12✨Ölüm Listesi

3.2K 272 438
                                    


Keyifli okumalar💜

*****

Günler günleri kovalamış ve yeniden mektepten ayrılmamız için müsaade verilen izin günümüz gelmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Günler günleri kovalamış ve yeniden mektepten ayrılmamız için müsaade verilen izin günümüz gelmişti. Gelmişti gelmesine ancak ben ilk defa bir izin günümde arkadaşlarıma eşlik etmek yerine mektep bahçesindeki büyük dut ağacının altına sinmiştim. İzin gününde mektepte olmam ne görülmüş ne de duyulmuş şey değildi ancak artık benim için çalabileceğim bir kapı var mıydı bilmiyordum. Kimseye aklımı işgal eden soruları soramıyordum. Başımın çaresine kendi kendime bakacak iradedeydim ama Leyla teyzeyi şimdiden çok özlemiştim.

Ne kadar kendi kendime beni böyle bir çıkmaza sürükledikleri için onları affetmemem gerektiğini hatırlatsam da kalbime bir türlü bu fikri işleyemiyordum. İnsan doğruları bilirken bile yalanlara, bahanelere tutunmak istiyordu. Aklımda sürekli bir bahane vardı. Onları aklamak için bahaneler sıralarken pek bir yetenekli olan aklım, çıkış yolu bulmak söz konusu olduğunda dut yemiş bülbüle dönüyordu. Bu aralar bütün kinim kendimeydi. Bu kadar sevgiye aç olmak utanç verici geliyordu. Gurursuz bir beslemeden başka bir şey değildim kendi gözümde.

Başıma gelenlerde onlar kadar ben de suçluydum. Beni sevmeyeceklerini bile bile onları bu kadar kalbime almamalıydım. İnsanları kalbimin baş köşesine oturturken onların iznini almamıştım ki onlar kalbimi paramparça yaparken hesap sorabilecektim. Belki de onlar hiç sevmek istememişti beni. Acıma ile sevgi aynı şey değildi... Bu iki duyguyu birbirine karıştırmış olmaları bir haini sevmelerinden daha olasıydı.

Sevgiyi hak etmek gerekirdi. Sevgiyi en son hak edecek insan bile değilken yüzsüzce sevgi dilenmek benim zavallı kalbimin hatasıydı. Şimdi ise sevilmememin acısını yaşayacak yüzsüzlükte hissetmiyordum. Beni sevmemişlerse sevmemişlerdi. Bundan sonra kimsenin beni sevmesine ihtiyacım yoktu. Ben kendimi seviyordum bundan ötesi var mıydı?

Sevgi dilenmekle geçen on yedi yılımı geride bırakırken bu sefer nefret almanın yollarını arıyordu aklım. Eğer sevilmeyi hak etmiyorsam bana reva görülen nefretin boş yere olmasını da istemiyordum. Nefretlerine sebep arayan herkese geçerli birer sebep vermekti niyetim.

Ben buydum. Ne o masallarda anlatılan iyi huylu prenses, ne de zavallı yardıma muhtaç kızdım. Benden olsa olsa kötü kalpli cadı olurdu. Çünkü benden cadı olamam istenmişti. Cadının sonradan prenses olduğu nerede görülmüştü?

"Sarin!"

Düşüncelerimi dağıtan sesle az ötemdeki merdivenlere çevirdim bakışlarımı. Günlerdir konuşmadığım Roza yanında Sir Mathew ile bana doğru gelirken istem dışı yüzümü buruşturdum. Roza'nın o akşam yatakhanede sarf ettiği sözler hâlâ aklımdaydı. Bu yüzden olsa gerek günlerdir Sir ile ders dışında asla yan yana gelmemiştim. Garip bir rahatsızlığın içine sürüklemişti Roza beni. Daha önce yaşamadığım bir rahatsızlıktı bu. Midemi bulandırıyor, tüylerimi diken diken ediyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 3 hours ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ArmenianHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin