2. Bölüm

29.7K 859 33
                                    

Merhaba!

🦋

Sabah gözüme giren güneş ışıklarıyla uyandım. Kafamı çevirip komodinin üzerindeki saate baktığımda dokuz buçuğa geldiğini gördüm. Bu saate kadar normalde yengemin yüz kere odaya girip kahvaltı için beni çağırması gerekiyordu. Ama dünkü darbelerden sonra ayağa kalkamayacağımı o da anlamış olmalıydı. En azından bunu akıl edip bugün bana bulaşmayacağından eminim. Yorganı sargıda olmayan elimle yavaşça kenara çekip yatakta oturur pozisyona geçtim. Dik durmamla karnıma ağrı girince istemsizce gözlerim doldu. Karnım hala dün geceki gibi ağrıyordu. Ağrı kesici etkisini kaybetmiş olmalıydı yeni bir tane içmek için elimi ilaca uzatınca aklıma kaç saattir aç olduğum geldi. Yüksek ihtimal yemek yemeden ilaç içersem bu sefer de mide ağrısıyla uğraşmak zorunda kalacağım için ilacı komodinin üzerine geri bıraktım. Mutfağa gidip birkaç birşey yedikten sonra ilacı içmeyi aklıma not ettim.

Yataktan olabildiğince yavaş bir şekilde kalkarak kıyafet dolabımın önüne geldim içinden temiz iç çamaşırı,beyaz düz bir tişört onun üstüne de bol kot görünümlü uzun jile elbisemi alarak yatağın üstüne bıraktım. Banyoya gitmek için kapıya yönelince önce kulağımı kapıya dayadım kimseyle karşılaşmak istemiyordum. Gerçi babam zaten çoktan kahveye gitmiştir ama abim için kesin konuşamayacağım. Adam akıllı bir baltaya sap olamadığı için babam onu yanına alarak kahvede çalıştırıyordu. Tabi abim bu işi de beğenmeyerek arada gidip geliyordu. Onun amacı kısa yoldan para kazanmak ve zengin olmaktı. Sırf bu yüzden sürekli kahvenin kasasından para alıp iddia kuponlarına yatırıyordu. Babam da tek oğluna çok laf etmiyordu tabi neymiş efendim genç adam istediğini yaparmış. Sonradan çok pişman olacağını biliyordum babamın çünkü kazandığı para sürekli bok yoluna gidiyordu kısa bir süre sonra kahveyi batıracaklarından adım gibi emindim. Umrumda mı peki tabi ki değil ne bok yerlerse yesinler. Yeter ki benden uzak dursunlar.

Kapıyı açtığımda bir ses duymamamın rahatlığıyla banyoya geçmek için koridora çıktım tam da o sırada karşı çaprazımda bulunan odadan yani abimlerin odasından yengemin iğrenç sesini duydum o kadar yüksek sesle inliyordu ki onun yerine ben utandım. Gözümün önüne gelen iğrenç görüntülerle yüzümün kıpkırmızı olduğuna emin bir şekilde hemen banyoya geçtim. Evde benim olduğumu bildikleri halde nasıl bu kadar rahat olabiliyorlardı aklım almıyordu. Zaten aç olmamın etkisiyle birde üstüne kulağıma gelen seslerle iyice midem bulanmaya başladı. Lavabonun önüne geçerek soğuk suyla yüzümü yıkayıp bulantımın geçmesi için derin derin nefes almaya başladım. Bir dakika sonra daha iyi olduğuma emin olunca yüzümü kurulayıp hemen odama geçtim. Neyse ki ses seda yoktu artık. Yatağımın üzerinde duran kıyafetleri sargılı elim el verdiğince değiştirmeye çalıştım. Biraz zor oldu ama sonunda hepsini giyince saçımı toplamak için aynalı masamın önüne geçip oturdum. Oturmamla suratımdakı morlukla yüzleşmem bir oldu. Abimin dün geceki eseri şu an yüzümde ben buradayım diye bağırıyordu resmen. Yüzümdeki ize daha fazla katlanamayarak masanın üzerinde duran genelde güzelleşmek için değil de morlukları kapatmak için kullandığım kapatıcıyı alarak yüzüme sürdüm. Daha sonra saçımı aşağıdan gevşek bir şekilde bağlayarak ayağa kalkıp mutfağa geçtim. O sırada abim de arkası dönük bir şekilde kapıdan çıkıyordu. Neyseki beni farketmeden kapıyı çekip çıktı evden. Mutfağa girince gördüğüm görüntüyle sinirle bir nefes alıp tüpün üstündeki çaydanlığa doğru yürüdüm. Hemen altını yakıp ısınmasını beklerken buzdolabını açıp içinden peynir ve zeytini alarak ortada bulunan masanın kenarına koydum çünkü üstü hala sabah yapılan kahvaltının pis bulaşıklarıyla doluydu. Bu kadının nasıl bu kadar pis ve kötü olduğunu aklım almıyordu. Gerçi neye şaşırıyorum ki abim ve babam bana nasıl davranıyorsa o da onlardan gördüğü kadarıyla hareket ediyordu. Bu bulaşıkları da böyle bırakıp benim yıkamam için biriktiriyordu. Şimdi gidip ona bu elimle bulaşık yikayamayacağımı söylesem yine birşey değişmeyeceği için her zaman yaptığım şeyi yapıp , susup, çayın altını kapattım. Daha sonra olabildiğince hızlı bir şekilde birşeyler yiyip odama geçip ilacı içtim.

AhuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin