40. Bölüm

10.5K 471 33
                                    

"Sen ilk görüşmeye geldiğinde Deniz zaten sana vurulmuştu. Seni her gün bir şey olmasın sana diye takip ediyorduk. Biz seni uzaktan takip ederken bir adamın da seni takip ettiğinden şüphelendik. Bundan mütevellit o gün Pttye kadar seni takip ettik. Sen Pttye girdiğinde adam sen girmeden geri gitti ama seni bir yerde bekledi. Seni beklediği belliydi. Adamın yanına gittik. Güzelce konuştuk, anlamadı tabii. Yengemize yan gözle bakmıştı üstelik. Onun üstesinden gelip bizi fark etmemen için oradan uzaklaştık. Bir sonraki gün görüşmede Deniz'e bunu anlattık. Deniz tutturdu ben hapishaneden kaçacağım. Yardım edin çıkayım buradan. Duvarı mı kazsam falan diye saçma sapan konuştu" dediklerini pür dikkat dinliyordum. Deniz beni o zamanlardan sevdiğini bilmiyordum.

Sonra Celal abi konuşmaya başladı.
"Bir hafta her görüşmede kaçacağım dedi. Bir süre sonra bunu kabullendi. Ama sonra sen hastalandın. Seni hastaneye götürdüğümüzü duyunca daha çok delirdi. Yine tutturdu kaçacağım diye. Yakın zamanlarda hakim karşısına çıkacağını bildiğimiz için başını yakmaması için ikna etmeye çalıştık. Bu sefer ikna etmek çok zor oldu. O zaman Derya'yı kalbimde taşır, ondan vazgeçtiğimi söylerim dedi. Bundan da vazgeçirmeye çalıştık ama vazgeçmedi. Öyle işte. Artık aramızda "hapishane kaçkını" dalga konusu oldu. Deniz her konuyu açtığımızda bize sinirleniyor ama neyse" dedi. Deniz'e baktığımda çocuklara yiyecek gibi baktığını gördüm. Çok komik bakıyordu. Çünkü ortada sinirlenecek bir şey yoktu.

"Tamam Deniz sinirlenme, ne güzel seninle alakalı bir şey daha öğrendim işte" gülmemeye çalışarak konuşuyordum.
"Bilmesen de olurdu" sakinleştirmek için elini tuttum. Yüzündeki yumuşamayı gördüm.
"Deniz, peki sen de benden hoşlanıyordun. Neden bana kötü davrandın?"
"Benden soğumanı istedim, kötü davranmak istemedim"
"Ben gerekirse 37 yıl bekleyecektim seni. Sence senden vazgeçer miydim?"
"Şansımı deneyim dedim"
"Sen kötü bir şey yapmamıştın, yalan atmana gerek yoktu"
"Ailemden birini öldürdüm"
"Deniz! Saçma sapan konuşma! Bu masada oturan herkes senin nasıl bir insan olduğunu biliyor. O yüzden bu dediklerin beni kendinen soğutmak için yaptığın çabalara bir cevap değil" dedim. Biraz fazla yükselmiştim sanırım.
"Sıkıntılı bir ailede yaşadım ben. Sen ailemize katılsan sıkıntı yaşarsın diye düşündüm"
"Hep kötü düşünmüşsün Deniz. Peki ben senden vazgeçseydim hayatın nasıl olacaktı?"
"Böyle olmayacaktı, ondan eminim"
"Nasıl?"
"Mutlu ve huzurlu"
"Ben dediklerinden pek ikna olmadım, gerçekten neden benden uzak durmaya çalıştın?"
"Gerçekten gerçeği söylememi istiyor musun?"
"Evet" derin bir nefes aldı. Kaan ve Celal abi karşımızda stresli bir şekilde bizi izliyordu.

"Ben gençken herkesi korurum dedim. Ama annemi koruyamadım. Onu korumaya gücüm yetmedi. Ya seni de korumaya gücüm yetmezse? Ya seni de annem gibi koruyamazsam? O zaman ben ne yapacağım? İşte bu yüzden istemedim. Ama artık istiyorum. Ne olursa ol yanımda ol istiyorum"
"Deniz... "
"Bir şey söylemene gerek yok güzelim. Çok düşündüm ve doğru olanı yaptım" dedi. Üzerinde duran elimin üstüne diğer elini koydu ve iki eliyle sıkıca tuttu. Hiç bırakmayacakmış gibi...

Gerçekler gerçekten acıymış...

•••••••

Yorumlarda ya da özelde bana yazar demenize gerek yok. Aramızda yazar-okur ilişkisinden çok arkadaş-dost ilişkisi olsun istiyorum. :)

Evett artık neden kitabımızın adı "Hapishane Kaçkını" olduğunu biliyoruzz

ÖpüldünüzZzZz<3

Hapishane Kaçkını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin