Felix'in beni dürtmesiyle beraber gözlerimi açtığımda, araba çoktan durmuş, diğer adamlar arabadan inmişti. Başımı çevirdiğimde Felix beni oturtmaya çalışıyordu. Sırtımdaki ağrılara rağmen oturduğumda Felix sonunda ''Gitmemiz gerek.'' demesiyle etrafa bakındım. Bir binanın önünde durmuştuk. Ben binayı incelerken Felix kapıyı açmış, arabadan inerek elini bana uzattığında ondan destek alarak araçtan indim.
Felix son derece sakin bir şekilde ''Beni takip et ve ne olursa olsun konuşma.'' dedikten sonra yürümeye başladığında hızlı adımlarla onu takip ediyordum. Felix kısık bir şekilde ''Seni diğerlerinden koruyabilirim ama içerideki o adamlardan koruyamam Annie. O yüzden onların dediklerine biraz uymak zorunda kalabilirsin.'' demişti. Bu cümleyi kurarken sesinden , bu durumun onu ne kadar rahatsız ettiğini anlayabilmiştim.
Binaya yaklaştığımızda, kapıda bekleyen iki nöbetçi kenara çekilerek geçmemize izin vermişlerdi. Felix'in benden uzaklaşmasına izin vermeyerek ona yakın bir şekilde ilerlerken binanın parlak ışıkları gözlerimi acıtmıştı. Dışarıdan eski yıkık bir binaya benzese de içi en azından normal standartlardaydı.
Ben etrafa bakınarak ilerlerken sonunda asansörün önünde durmamızla Felix'e bakarak ''Nereye gidiyoruz?'' diye sordum. Felix başını hafif benim olduğum yere çevirip bana bir bakış attıktan sonra ''John'un yanına.'' demesiyle başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissetmiştim. Asansörün kapısı açılıp, herkes asansöre binmeye başladığında kıpırdamadan girişinde bekliyordum. Felix benim kıpırdamadığımı fark ederek hafif başını öne eğerek ''Sorun ne?'' dediğinde ''Ona gidemem. O bizim öldürülmemizi istiyor.'' diye fısıldamamla Felix güven vermek ister gibi elimi tutup sıktıktan sonra ''Bana güven. Başına bir şey gelmemesi için uğraşacağım.'' dedikten sonra beni peşinden asansörün içine kadar sürüklemişti.
Gergin bir şekilde asansördeki adamların yüzlerine sessizce baktığımda bir an için Felix'in birisinden telefon alarak kendi cebine attığını fark ettiğimde başımı çevirip bakışlarından ne yaptığını anlamaya çalıştım fakat o sadece gülümsemiş, ve göz kırparak başını çevirmişti.
Asansör sonunda durup, kapıları açıldığında rahat bir nefes alarak dışarı çıktığımızda birkaç adam acele bir şekilde başka bir yöne ilerlerken Felix ve benim yanımda sadece üç kişi kalmıştı. Onlar ritmik bir şekilde ilerlerken onlara ayak uydurmak son derece zordu. Sonunda bir odanın önüne geçip beklediklerinde Felix'e bakarak ne yapmam gerektiğini anlamaya çalışsam da bir tanesi aniden kapıyı açarak beni içeri ittiğinde korkuyla ellerimi Felix'e uzatarak onu yakalamaya çalıştım ve başardımda. Felix kapıyı üstüme kapatan adamı durdurup ''Bana bir dakika verin..'' diyerek içeri girdikten sonra beni kolumdan yakalayarak odada ilerlemeye başladığımızda beni masaya oturtup ''Burada beklemen gerek. Görüyorsun, değil mi? Bu oda boş, kimse yok.'' dedikten sonra sanki hissettirmemeye çalışarak elini ceketinin içine sokup bana doğru uzattığında bir telefon görmüştüm. İşaret parmağını dudağına götürüp susmamı gösterdikten sonra ''Sessiz olsan iyi olur.'' diyerek sanki birisine göstermelik şov yapar gibi ''Yoksa gelir ve ben sustururum.'' diye yüksek bir şekilde konuşup silahını göstermişti. Elimdeki telefona şaşkınlıkla bakıp aceleyle ceketimin içine sakladıktan sonra başımı aceleyle sallayarak ''Ses yapmayacağım, yemin ederim. Lütfen bana zarar vermeyin.'' diye elimden geldiğinde korkak konuştuğumda Felix yapmamı istediği şeyi yapmamdan memnuniyet duymuş gibi gülümsemiş, ve odanın kapısına ilerlemeye başlamıştı. Bir noktaya bakarak ''Odada tek kalabilir. Kapıda dursanız yeter. Kaçabileceği tek yer burası.'' diyerek kapıyı kapattığında bana verdiği telefonu aceleyle ceketimden çıkartıp Caleb'ın numarasını düşünmeye çalıştım.
Sonunda zorlukla hatırladığım numarayı çevirip aradığımda birkaç kez uzun uzun çalmıştı. Korkuyla ayağa kalkıp, cama doğru ilerleyerek ''Caleb eğer telefonu şimdi açmazsan, bir daha açabileceğin bir arama kalmayacak.'' diye korkuyla konuştuğumda bir kez daha uzun bir çalış sesi gelmişti. Tam arama kapanacaktı ki son anda açılmasıyla sessizlik beni karşılaşmıştı. Ses vermeyeceğinden emin olarak ''Caleb benim! Annie!'' dememle daha cümlemi bitiremeden Caleb'ın telaşlı sesi duyulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen Kullanıcı
AksiKendi çapında bilgisayar korsanlığı yapan genç bir kız ve yardımı yalnızca onda bulabileceğini, hayatının tehlikede olduğunu iddia eden gizemli kullanıcı. Aniden gelen bir mesajla tüm hayatının, değişebileceğine inanmayan kızın hikayesi... Bağlant...