Caleb mesaj atan Eren'i tamamen yaşanmamış bir olay gibi bir daha konusunu açmayarak yeni yeni konular açıp beni konuşturmaya, güldürmeye çalışmış ve gerçekten de başarmıştı bunu. Soğumak üzere olan sıcak çikolata bardağıma uzanıp büyük bir yudum aldığımda Caleb arabayı çalıştırmıştı bile. Bir süre etrafa bakınıp ''Sence sakin yaşantımıza ne zaman döneriz?'' dediğimde Caleb bana bir an için bakıp yeniden önünü dönerek omuz silkmiş ardından ''Bunu senin için oldukça kısa sürede gerçekleştirmeye çalışırım.'' demişti fakat asıl cevabı anlamıştım zaten. O da bilmiyordu.
Omuz silkerek gülümsedim bir süre. Onun da moralini bozup her ikimizi de karamsarlığa sürüklemenin bir manası yoktu. Bu ikimizi de işin içinden kurtarmıyordu. Oturduğum yerde doğrularak, pencereden dışarı bakış atıp, arkamızdan gelen aracı bir süre izleyip ''Her şey bittiğinde bana araba sürmeyi öğretir misin?'' diye sorduğumda Caleb şaşırmış gibi kaşlarını kaldırıp ''Her şey bittiğinde benimle görüşmeyi sürdürmek mi istiyorsun, yoksa ben mi yanlış anladım?'' demişti. Kuşkuyla ona bakarak ''Ne demek bu şimdi? Elbette seninle görüşeceğim. Eğer sen istemiyorsanda, hemen şimdi kapıyı açar atlarım bak.'' diyerek sırıttığımda Caleb gülerek ''Hayır, hayır. Elbette seninle görüşmeye devam etmek isterim. Sadece... Tüm bu olanlardan sonra benimle konuşmak istemezsin sanmıştım.'' dediğinde elimi sallayıp ''Çok abartıyorsun. Yüzlerce kız benim yerimde burada durup bu aksiyonu yaşamak isterdi buna emin ol. Video oyunları ve filmler insanların bazı şeyleri yaşama istemesine sebep olabiliyor Caleb. İnanmazsın ama her zaman birisinin hayatını kurtarmak isteyen o muhteşem yetenekli savaşçı olmak istemiştim. Hayat kurtarmak dışındaki hiçbiri uymuyor ama en azından bir yerden başladım.'' diye sırıttığımda Caleb da gülmüş ardından ''Şu video oyunlarındaki kahraman sensen, ben ne oluyorum?'' demişti. Omuz silkip ''Savunmasız salak karakter sanırım.'' dememle ''Sağ ol.'' demesi bir olmuştu.
Kahkaha atarak ''Lütfen alınma! Sadece orada kurtarılması gereken karakter devamlı başını belaya sokuyor ve tam bir salak gibi davranıyor. O yüzden öyle dedim.'' desem de durumu daha da batırmış gibi görünüyordum. Elimi Caleb'a uzatıp işaret parmağımı onun yanağına bastırıp ''Kızma bana.'' dediğimde Caleb sırıtmış ardından ''Düşünmem gerek.'' demişti. Bir süre sonra Caleb beni teselli etme ihtiyacı duymuş gibi kaşlarını kaldırıp ''Biliyor musun, aslında sen gerçekten de cesursun.'' demesiyle başımı ona çevirdim. Caleb omuz silkerek ''Hiçbir eğitim almadın. Silah da kullandığın söylenemez. Ama hiç tanımadığın birisine yardım etmek için kaçıyorsun ve silah kullanıyor, öldürülme ihtimallerinden kurtuluyorsun. İnan bana, sen çok cesursun. Hatta neredeyse savaşçısın.'' demişti.
Sırıtarak pencereden dışarıya baktım bir süre. O sırada gözüm aynadaki yansımaya takılmıştı. Bu bir süre önce incelediğim arabaydı. Kaşlarımı çatarak ''Takip edilme olayı birisi seni uzun süre peşinden gelirse oluyordu, değil mi?'' dememle Caleb biranda bunu sormamı anlamamış gibi ''Ne?'' demişti. Ellerimi sallayarak ''Hiç kavşak falan var mıydı? Ya da farklı yöne giden herhangi bir şeridin yanından geçtik mi? Caleb, bir şey de!'' diye son cümlemde bağırdığımda arkamdan Kurabiye'de havlamış ve oturduğu yerde dikleşmişti. Caleb bir an için düşünür gibi kaşlarını çattıktan sonra ''Ben bilmiyorum. Sanırım hayır. Emin değilim.'' demesiyle koluna vurarak ''Takip ediliyoruz!'' diye bir anda bağırdım. Caleb şaşırmış gibi ''Emin misin?'' dediğinde başımı sallayarak ''Neredeyse evet. Arkamızdan gelen arabayı bir süre öncede görmüştüm. Eğer başka yola gitme şansı varsa ve gitmediyse bizi takip ediyor. Farklı bir yola gitmemiz gerek. Yön değiştir işte.'' dediğimde Caleb şaşırmış gibi sağa sola bakınarak ''Annie farklı bir yolumuz yok ama. Düz yol ar. Ve karşı şerit.'' demişti. Dudaklarımı ısırarak ''Bizi takip ettiğini anlamamız için iki seçeneğimiz var. Sol tarafta ki ağaçların arasına gir. Patikaya gir. Orada hiçbir şey yok. aklı başında bir adam bir anda ormanlık alana girmez.'' dememle Caleb için söylediklerim mantıklı gelmiş gibi bir anda arabayı ağaçların içine soktuğunda araç büyük bir gürültüyle sarsılmış, titreyerek taşlarla kaplı toprak üstünde ilerlemeye başlamıştık. Oturduğum koltukta doğrulup başımı arkaya çevirip beklemeye başladığımda Caleb acele bir şekilde ''Ne oldu? Araç geliyor mu Bizi takip ediyor mu? Annie bir şey söyle!'' dediğinde sinirle ''Beni germeyi kes! Bekliyorum. Araç gözükmüyor.'' dediğimde Caleb'ın sesinden ne kadar gergin olduğunu anlayabiliyordum. Bir kaza daha yapmak istemiyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen Kullanıcı
AçãoKendi çapında bilgisayar korsanlığı yapan genç bir kız ve yardımı yalnızca onda bulabileceğini, hayatının tehlikede olduğunu iddia eden gizemli kullanıcı. Aniden gelen bir mesajla tüm hayatının, değişebileceğine inanmayan kızın hikayesi... Bağlant...