30. Bölüm

16.4K 676 45
                                    

Arabanın içinde o kadar mutluydum ki. Hepsi kısa sürede ailem olmuştu. Onlar aile konusunda bu kadar sıkıntı çekmiş olmalarına rağmen gerçek bir aile ne demek onlardan öğrendim ben.

"Eee yengecim sevdiğin yanında oturuyor hâlâ ne düşünüyorsun böyle?"
"Birşey düşünmüyorum Celal abi" dedim gülümseyerek.
"Olur mu Celal, daha bunun sevgililiği, evliliği, çocukluğu var. Onları düşünüyordur" dedi Kaan abi.
"Kaan abi, Celal abiden beklerdim de senden beklemezdim. Ne alakası var. Fazla uçtun sanki"
"Ha bunları düşünmüyorsun yani, geleceğimizi?"
"Ş-şuan düşünmüyordum" herkes güldü. Niye bugün dediklerime gülüyorlardı ki? Ah salak Derya! Şuan düşünmüyorum demek daha önce düşünüyorum demek. Bir daha düşünmeden konuşma sen!

Utana sıkıla bir kafeye geldik ve  masaya oturduk.
"Hep utandığında yüzünün kızardığını unutuyorum. Ama biliyor musun? İyi ki de unutuyorum. Çünkü çok tatlı ve masum oluyorsun" bilerek mi yapıyordu?
"Bilerek yapıyorsun değil mi?!"
"Tüh yakalandım" dedi gülümseyerek.
Hafifçe omzuna vurdum.

"Ne konuşuyorsunuz fısıldayarak?"
"Derya' nın güzelliğini" dedi bir anda.
Masa altından ayağımla bacağına vurdum.
"Ağğhh" acımadığını biliyordum. Haklıydım da çünkü o güzel dudağıyla gülüyordu!
"İlk kavganızı mı yapıyorsunuz?" dedi halası. Ah Merve hala ne ilk kavgası...

"İlk sayılmaz" hep beraber kıkırdadık. Merve hala anlamaz bakışlarla bize baktı.
"Ne kaçırdım?"

Konuşma sırasında siparişlerimizi verdik.

"Ah Merve abla senin bu yiğenin varya yengemize neler çektirdi"
"Celal o konulara girmesek? " dedi Deniz.
"A ah niye girmiyormuşuz. Bence yengemin hakkıdır"
"Evet hakkım, bundan sonra çekme sırası Deniz'de ama şuan sırası değil. Bugünlük rahat bırakalım Deniz'i"
"Oğlum sen kıza ne yaptın böyle. Eğer seni çektirdiyse sen de onu süründür" kıkırdadım. Büyük konuşuyorum ama, ben ona kıyabileceğimi hiç sanmıyordum.
"Derya bana kıyamaz, dimi Derya?"
"B-ben bunu sesli mi söyledim?"
Hepsi büyük bir kahkaha attı. Yan masadakiler bize doğru döndü. Mehmet amca onlara doğru pardon anlamında işaret yaptı.

"Bu sefer sen yakalandın" dedi gülmekten zor konuşan Deniz. Sandalyeden kayıp yok oluşa gitmek istiyordum. Yüzümün kızarıklığını görmek bile istemiyordum.

"Bakın şimdi yengemin yüzü nasıl da kızaracak. Aa kızarmış bile" karşımda oturan Celal' in bacağını kırarcasına vurmuştum. Deniz'e kıyamazdım belki ama Celal'e kıyabilirdim.

"Ağğğhh bacağım kırıldı. Gerçekten kırıldı"
"Abartma Celal abi"
"Deniz senin işin zor haberin olsun"
"Deniz'e kıyamaz ki" diğer yanımda oturan Kaan abiye de tekme attım.
"Ahh"
"Tamam çocuklar kavga etmeyin artık"
"Mehmet abi ne karışıyorsun bak nasıl eğleniyorlar" dedi Merve hala bana göz kırparak.
"Hemen kız dayanışması yaptınız!" dediler Celal ve Kaan abi aynı anda bacaklarını tutarken. O sırada annem aradı.

"Efendim anne?"
"Napıyorsun? Nerdesin? Kimlesin?"
"Kafedeyim"
"Yanında biri mi var?"
"Evet, birşey mi oldu?"
"Yok kızım saat geç oldu gel artık eve"
"Tamam kalkıyorum birazdan"
"Geç kalma hadi öptüm"
"Bende öptüm"

"Şey annem geç olmadan gel diyor da ben artık kalkayım"
"Tamam biz bırakalım, ordan da eve geçelim" dedi Mehmet amca.
"Tamam" masadan birlikte kalktık ve arabaya binip eve geçtik.

"Ya şey babam evdeyse sizi görmesin, sıkıntı olmasın. O yüzden inmeyin"
"Peki, o zaman haberleşiriz"
"Tamam, görüşürüz" dedim gülümseyerek ve arabadan indim.

Kapıyı çaldım, kapıyı açan annem oldu.

"Babam evde mi?" evet anlamında başını salladı. Kulağına eğildim.
"Her şeyi sonra anlatırım. Sadece çok güzel şeyler olduğunu bil yeter" dedim ve odama koştum.

Üzerime rahat birşeyler giydim ve kendimi yatağa attım. Sırt üstü tavana bakarak birkaç dakika geçirdim. Daha uzun geçirecektim ama telefona bildirimler gelince doğrulup telefonu aldım ve aynı şekilde tekrar yatarak telefona baktım. Numara vardı.

Bilinmeyen: Numaranı bizim çocuklardan aldım.

Bilinmeyen: Aslında bu güzel gülüşümle seni etkisiz altına alıp numaranı isteyebilirdim ama elimizdeki imkanlar bu

Bilinmeyen: Bunlarla yetineceğiz artık

Derya: Deniz sen misin?

Bilinmeyen: Başka kim olabilir?

Derya: Bilmem, tedbirli olmak lazım dünyanın bin bir türlü hali var değil mi?

Deniz: Öyle tabii

Deniz: Eee o numara alma işe yarardı değil mi?

Derya: Başkasını bilmem ama bende işlemezdi. Ben öyle şeylerden etkilenmem. Bacağın arasına tekmeyi yer giderdin.

Etkilenirdin Derya, yalan söyleme!

Deniz: Birincisi bu güzel gülüşüme etkilenmemen imkansız. İkincisi bana kıyabileceğini sanmıyorum QLSJRLWKOEHW

Derya: Komik mi?

Deniz: Çok komik QLWJFJROWŞW

Derya: Peki

Deniz kişisini engellediniz.

★★★★

Yazar çıldırdı! QŞENEKJRWKEKR

Günde 3. bölümümü atıyorum. Atamadığım zamanların acısını çıkartacağım

Hapishane Kaçkını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin