7. Bölüm: "Yarayı Saklamak."
Sarah Hester - Savage Daughter
Ali Gates - Helpless•
Alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Yüzüm bu yaşanılan durumdan dolayı garip bir ifadaye bürünmüştü. Gözlerimi yumup hafifçe kafamı duvara sürttüm. Kahretsin! Çıt sesi dahi çıkarmamışken burada olduğumu nasıl anlamıştı? Bakışlarım saniyenin onda biri kadar hızla merdivenle aramdaki mesafeye kayarken, ufak bir hesap uğraşı içerisindeydim. Buradan ne kadar sürede tüyebilirdim?
"Reyna," dedi Mirkan bir kez daha. Ses tonundaki ciddiyet, benim burada olduğuma emindi. "Orada öylece bekleme, içeri gel."
Dudaklarımı ıslattım, sanki az evvel kapı dinleyen ben değilmiş gibi omuzlarımı dikleştirdim. Suratımdaki ifadenin neye benzediğini merak ediyordum. Temkinli fakat emin adımlarla kapı önünde dikilirken aralık kalmış yerden içeriye göz attım. Burası bir banyoydu. Görüş açımda olan ve sırtı bana dönük Gencay'a merakla bakarken, kapıyı biraz daha araladım.
Harelerim açılan görüş açımdan mütevellit bir bıçak gibi anında Mirkan'a saplanmıştı. Aynanın tam önündeydi. Göz bebeğime yansıyan görüntüsü darmadağınıktı. Üst kısmı tamamiyle çıplaktı. Sol avucunun içindeki kumaşı yarasının üzerine bastırıyordu. Banyo, beyazın hakimiyetini elinde tutmasına rağmen kasvetliydi. Bakışlarım yere saçılmış kanlı bezlere, bir kısmı zemine dökülmüş tentürdiyota, lavabonun kenarlarındaki kan izlerine, klozet kapağı üzerine bırakılmış kanlı makasa saniyeler içinde dokunmuştu.
"Bakma öyle." dedi, yüzünde yorgun bir gülümseme vardı. Hiç insan yarası varken gülümser miydi? "Ne de olsa sen, bu sahneye alışkınsın." Kendine mi yoksa Eylem'e karşı mı bir atıfta bulunuyordu emin değildim.
Ne diyeceğimi bilemedim. İkisini dinlememi yüzüme ilk fırsatta vurmasını bekliyordum fakat öyle olmamıştı. Gencay çehresini bana çoktan dönerken, biraz geri çekilerek yol açtı. O gecenin tekrarına düşmüş gibiydim. Banyonun içerisine girerken ne yapacağımı kestiremiyordum. İrislerim aynadaki yansımaya; Mirkan'ın sol göğsünün altına, yarasına kaydı. Bir an olduğum yerde duraksamış olsam da durumun vahimliğinin farkındaydım. Birkaç hızlı adımda Mirkan'ın yanına ulaştığımda dilim en nihayetinde dönmeyi başarmıştı.
"Alışkın olduğum yadsınamaz bir gerçek." Dedim. Kirpiklerimi birkac kez kırpıştırdım. Kolundan tutup yönünü bana çevirmesi için teşvik ettim. "Yarana bakabilir miyim?" Diye sordum. Biraz soğukkanlı ve birazda panik halinde olduğum bir gerçekti. Yönünü bana çevirdi. Kan, parmak aralarına dek sızmış, bazı yerler ise kurumaya yüz tutmuştu. Avucunun içinde bir top gibi sıktığı tişörtünün, bastırdığı yerden ayrılmasını beklerken karşılık vermedi.
Alttan alttan ona baktım. İfademe anlam vermeye çalışıyordu. Girdapları gözlerimdeyken, "Gencay," dedi. Teni her zamanki haline kıyasla biraz soluktu. "Bana yeni bir tişört," derken ne diyeceğini unutmuş gibiydi. "Bir de ağrı kesici getirsene kardeşim."
"Sakın bana ağrı kesiciyle günü geçiştireceğini söyleme"
"Söyledim say."
"Oğlum kafan yerinde mi senin?"
"Yerinde," derken yutkundu. Mirkan'ın tam önünde, aynanın yanında duruyordum. "Senin hala yavşak olduğunu düşünüyorsam, gayet yerinde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HELEZON (+18)
Teen Fictionİşaret parmağını meydan okurcasına iç çamaşırımdan içeri doğru sızdırırken bacaklarımda ılık bir titreşim hissettim. "Bir kaç dakika sonra benim için geleceksin..." Yutkundum. "Parmaklarıma akışını hissedeceğim." Diğer parmakları da tamamen kumaş...