"O kız hakkında hiç bir şey bilmiyorum evet ama o gece biz bir otele gitmiştik ve beraber olmuştuk otelin kameralarından belki kızı bulabilirsin ne kadar yardımcı olur bilmiyorum ama belki tanıdık falan çıkar."dedi bana elindeki adresi uzatırken
O haklıydı belki biraz olsun o kızı bulmama yardım edebilirdi. Zaten şuan elimde bundan başka bir şeyde yoktu.
"Teşekkürler."dedim soğuk bir şekilde ve oradan ayrıldım.
Taksi tutup bana verdiği adresteki otele gittim. Biraz zor olacaktı.
Bayağı bir uğraştan sonra kamera kayıtlarına bakabilme şansını yakalamıştım. Oradan bir adam bana bu konuda yardım etmişti şuan ise o gecenin tarihini verdim ve Brian'ın fotoğraflar çekilmeden önce ya da sonra kızla gittiği oteldeki girip çıkanlara baktık. Nihayet Brian otele geldiğinde şaşırmıştım kız yoktu. Tek başına otele gelmişti.
Ve...
Ve sonrası yoktu kayıtların sonrası yoktu Brian'ın kaldığı odanın da Briandan sonra gidip gelen kimsenin gidip geldiğine dair kameralardaki kayıtlar yok edilmişti resmen.
Ama bu nasıl olabilirdi adam teknik arıza falan demişti ama neden Brian'ın odasının kamerası ve Brian'dan sonraki görüntüler yoktu?
Bunların hepsi tesadüf olabilir miydi? Yoksa ben çok büyük bir işin içinde miydim?
"Bir daha bakın ya da başka kamera falan yok mu, ona bakın."dedim sinirle
"Maalesef."dedi adam
Sinirden bütün her şeyi kırmak parçalamak istiyordum. Ancak sakin olmalıydım bu öfke bana hiç bir şey veremezdi.
Derin derin nefesler aldım ve aklıma dünkü olay gelince nedense gözlerim dolar gibi oldu bugün justinin Fiona'nın çocuğunun babası olup olmadığını öğreneceği gündü onu arayıp dünkü yalanlarını yüzüne vurmak için buluşma ayarlayacaktım ilk başta biraz düşündüm çünkü bunları duymak her ne kadar emin olsamda beni üzebilirdi sonuç olarak henüz onu unutmuş değildim.
Ancak onun yüzüne yüzüne vurma isteği daha da ağır gelmişti ve ne olduğunu anlamadan telefonu elime alıp onu aramıştım.
Bir kaç saniye çaldıktan sonra açtı onun bir şey demesine fırsat vermeden .
"Bir saate benimle XXXX kafesinde buluş konuşacaklarımız var mümkünse geç kalma."
Bunları söyledikten sonra telefonu suratına kapattım.
Üstümdekileri değistirmeyecektim. Gidip kafede oturup bir saat onu bekleyecek o gelene kadar kafamı toplayıp onu içimde bitirecektim ve o geldiğinde artık onun için tek bir zerreme kadar duygu hissetmiyor olacaktım.
Kafeye gelip oturdum ve bir şey ister misiniz diyen garsona yok anlamında kafamı sallayıp justini beklemeye başladım.
Onu cidden başkasının çocuğunun babası olarak görmek beni ciddi anlamda üzecekti belki günlerce kendime gelemeyecektim. Ama umrumda değildi onu son kez görmek istiyordum. Planlarım vardı burdan gitmek istiyordum bana tuzak kuran kişiyi her ne kadar merak etsem de burda kaldıkça daha fazla yara alıyordum.
Onu ne kadar sevdiğimi kendime bile itiraf etmiştim artık ama o bütün sevgimi alıp kalbimle beraber paramparça etmişti.
"İlk defa beni bir yere çağırmana şaşırdım."dedi ben düşüncelere dalmışken arkamdan gelen ses
Kafamı kaldırıp onun bal rengi gözleri ile karşılaştım.
"Keyfimden çağırmadım."dedim
"Ne için çağırdın ozaman."
"Çocuğun babası olduğunu birde senin ağzından duymak istedim."
"Henüz sonuçlar gelmedi."
"Hah" diye yalandan bir kahkaha patlattım.
"İnanmak zorunda değilsin hem bu zaten seni ilgilendirmez artık benim neyimsin ki?"
Sözleri ile kalbimi kırmaya çalışıyordu bunu başarıyordu da ben de ona aynı şekilde karşılık vermek istedim ama olmadı. Sadece ağzımdan çıkan tek bir kelimeye sığındım.
"Haklısın."
Konuşacak bir ton şeyimiz vardı aslında ama artık hiç bir şeyin bir önemi yoktu bitmişti, bitmiştik. Gerçi artık biz diye bir şey de yoktu.
"Ben senin hiç bir şeyin değilim."dedim ve ayağa kalkıp koşarak ordan uzaklaştım.
Dışarda yağmur yağıyordu peşimden gelme zahmetinde bile bulunmamıştı.
Yağmur daha da hızlanmıştı bense sadece kaçıyordum nereye gittiğimi bilmeden...
En sonunda boş bir araziye gelmiştim buraya nasıl geldiğimi hala anlamasamda kafamı yukarı dikip yağmurun üzerime yağmasına izin verdim her bir damlası her bir zerreme işlerken göz yaşlarımı da serbest bıraktım onlarda yağmur damlalarına ayak uydurup yanaklarımdan bir bir süzüldü ve beni terk ettiler.
Yağmuru çok seviyordum sebebi ise ağladığımda bunu gizliyorlardı. Acı çeksem bile o acılar akıp gidiyordu belli olmadan ama bu sefer olmadı. İçimdeki karamsarlık ve binbir parçaya ayrılmış kalbimin acısı geçmedi aksine kat ve kat daha arttı.
"Kaçarak bir şey yapamazsın Selena."dedi
Arkamdan gelmişti...
Burnumu çektim ve daha fazla ağlamaya başladım.
"Dönsene arkanı yüzleş benimle madem seviyorsun madem hala acıların var bana dön ve acılarını beraber giderelim kırdığım her bir parçanı tekrar eski haline getirelim."
"Eski haline dönmeyecek."diye bağırdım ona doğru dönerken
"Seni bu hale ben getirdim şuan beni özlüyorsun ve bunun için acı çekmiyor musun zaten? İhtiyacın olan ben değil miyim?"
"Bu paramparça ettiğin kalbimi düzeltmez daha çok kırmayacağının bir garantisi yok."dedim tekrar burnumu çekerek.
"Sana ihtiyacım var neden bana iyi gelen bir şeyi defalarca kırayım? Bırak da iyileştireyim."
"İyileştirsen ne olacak ki? İzi yine kalacak sonsuza kadar."
"Bebekken defalarca kez düşmene rağmen defalarca kez yara almana rağmen yürümekten vazgeçtin mi Selena?"
"Aynı şeyler mi Justin?"diye bağırdım kısık çıkan sesimle.
"Bazı şeyler düşmeden öğrenilmez. Acısı olmasa bu şeye aşk denir miydi sence? O acıyı hissetmeden güzel şeylerin ne kadar iyi hissettirdiğini bilemezsin. Biz acıyı iliklerimize kadar hissetmedik mi zaten? Şimdi biraz güzel tarafini hissedelim."o da artık ağlıyordu.
Ona koşup sarılmak istiyordum kokusunu içime çekmek istiyordum. Ama yapamazdım hazır gitme zamanım gelmişken her şeyi düzeltebilecekken tekrar başa dönemezdim.
"Seni çok seviyordum Justin ama artık bir önemi yok."
Ve tekrar başka bir şey demeden ondan kaçmayı tercih ettim...
Hikayeyi unutmuşum inanamıyorum 🤦 neyse kurgu çok kötü gidiyor final yapmayı düşünüyorum bir on bölüm falan sonra belki daha uzatadabilirim bilmiyorum neyse seviyorum sizi muck 🥰❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My little b*tch +18
Fanfiction"Seni üsste görmek istediğim tek yer yatağım olacak Gomez şirketim değil."