Kurgunun ilk bölümü umarım beğenirsiniz☺
İyi okumalar💜
*****
Yıl 1927
Dışarıda yağan yağmur ve sobadan duyulan çıtırtılar eşliğinde uzandığım yerde öylece cama vuran damlaları izliyor, saçlarımın arasında dolanan pürüzlü ellerin arada şakaklarıma dokunmasına izin veriyordum.
Her zamanki gibi aklımda bin bir tilki dolanırken dışardan sessiz durmam Koca Hatun'u işkillendirmiş olacak ki saçlarımın arasındaki elinin baskısını arttırıp aynı elleri gibi pürüzlü olan sesiyle sessizliği bir çırpıda dağıttı.
"Yine ne geçiyor o kafanda?"
Sorusuna gönülsüzce omuz silkip düşünmeye devam ettim. Aklımda izin almak için mektepte kandırdığım yeni gelen Ma'am Alexsi ve bunu duymuş olma olasılığı yüksek olan Ma'am Denise ile nasıl bir harbin içine gireceğim vardı. Sırf Koca Hatun'u görmek için yaptıklarım çekilecek dert değildi.
"Ben gideyim artık mektepten beklerler."
Dizlerinden seri bir hareketle kalkıp hızlıca saçlarımı düzelttim. Akşam olmadan yurda geri dönmeliydim. Yoksa hafta sonu iznim Ma'am Denise'nin insafına kalırdı. Ve ben o acımasız cadının eline düşmek istemiyordum.
"Az daha kalsaydın ya kızım. Hem bizim oğlan da gelir şimdi. Karanlığa kaldın o götürsün bu seferlik."
İşittiğim teklifle daha da hızlanıp uzun eteğimin pilelerini düzelttim. Ölsem yine de o Şahin abi ile bir yere gitmezdim. Hiç mi hiç sevmediğim bir huyu vardı Şahin abinin. Beni ne zaman görse uzun süre bırakmıyor tabiri caizse yapışıyordu. Bundan dolayı bugün onu hiç göresim yoktu doğrusu.
"Ma'am Denise etrafımızda erkek görünce çok sinirleniyor. Cezaya kalmamı mı istiyorsun yoksa?"
Dudaklarımı büzüp ardıma birini takmaması için kendimi acındırma yoluna gittim. Başka şekilde o Nene hatunun elinden kurtulamaz bir de üstüne yediğim azarla kalırdım. Şahin abinin beni mektebe bıraktığı o kadar çok an olmuştu ki Ma'am Denise Şahin abiden nefret eder duruma gelmişti. Ne zaman yanımda Şahin abiyi görse beni cezaya bırakıyordu.
"Hele gavura bak hele! Ne etmiş Şahin ona da etrafında görünce ceza verirmiş?"
'Ben de gavurum' dememek için dilimi ısırıp sadece gülümsedim. Beni fazlaca benimsediği için bazen istemesede böyle cümleleri yanımda zikredebiliyordu. Bir sakıncası da yoktu benim nezdimde. Sözlerinin altında bir başka anlam aramıyordum. O benim olmayan annemdi, ben de onun hiç doğmamış kızıydım.
"Ben bilmem tontonum, sonra niye hafta sonu gelmedin diye azarlama beni."
Son olarak uzun kabanımı da üzerime geçirip eşiğe doğru adımladım. Bu tartışma uzarsa kesin geç kalacaktım. İşte o zaman 'vay halime' dediğim kısmın yaşanması son derece olağandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Armenian
Short Story"Eğer..." Bedeninin baskısını tekrar arttığında her şeye rağmen kollarına tutundum. "...Soyundaki ihaneti evime taşırsan..." Artık daha da fazla yaklaşan insan seslerine rağmen geri çekilmediği için iyiden iyiye paniklediğim anda tam gözlerimin için...