Hatalarım varsa kusura bakmayın🙏
Keyifli okumalar💜
******
İçimin ateşi bir türlü sönmüyordu. Kime sitem edeceğimi bile bilmiyordum. İlk defa bu kadar yabancı hissediyordum her şeye. On yedi yıllık hayatımda ilk kez herkes yakamı bıraksın istiyordum. Beni bir başıma bıraksınlar ve ben de hayatıma devam edeyim... Son yaşananlardan sonra ne kadar yalnız olduğumu bir kez daha anlamıştım ama kalben uzak düştüğüm bu insanlardan bedenen de uzak kalmaktı isteğim. Birbirimizi ne kadar sevmediğimizi bilmelerine rağmen nasıl böyle bir düşünce içerisine girdiklerini anlamıyordum.
Zihnimde sürekli belli başlı sorular dolaşıyordu ve en baskın olanı kalbimi on bin parçaya bölüyordu. "Hadi ben tamamen yabancı, acıdıkları için yanlarına aldıkları bir kızdım. Peki ya oğulları? Onun mutluluğunu hiç mi düşünmüyorlardı?"
Her anne baba evladının mutlu olmasını isterken onların oğullarını benimle bir mutsuzluğa sürüklüyor olmalarını anlamlandıramıyordum. Bana da yazık değil miydi hem? Hiç mi değerim yoktu gözlerinde?
O kadar zordu ki bu düşüncelerle dolu bir zihinle nefes almak, daha fazla dayanamamış ilk gördüğüm ağacın gövdesine yaslamıştım bedenimi. Altın da soluklandığım yapraksız yaşlı bir ağaçtı ama en az onun kadar tükenmiş ve yaşlanmış hissediyordum ben de. Önemli olan yaş değildi belki de... Önemli olan bu kısa yaşantıda bana neler yaşatıldığıydı... "Yaşatıldığı..." Kulağa ne kadar da acizce geliyordu. Yaşamımın her bir ânı benden istenilenlerle geçmişti. Katil denildiğinde sırf onlar öyle biri olmadığımı görsün diye kesilen hiçbir canlıyı yememiştim. Onlara kendimi kanıtlamak için yumurta yemeyi geç pişirildiği yerde bile bulunmamaya çalışmıştım. Yumurta! Herkesin kolayca tüketebileceği sıradan bir yumurta! Benim için bir yumurtayı yemek bile katilmişim gibi hissettiriyordu.
Beni evlerine alan aileye "ilerde size nankörlük eder." dedikleri için bir dediklerini iki etmemiştim. Mahalleli bana uğursuz derken bir daha uğursuzluk getirmemek için onlarca kez Tanrıya dua etmiştim.
Onlara karşı geliyormuş gibi görünsem de ben hep onlar için yaşamıştım. Şimdi ise bir kez daha anlıyordum ki onlar için yaşamam hiçbir şey ifade etmiyordu. Onların nezdinde her söylenileni yapmaya mecbur olan bir beslemeden başka bir şey değildim.
Belki de oğullarının nefretinde boğulmam için bunu yapıyorlardı. Belki de... Belki de hiçbir zaman beni geçekten sevmemişlerdi ve bu yolda onların geçte olsa almak istedikleri intikama ulaşacakları bir araçtı.
"Sarin!"
İşittiğim vakit bana huzur veren ses bütün düşüncelerimi yerle yeksan ederken elimin tersi ile nemlenen yanaklarımı hızlıca sildim. Ona da fazlası ile öfkeliydim. Eğer o gece beni bir başıma bırakmamış olsaydı Hayrettin amcalara gitmeyecek, bu iğrenç havadisten uzakta kalacaktım. Her şeyin suçlusu oydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Armenian
Short Story"Eğer..." Bedeninin baskısını tekrar arttığında her şeye rağmen kollarına tutundum. "...Soyundaki ihaneti evime taşırsan..." Artık daha da fazla yaklaşan insan seslerine rağmen geri çekilmediği için iyiden iyiye paniklediğim anda tam gözlerimin için...