17

1.2K 158 91
                                    

Kollarımı göğsümde biraz daha bastırıp yattığım yerde küçüldüğüm sırada bir şey yeniden omzumdan beni sarsarak uyanmama sebep olmuştu. Gözlerimi açıp kırpıştırarak ne olduğunu görmek için kendimi zorladığımda  sonunda Caleb ile göz göze gelmiştim. 

Kaçmak için ellerimi yattığım yatağa koyduğumda hızla elini ağzıma örtüp beni susturmak için ''Sakın ses çıkartma.'' diye fısıldamıştı. Ne olduğunu anlamak için ona bakmayı sürdürdüğümde kulaklarım yeni açılmış, sesler işitmeye başlamıştım. Caleb bir anda baş ucumda tuttuğum çantamı çıkartıp kucağıma koyarken ''Gitmemiz gerek. Hadi, kalk.'' diyerek kapıya yaklaşmıştı. 

Ellerimi gözlerime koyup nerede olduğumu ya da ne yapmam gerektiğini düşünürken sonunda aklım kendine gelmişti. Aceleyle ayaklanıp ayakkabılarımı giyinip kıyafetlerimi sırt çantama sokuştururken Caleb kapı kenarından izlediği koridordan bakışlarını ayırmadan ''Acele et.'' deyip elini sallayınca çantamı hızla omzuma atıp onun yanına koştum. 

Onun bıraktığı küçük boşluktan koridora bakıp bir şey görmeyi denesem de Caleb hızla bileğimden yakalamış ve sessizce kapıyı açıp koridora çıkarak yürümeye başlamıştı. Peşinden ses çıkartmamaya özen göstererek yürürken sürekli arkamızı kontrol ediyor, neyden kaçtığımızı anlamaya çalışıyordum. Caleb sonunda ''Neden sürekli arkanı kontrol ediyorsun?'' diye sorduğunda başımı sallayarak ''Silahlı adamlar gelebilir diye. Birisini görürsem kaçacağım.'' dememle gülmesi bir olmuştu. 

Kaşlarımı çatarak bir süre suratına baktıktan sonra ''Ne?'' diye sormamla elini sallayarak ''Adamlar falan yok. Sadece iskeleye varmak üzereyiz. İlk iskelede gideceğiz.'' demesiyle yavaşlamaya başlamıştım. Damarlarımda pompalanan adrenalin azaldığında artık Caleb'ın peşinden sürükleniyordum. Bir süre sonra durup ''Ne oldu? Niye gelmiyorsun?'' dediğinde bileğimi ondan kurtarmak için elimi çektikten sonra kollarımı sallayarak ''Bir anda beni uyandırdın ve sebep yokken korkutup peşinden sürüklemeye mi başladın beni?'' dedim ve ona bakmaya başladım. Şaşkınlıkla gözlerini kırpıp bir süre bekledikten sonra bakışları anlık sağa kayıp yeniden bana odaklandığında ''Şey, evet?'' demesiyle elimi alnıma koyup ''Caleb, uykum var!'' diye sesimi yükseltmemle yukarıda, güverte tarafından gelen gürültülerle ikimizde başımızı kaldırıp sesleri dinlemeye başladık. Yukarıda birkaç bariz ayak sesi ses çıkartarak yürümeye başladığında hemen üstümüzden geçip merdivenlere yöneldiğinde Caleb bir anda kollarıyla beni sarıp, kaldırarak bir odaya sokmuştu bizi. 

Bu oda tamamen balık kasalarıyla doluydu ve koku inanılmaz derecede fazlaydı. Balık kokularını içime çekerek ''Vay, taze balıklar ne güzel kokuyor.'' dememle beni kasaların arasına sokmak için itmeye başlamıştı bile. İtiş kakış kasaların arasına geçtiğimizde Caleb ellerini üstünde gezdirip silahını aramaya başlamıştı bile. Sonunda silahını bulunca ise beline sokup hazırda tutarak sırtını kasalardan birisine verip dinlemeye başlamıştı. 

Başımı hafif uzatıp bende baktığımda balıkçılardan birisi kapıda belirmiş ve etrafa bakınarak ''Burada mısınız?'' demişti. Elimi sallayarak ''Evet!'' diye seslendiğimde Caleb dışarı çıkarak ''Sorun ne?'' demişti. 

Balıkçı başını sallayıp işaret vererek ''Buraya bir grup takım elbiseli adam geldi. Kaptan hazırlıklı olmanızı istedi. Gemide bir sorun olsun istemiyor.'' deyip bir süre bekledikten sonra balıkçının bakışları bana kaymıştı. Başını kaldırıp ''Bol şans.'' diyerek yeniden geldiği yöne gittiğinde başımı sallayıp yeniden kasanın arkasına saklandım. 

Bir süre sessizlik olduğunda Caleb daha fazla dayanamamış olacak ki belinde ki silahı işaret ederek ''Seni rahatsız ediyor mu?'' diye sormuştu. Bir süre kollarımı göğsümde bağlayıp belinde duran silaha baktıktan sonra gözlerine bakarak ''Rahatsız etsin,  etmesin bir şey değişecek mi? Rahatsızım dersem silahı atacak mısın?'' diye sorduğumda Caleb yavaşça ''Hayır.'' demiş ve başını çevirmişti. 

Bilinmeyen KullanıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin