çıkartıp göstermiş, ardından kocaman bir şekilde gülümsemişti. 

Az önce yaşadığım tüm o kaçışma anları aklıma gelince gözlerim dolmuş, vücudum istemsizce titremeye başlamıştı. Birisine baş işareti yaptıktan sonra hiç tereddüt etmeden yanıma oturduğunda zorlukla ''Neden gitmeme izin vermiyorsunuz?'' diye sordum. Sesim o kadar çaresiz ve titrek çıkmıştı ki, kendi sesimden kendime acıyasım gelmişti. Kendimi tam bir zavallı gibi hissediyorum!

Felix saçlarını geriye yatırıp sanki kaçmamam için elini omzuma atarak ''Sadece belleği istiyorlar, hepsi bu. Belleği aldıktan sonra seni bizzat ben serbest bırakacağım. Sana söz veriyorum bir başkasının sana zarar vermesine izin vermeyeceğim.'' dediğinde Felix'in gözlerine bir süre baktım. Benim sessizliğimi kabul ederek elini kaldırıp çeneme koyup, bir süre suratımı incelikten sonra ''Burnunu kırmışsın. Seni tedavi etmeme izin verir misin?'' dediğinde Kaşlarımı çatarak ''Acı hissetmiyorum ama.'' dedim. Felix gülümseyerek ''Adrenalin yüzünden. Hadi kalk.'' diyerek kendisi ayağa kalktığında kendimi ayağa kaldırmak için uğraşsam da yapamıyordum. Felix biraz bekledikten sonra ellerini bana uzattığında uzattığı ellerini tutarak beni çekmesine izin verdim. Ayağa kalktığımda tüm bedenimde hissettiğim acıyla zorlukla ayakta dikildiğimde Felix şüpheyle ''İyi misin?'' dediğinde acıyla gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum. 

Ellerimi ondan çekmeye çalışarak ''Hayır, değilim!'' diye zorlukla konuştuğumda Felix bir şey dememiş, sadece benim konuşmamı dinlemeye başlamıştı. Zorlukla başımı sallayarak ''O herif benim burnumu kırdı! Saçlarımdan çekiştirdi, dövdü beni. Kaburgalarıma defalarca tekme attı! Canım çok yanıyor.'' diye bağırıp konuşmaya devam ederken Felix hiç sözümü kesmemiş, sabırla beni dinlemişti. Sonunda ben sustuğumda bana doğru yaklaşıp elleriyle beni güven vermek ister gibi tuttuktan sonra beni kendisine yaslayarak ''Eğer ağlamak istersen, ağlayabilirsin.'' dediğinde beni çoktan göğsüne yaslamıştı bile. Yaşlar yanağımdan akarken deli gibi titremeye devam ediyordum, fakat ağlayamıyordum. Sonunda Felix'in elleri sırtımda bir yukarı, bir aşağı kıpırdarken zorlukla ''Neden bana iyi davranıyorsun?'' diye sormamla Felix aynı kısık ses tonuyla ''Ben senin tarafındayım da o yüzden.'' demişti. Zorlukla başımı kaldırıp ona bakmaya çalıştığımda işaret parmağı dudaklarına bastırıp sessiz olmamı işaret ettikten sonra ''Şimdi seni tedavi edelim. Benimle gel.'' diyerek bir elini belime, diğer eliyle de benim elimi tutup bana destek olarak yürümemi sağladığında ona ayak uydurmaya çalışıyordum. 

Arabanın yanına geldiğimizde bir an için ortam gerildiğinde ve diğer adam hareketlendiğinde Felix bir anda otoriter ve sert bir şekilde ''Yeter.'' dediğinde başımı ona kaldırıp baktım. Gri gibi duran gözleri soğuk ve tehditkar bir şekilde karşısındaki adamı izliyordu. Başımı çevirip adama baktığımda başını eğmiş, kolunu saran tahta ve sargı bezini düzeltiyordu. Felix başını sallayarak ''Bizi yalnız bırakın.'' dedikten sonra  adamlar hareket etmeyince ''Hemen.'' demesiyle diğer iki adam hızla hareketlenip ''Biz yemekleri paket yaptıralım.'' diyerek yürümeye başlamışlardı. Onların uzaklaşmasını izlerken Felix elini çeneme koyunca dönüp ona baktım. Felix kaşlarını kaldırıp ''Sakın kıpırdama.'' deyip elini burnuma koyunca ''Bu canını yakacak. O yüzden üç deyince, kırık burnunu yerleştirmeme izin ver.'' demişti. 

Başımı sallayarak ''Ben sayarım. Bir.'' dememle Felix'in hamlesiyle acıyla bağırdım. Felix sanki ne yaptığını çok iyi biliyormuş gibi ilk yardım çantasından bir şeyler çıkartıp hızlı hareketlerle burnuma yerleştirirken ''İşte oldu. Canın çok yanmamıştır umarım.'' diyerek güldüğünde zorlukla ''Üçe ne oldu?'' diye sordum. Felix ellerimi açıp suyla ıslattıktan sonra merhem sürmeye başladığında ''Kendini kasardın. Aniden olması daha iyi.'' diyerek bir  sargı bezini ellerime sararken ''Orada onunla bu halinle çok iyi savaşmışsın. Güçlü bir kızsın.'' dediğinde omuz silkerek ''Canımı kurtarmaya çalışıyordum.'' diye mırıldandım. Felix gözlerini bana dikip bakışlarımda bir şey aradıktan sonra gülümseyerek ''Çok iyi iş çıkarttın ama. Onun kolunu ve burnunu kırdın. Bunu herkes yapamaz.'' dediğinde şüpheyle ''Sana bir şey sorabilir miyim?'' diye sordum. Elindeki ıslak besle yanağımı silerken onaylamasıyla ''Ben oraya birisiyle buluşmaya gitmiştim. O beni gördü mü? Ya da kaçırıldığımı biliyor mu?'' diye sormasıyla Felix hızlı hareketlerle elini sırtıma atıp kaburgalarımın üzerinde sıcak parmaklarını gezdirirken sakin bir şekilde ''Hayır sanmıyorum. Görmedi. Görseydi haberim olurdu.'' demesiyle zorlukla ''Orada boşa mı çabaladım?'' diye sordum. 

Felix bu sorumla gülerek ''Boşa değildi. Kendini kurtarmaya alışıyordun. ama emin ol, Eren kaçırıldığını bilseydi, şu anda seninle bu konuşmayı yapamazdık.'' diyerek ellerini çekmiş ardından ''Seni bagaja sokmayacağım. Yanımda oturacaksın, ama senden uslu durmanı istiyorum, tamam mı?'' dediğinde omuz silkerek ''Kaçamayacağım, değil mi?'' diye sordum. Felix onaylayarak başını salladığında şüpheyle ''Benden yana olduğunu söyledin. Neden şimdi basıp gitmiyoruz?'' dememle Felix soğuk bir şekilde ''Hiçbir şey bu kadar basit değil, Annie. Üzgünüm. Her şey için doğru zamanı beklemek gerek.'' dediğinde elini tutup durdurdum. Bana bakmaya başladığında makasa uzanarak ''Saçlarımı keser misin?'' diye sordum. Felix anlamamış gibi bana bakmayı sürdürdüğünde saçımı göstererek ''Saçlarım çok uzun ve kaçmama hep engel oluyor. Onu kesmeni istiyorum.'' dememle Felix makası yerine sokup ''Bu makasla kesemeyiz. Bekle.'' dedikten hemen sonra arabanın içinde bir bölmeyi açmıştı. Elinde tuttuğu şeyin bir noktasına basmasıyla iri bıçak bir anda açığa çıkmıştı. Olduğum yerde sıçradığımda ''Bu daha iyi keser. Dön arkanı.'' demesiyle ona uyarak arkamı döndüm. Saçlarımı sıkıca tutup tek bir hamle yapmasıyla ona geri baktım. Avucundaki saçları göstererek ''Sayende kuaförde oldum.'' diye gülerek çöpe attığında elimi kısalan saçlarıma götürdüm. Kulaklarımın hizasına gelen saçlarımı ellerken ''Teşekkürler.'' dememle bir noktaya bakarak ''İşte geldiler.'' diyerek diğerlerine doğru dönmüştü. Kolu kırık olan adamın üstüme doğru yürümesiyle beraber korkuyla Felix'in koluna sarılıp arkasına saklandığımda Felix göğsünü gererek önümde durmuştu. Adam bir an için üstüme yürüyecek gibi olsa da Felix'in geri adım atmayışıyla beraber geriekilmişti.

Felix memnuniyetle başını sallayarak beni arabanın arka koltuğuna oturtmuştu. Onları izlemeye başladığımda bir tanesi ''Kız ne olacak?'' dediğinde Felix onun bu dediğini pek umursuyormuş gibi gözükmüyordu. Sonunda diğerlerinin elindeki paketi alıp yanıma koyarken ''Benim yanımda kalacak ve sorun çıkartmayacak. Hadi gidelim.'' diyerek yanıma oturup kapıyı kapattıktan sonra paketi göstererek ''İçinde iki hamburger var. Birisini ben ısırmıştım ama diğerini yiyebilirsin. Fazla zayıfsın.'' demesiyle düşünmeden paketin içine uzattım ve hamburgeri elime alıp ''Teşekkürler.'' dedim. Hamburgeri yemeye başladığımda araba yeniden çalışmaya başlamıştı. 

Yemeğin ve yorgunluğun verdiği ağırlıkla Felix'e doğru yaslandığımda Felix hiç karşı koymayarak kolunu omzuma atıp beni dizine yatırmış, ardından ceketini üstüme örterek ayaklarımı koltuğun üstüne çekmeme yardım etmişti. Gözlerim kapanırken aklım Caleb'taydı. Kim bilir notu görüp, üstüne Eren'le buluşmadığımı öğrenince nasıl deliye dönecekti. Muhtemelen Eren'i suçlayacak, bana ulaşmak için her şeyi yapacak ama bulamayacaktı. Belki bellek karşılığında beni geri almak için anlaşma bile yapabilirdi. En başından beri keşke Caleb'ın yanında kalsaydım. Ya da ona anlatsaydım her şey farklı olabilirdi. 

Bilinmeyen KullanıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin