………
Sizi beklettiğim için çok özür dilerim :( . Özelden yazıp beni ve kitabı merak ettiğiniz için de teşekkür ederim. Neyse fazla uzatmadan kitaba geçelimm.
………
Sabah kahvaltısından sonra evde biraz abimle birlikte oyalandık. Çünkü görüşme saatleri 1 de başlıyordu.
"Abi bizimle birlikte Celal ve Kaan abi de gelsin mi?"
"Mümkünse hayır"
"Ama neden?"
"İkinizle özel konuşmak istiyorum çünkü"
"Off, tamam o zaman ben onlara haber vereyim de onlar sonra gitsinler"
"Tamam"Telefonu elime aldım ve grubu açtım.
Derya: Napıyorsunuz
Kaan: Ben kahvaltı yapıyorum, sen?
Derya: Bende oturuyorum
Celal: Bende yeni kalktım
Derya: Ben size şey diyecektim
Kaan: Ne diyecektin?
Derya: Abim Deniz ve benimle özel görüşmek istiyormuş da siz görüşmeye daha sonra gitseniz olur mu?
Celal: Allah Allah! O daha sonra gitsin görüşmeye
Kaan: Celal!
Kaan: Tamam Derya sıkıntı değil. Biz daha sonra da gideriz.
Derya: Tamam, teşekkür ederim
Celal: Hey bende burdayım
Derya: Özür dilerim Celal abi ama böyle olmasını ben de istemiyorum. Ama en iyisi bu
Celal: Peki, öyle olsun.
Celal: Önceki konuşmamızda da kötü davranmıştın zaten
Celal:
Derya: Ya Celal abi HEKWJWKWB
Derya: Nerden buldun bunu
Celal: E sende varsa bende neden olmasın. Benim ne eksiğim var
Derya: Önceki konuşmamızda uykuluydum. Sizin konuşmanız yüzünden de uyandığım için daha çok sinirlenmiştim.
Derya: Görüldü mü attı Celal abi bana?
Kaan: Maalesef FHKHSHHLHFKWQL
Derya:
Celal: Tamam tamam affettim HRSLHRHWLHHR
Telefonu cebime atmadan saate baktığımda 12 olduğunu gördüm.
"Abi, çıkalım mı?"
"Saat kaç olmuş?"
"12"
"Tamam çıkalım o zaman"
Arabaya bindik ve hangi cezaevi olduğunu söyleyip gittik. Birlikte görüşme alanına girdik. Göz ucuyla Deniz'i aradım ama göremedim.
"Yok mu?" hayır anlamında kafa salladım.
Masalardan birine geçtik ve beklemeye başladık. Çok geçmeden geldi ve ben tam ayağa kalkacakken abim bacağıma bastırınca yerime geri oturmak zorunda kaldım.
Yılmaz abim elini Deniz'e uzattı. İşte başlıyoruz.
"Merhaba, ben Yılmaz"
"Merhaba, ben de Deniz" ikisi de birbirinden soğuktu. Abim ben ve arkadaşları dışındaki herkese soğuk davranırdı. Deniz'se zaten herkese karşı soğuktu.
"Nasılsın Derya?"
"İyiyim, sen nasılsın?" abim yüzünden konuşacak konu bulamıyorduk.
"Ben de iyiyim"
"Siz ne iş yapıyorsunuz?"
"Uzman çavuşum" Deniz mimik bile yapmadı. Gerçekten suçlu olsaydı bir askerden korkmaz mıydı?
"Sen ne iş yapıyorsun, ya da yapıyordun?"
"Modeldim" abim kaşlarını kaldırdı. Bundan bana bahsettiği için pek de şaşırmamıştım.
"Neden buraya düştün?"
"Sen beni sorguya mı çekiyorsun?"
"Kardeşim kimlerle arkadaşlık kurduğunu bilmem gerekiyor"
"Peki, o zaman şunu bilseniz yeter. Ölmesi gereken bir kişiyi öldürdüm. Bu yüzden buradayım"Ne? Bana böyle söylememişti! Tam 13 cinayetim var demişti ve hepsini de suçsuz bir şekilde öldürmüştü!
" Sen bana böyle söylememiştin ama!"
"İnandın mı gerçekten? Seni kendimden uzaklaştırmak için öyle söylemiştim"
"Bir dakika, sana ne demişti?"
"13 tane cinayet işlediğini söylemişti"
"Ne? Peki, gerçekte ne kadar cinayet işledin?"
"Beni ne sandınız siz ya? Seri katil falan mı?"
"Sadece gerçeği öğrenmek istiyorum"
"Tamam söylüyorum o zaman, 1 tane o da kendimi korumak içindi. Anladın mı? Onu öldürmeseydim ben ölecektim!"
"Deniz. K-kimi öldürmeseydin?" bana hiç bunlardan bahsetmemişti. Şoka girmiştim adeta.
"Oralara girmeyelim. Sadece bunları bilseniz yeter"
"Deniz! Bana bunlardan bahsetmedin. Düzgünce anlatır mısın?"
"Eğer zamanı gelirse anlatırım. Ama dediğim gibi sadece benim suçsuz olduğumu ve ölmesi gereken birisini öldürdüğümü bilin yeter"
"Peki, o zaman ne zaman Deniz? Neden o zaman artık gelmiyor? Artık bana neden gerçekten neler yaşadığını anlatmıyorsun?"
"Anlatamam"
"Neden?" kendimi toparlamaya çalıştım.
"Tamam! Özür dilerim fazla ileriye gittim. Ama eninde sonunda anlatacaksın bana tamam mı?" evet anlamında başını salladı.
"Ben nasıl inanıyım sana? Ya gerçekten şuan anlattığın şeyler değilde önceden Derya'ya anlattıkların doğruysa"
"Abi!"
"O zaman dışarıya çıktığımda ilk hedefim siz olursunuz" diye sırıttı.
"Deniz ne saçmalıyorsun?"
"Derya kalk! Bir daha da bu manyak adamla görüşmene izin vermiyorum"
"Senden izin almadım abi. Seninle dalga geçiyor Deniz! Anlamadın mı? Hala onun hakkında kötü düşüncelerin olduğu için seninle dalga geçiyor. Ben Deniz' e ilk konuşmamızda da şuanda da güveniyorum. O yüzden sen de güven"
"Ama sana yalan söyledi! Sana yalan söyleyen birisine hâlâ nasıl bu kadar güvenebilirsin?"
"Beni kendinden uzak tutmak için söyledi o yalanı"
"Neyse, bugünlük bu kadar yeter. Evde düşüneceğim bu konu hakkında. Eve gidelim artık"
"Tamam. Sonra görüşürüz" dedim gülümseyerek. Dudağının tek tarafı kıvrıldı.
"Görüşürüz minik" yürek mi yemişti bu? Abim ona sert bakışlar atarken koluna girdim ve onu ters yöne çevirip Deniz'e bakmamasını sağladım. Sonra görüşme alanından çıktık ve eve gittik.………
Kendi yazdığım karaktere gıcık olmadım demem artık mhfsjalhlahlsf.
Bir rahat bırak Deniz ve Derya' yı be Yılmaz fhsljetjjtw .Neyse ★'lamayı ve yorum yapmayı unutmayınn.
ÖpüldünüzZzZz <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hapishane Kaçkını
Teen FictionHayatına heyecan katmak için kendinden yaşça büyük bir mahkuma mektup gönderen genç kız... Her şey böyle başlıyor ve olanlar oluyor. ÖpüldünüzZzZz<3