23

524 87 20
                                    

Yükselen uğultuların arasına gözlerimi zorlukla açtığımda bir süre etrafa bakındım ve ne olduğunu anlamaya çalıştım. Hafifçe yükselen dumanın arasında karanlık ağaçlığı görmeyi başardığımdane olduğunu algılamam biraz zaman almıştı. Sonunda az önce ne olduğunu anladığımda başımı çevirip Caleb ve köpeği aramaya başladım fakat aracın içinde tek başıma öylece yatıyordum. elimi kemerime atıp kemerimi çözmeyi başarınca kendimi yana sürükleyip aracın kapısını açmaya çalıştım. çatlamış ola camın ufak bir bölümü kırıklar halinde çimenlere döküldüğünde kapı ani bir hareketle açılmıştı Ayaklarımı aracın dışına attığım anda bir kuvvet beni omzumdan sertçe yakalamış ve ileri doğru fırlatmıştı. henüz yaşananları sindirememişken yeniden savrulunca yüz üstü yere uzanmıştım.
Ellerimi yere koyup yumruk yaparak gözlerimi hızla skırpıştırdıktan onra başımı arkama çevirince siyah takım elbiseli adamı görmüştüm. Elinde tuttuğu silahı havaya kaldırıp başını hafif işaret verir gibi ssalaldıktan onra sinirli olduğu her halinden belli olack şekilde ''Arkadaşın nerede?'' demesiyle gözlerimi kısıp suratına sessizce bakmaya başlamıştım.

hızla tetiği çekp ateş ettiğinde mermi hemen yanımda duran ağaca saplanınca korkuyla bağırıp kollarımı yüzüme götürdüm. Adam sanki istediğini elde etmiş gibi üstüme bir adımattı ve bu kez silahı bana doğrultup ''Bu kez merminin ağaca saplanacağını sanmıyorum. Bir kere daha deneyelim. Arkadaşın nerede?'' dedğinde henüz yeni fark ettiiğim köpek havlamaları yükselmeye başlamıtı
Başımı çareszce iki yana salayarak ''Bilmiyoum!'' dediğimde adam saki tatmin olmamış gibi bana doğru ilerleyip bir hışım omzumdan bir kere daha sertçeyakaladığında ben daha ayağa kalkamadan peşinden sürüklemeye başlamıştı. Ayaklarım birbirine dolanırken onu zorla takip etmeyi sürdürdüğümde sanki birisine seslenir gibi ''Buldun mu?'' demesiyle birbaşka adam  ''Hayır. Belek de çocuk da yok.Sen buldun mu?'' demesiyle beni ileri itmişti. Ayaklarım birbirine takılıp diz üstü yere düştüğümde sonunda ikinci adamı görebilmiştim. Bana anlamadan bakarak ''Bu ne işimize yarayacak?Çocuk ve bellek lazımdı.'' demişti. İlk adam silah tuttuğu elini indirip ''Çocukla beraberdi. Onu arabadan inerken yakaladım. Çocuğa karşı kozumuz olabilir.'' diyerek silahını havaya  kaldırıp ''Çocuk nerede?'' demişti. Korkuyla hvaya kaldırdığı silaha bakarken adamın arkasında karanlıkta bir şey bize doğru koşmaya başlamıştı. Ben yaklaşan şeye odaklandığımda sonunda köpeğimi görebilmiştim. Heyecanla bir an için ayağa kalkar gibi olduğumda  ikinci adam ''Bu  da ne ?'' demiş ve kenara çekilmişti ki köpeğim ilk  başta bana silah doğrultan adamın üstüne atlamış ve silahı tuttuğu koluna dişlerini geçirmişti. İkisi beraber sanki bir film sahnesiymiş gibi bir an için sağa devrildiğinde her şey hızlanmış ve köpeğim adamın kolunu sanki parçalamak için başını sağa sola hızlı hareketlerle sallarken onu benden uzaklaştırıyordu da.

Bir an için ger çekildiklerinde sonunda ikinci adam ''Kıpırdama! Ona nişan alamıyorum.'' demesiyle köpeğimi vuracaklarını anlayarak hızla ikinci adamın üstüne koşup kollarımı onun kollarına dolayıp ellerini yere  doğru çekmeye başladım Biz ikisiyle de savaş halindeyken bire ateş sesiyle başımı sesin kaynağına çevirdim. Üçüncü bir adam bize bakarak ''Bu kadar oyun yeter.'' demişti ki birisi onun üstüne atlayıp onu yere devirmişti. Ben hala ne olduğunu anlayamadan herkes birisiyle boğuşmaya başlamıştı bile. Sonunda köpeğim ilk başta ısırdığı adamı bırakıp benim mücadele ettiim adamın bacağını ısırdığında yerdeki taşa uzanıp hızla önümde ki adamın başına vurdum. Benim bu hareketimle adam bir an afallamış, ben yeniden vurunca ise yere devrilmişti.

Yere devrilen adama birkaç saniye bakıp nefes alıp almadığını anlamak için onu izlemeye başladığımda, kısa bir bekleyişin ardından nefes almasıyla rahatlayarak ayağa kalktım ve etrafıma bakındım. Biraz ileride Caleb adamla güreşiyor, hatta kaybediyordu Adam Caleb2ı altına almış onun boğazına baskı uygularken biryandan da suratına yumrukları hiç ara vermeden indiriyordu. Ona seslenip tam adımatmıştım ki kolumdan sertçe yakalnmış ve geriye çekilip tilmiştim. Sinirle bağırıp beni yere fırlatana baktığımda adam kanayankoluna karşın silahını hızla  kaldırmıştı k bir anda köpeğim vahşi hırlamalarıyla adamın üstüne atlamış ve bana değil de başka bir noktaya ateş etmesini sağlamıştı. 

Köpeğimin o adamı ısırmasına izin vererek Caleb'a doğru var gücümle koşmaya başladım. Kısa sürede kendimi adamın üstüne attığımda adamla beraber yere devrilmiştik. Adam ne olduğunu görmek için başını kaldırdığında göz göze gelmiştik ve adam beni hemen tanımıştı. 

Polis karakolunda beni tehdit edip, daha sonrasında bana telefonunu veren adamdı bu.

Suratıma sessizce bakmayı sürdürdüğünde Caleb tam silahını kaldırmıştı ki telaşla "Hayır,  onu öldürme!" diye var gücümle bağırdım. İkisi de şaşırmış gibi bana bakmayı sürdürdüğünde hızla adamın üstüne atlatıp onu yere bastırırken adamın bana karşı çıkmayışı beni oldukça şaşırtmıştı.

Adamın ceplerini kurcalarken bir yandan da "İşimize yarayacak şeyler arıyorum." diyerek önce bir cüzdan ardından çok amaçlı bir çakı ile silahını alıp Caleb'a doğru attıktan sonra adama bakmayı sürdürdüm. Adam birkaç saniye bakışmanın ardından "Şimdi ne olacak?" dediğinde kararsız bir şekilde "Emin değilim." demiştim ki adam alaylı bir şekilde "Katıl olmadığınızı anladım. Kimseyi öldürecek cesaretiniz yok.  Belleğin de sizin elinizden çıkamadığını düşünürsek, en mantıklı seçenek belleği bana vermeniz." demesiyle Caleb gülmüş, ardından "Çok beklersin. Hadi Annie, gidelim." deyip beni tutarak ondan uzaklaştırmıştı. Ağaca çarpıp kalan araca beni oturttuktan sonra bir ıslık çalmış ve köpeğimi yanıma çağırmıştı.

Köpek de araca girdiğinde Caleb bir an durup dışarıya bakmış, beklemişti. Sanki bir şeyden emin olmak ister gibi bir hali vardı. Ardından araca binip motoru çalıştırdıktan sonra araç hırıltılı sesler eşliğinde yavaşça çarptığı yerden ayrılmış , ardından ağaçlarım arasından çıkmak için ilerlemeye başlamıştı.

Bilinmeyen KullanıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin