Jimin kendini yere atıp gülmeye başladığında başıma bela aldığımı fark etmiştim.
"Yüz ifadeni görmeliydin."
Bu kadar komik olanın ne olduğunu anlamamakla beraber onu yerden kaldırmaya çalışıyordum.
Sonunda gülme krizi sona erdiğinde düzgünce konuşmaya başladı.
"Elbette Tae'nin sevgilisi olduğunu biliyorum."
"Anladım onu."
"Zekisin bayağı sen de he"
Ayağa kalkıp evi dolaşmaya başladı, mutfağa vardığında bana döndü, peşinden dolaşıyordum çünkü ne yapmaya çalıştığını anlamak zordu.
"Ee ne yiyoruz? "
"Ne istersin?"
"Ne olsa yerim ama yapmaya üşeniyorum dışardan burger isteyelim."
"Tamam sen iste o zaman."
"aaaa ben misafirim sen iste, işini de bana yaptırma bir zahmet."
"Ben yemeyeceğim, aç değilim sen gelmeden önce yedim, sen açsan iste buraya ben öderim."
"Sen mi ödeyeceksin hayatta olmaz."
"A-"
"Madem ısrar ettin sen öde o zaman, sana da yaranılmıyo yani."
İçimden sabır çekerken karşımdakinin benden büyük olduğuna kendimi ikna etmeye çalışıyordum.
"Evet, patates büyük boy olsun, hee tatlı yarı fiyatına mı tamam o da olsun ama iki tane koyun, tamam teşekkürler."
Telefonu gelişi güzel masanın üzerine attı ve kanepeye yayıldı.
"Ee dikilecek misin gün boyunca orada."
Hala ayakta olduğumu fark edince ben de yanına oturdum.
"İzlediğin bir dizi var mı, ya da ne bileyim izlemek istediğin bi film, yemek yerken bir şeyler izlemeyi severim ben."
"Şu an izlemiyorum ama senin varsa açabilirsin, izlerim. "
" Senden fikir alamayacağım bugün sanırım, tamam bunu da ben seçeyim bari."
Kumandayı eline alıp netflixte gezmeye başladı. Pür dikkat inceliyordu. Sonunda romantik komedi açtığında fikir belirtmeme konusunda yanlış yaptığımı anlamıştım.
...
" Eğer bu merdivenleri 10 saniye geçmeden çıkarsam bana çikolata borçlusun. "
" Ama ne- "
"Başladı süre."
Merdivenlerden çıkarken kendi ayağına takılması ve yuvarlanması 5 saniye sürmüştü. Telaşla yanına koştuğumda inleyerek bileğini tutuyordu.
"Çocuk gibisin, amacın ne öldürecek misin kendini, rahat dur bir dakika ya."
"Off canım çok acıyor zaten annem gibi azarlamasana beni."
"Tamam dur ayağa kalkabilir misin."
Ayağa kalktığı anda acıyla bağırarak yere yığılması bir oldu.
"Sanırım artık burada yaşayacağım, bana iç çamaşırı getirirsin, bir de yemek, içinde solucan olmazsa mutlu olurum."
Daha çok konuşmasına fırsat vermemek için kucağıma alıp koltuğa götürdüm.
"Bana mı yürüyosun Jungkook, en yakın kankamın sevgilisiyle olamam üzgünüm, aşıksan da göm kalbine aşkını, benden sana yar olmaz."
"Nolur sessiz ol sadece 5 dakikalığına, lütfen."
"Sesimden mi etkileniyorsun?"
"JIMIN!!"
"Tamam ya etkileyici sesimi kesiyorum, sırf aşkımdan kalbin acımasın diye."
Banyodan merhemi bulmak için ayrıldım, çocuk bakıcılığına başlayabilirdim artık, eminim Jimin'den daha olgunlardır.
"Evet, geldim, oturuyoruz öyle, bileğimi incittim de çok önemli değil, ha o da burada, tren görmüş öküz gibi bakıyor bana, bayağı neşesiz bir şey ya bu senin sevgilin "
"Taehyung mu o?"
"Evet, başka sevgilin mi var?"
"Ben de konuşabilir miyim?"
"Al hadi acıdım, ver merhemi de süreyim."
Telefonu alıp yukarıya kendi odama çıktım.
"Alo Tae."
"Gguk, nasılsın?"
"İyi gibiyim, ama seni özledim, sen nasılsın?"
"Ben de seni çomk özledim, idare eder sensiz ne kadar olursa öyle işte. Burada yalnız hissediyorum biraz, o kadar insan arasından yakın hissettiren bir kişi bile yok. Baek de gelmedi."
"Off keşke yanında olabilsem."
"Keşke, neyse moral bozmayalım, Jimin'le anlaşabildin mi?"
"Yani biraz garip biri, iyi gibi."
"Öyledir ama alışınca hiç bırakamazsın, iyi bir arkadaştır."
"Bakalım."
"Her neyse Gguk şimdi kapatmam lazım yarın tekrar ararım olur mu seni seviyorum."
"Ben-"
Ben de söyleyene kadar telefon kapanmıştı. Her seferinde böyle oluyordu, sinirlerim bozulmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diary | Taekook ✓
FanfictionJeon Jungkook hayran olduğu ünlü modelin dmlerini günlük gibi kullanırken fark edileceğini hiç hesaba katmamıştı.