Her güzel başlamayı dilediğim gün, kötü bitiyordu. Hayatın hiç beni şaşırtmadan her gün bunu tekrarlaması ve benim de her sabah salak gibi güzel bir gün geçireceğime dair olan umutla kalkmam hiç değişmiyordu.
Belki bugün güzel olurdu, belki bugün o kadar da kötü olmazdı, belki Jimin gelirdi, belki Tae arardı...
Etrafımı belkilerle sarmıştım. Bu belkiler beni her zaman hayal kırıklığına uğratmasa da çoğu zaman öyle oluyordu.
Bugünün belkisi diğer günlerden farklı değildi. "Belki" diyordum "tae ile düzgün konuşuruz bugün"
Ama sabah saatlerinde aslında hiç de alışık olmadığım şekilde televizyonda gezinmeye karar verip, bir de sabahları yayınlanan magazin programına denk gelince o "belki" uçup gitti.
Ekranda yazan iki ismi tekrar tekrar okudum. Magazin programını sunan kadının cırtlak sesi beni çileden çıkaracaktı. Ya da zaten çileden çıkmış halde olduğum için her şey beni sinilendiriyordu.
Televizyon neden düz durmuyordu mesela, sehpanın üstünde neden çiçek yoktu, koltuklar neden yeşildi, ben neden buradaydım ve Kim Taehyung'un ismi neden o kadınla anılıyordu.
Daha önce adını bile duymadığım kadının biri ile - tamam kadın ünlüydü, kim olduğunu biliyordum hatta bir şarkısını severdim- anılıyordu.
"Şöhreti yeni yeni yakalayan ve artık herkesin gözdesi Kim Taehyung ve Jane Smith* işbirliği için hazırlanıyor. Geçen günlerde samimi bir şekilde poz veren ikilinin dün lüks bir restoranda yemek yerkenki görüntüleri ortaya çıktı. Hayranları sevgili olup olmadıklarını merak ediyor. "
Sinirle televizyonu kapattım. Elbette değillerdi, nasıl olabilirlerdi, Taehyung ve ben sevgiliydik. İki kişi ile aynı anda sevgili olunur muydu, olmazdı elbette.
" Şu siktiğimin telefonu nerede! "
Odadan gelirken yanıma almamıştım. Aptal kafam, zaten hiç çalışmıyordu. Telefona ulaştığım gibi Taehyung'u aradım. Uzun süre bir beklemenin ardından Taehyung telefonu açtı.
"Alo Tae."
"Efendim Gguk, acele edersen güzel olur çekim başlayacak."
"Öyle mi rahatsız etmeyeyim o zaman ver pozunu sonra birkaç ünlüyle daha yemeğe çık ne dersin ha ben de burada bekleyeyim senin benimle konuşmanı olur mu sen müsait olduğunda gelirsin konuşuruz oldu mu Tae'cim hadi git. "
" Jungkook.. "
" Ne Jungkook, ne kim jungkook hatırlıyor musun hani çok sevdiğin falan, hayatına yeniden renk katan en iyi arkadaşın hatırladın mı hepsi palavra. "
Sesim titremişti ve yanağımdaki ıslaklığa bakılırsa ağlıyordum da.
" Lütfen böyle söyleme, inan bana öyle değil. "
" Öyle ya da böyle Taehyung umrumda değil anladın mı, şu ana kadar sen nasıl beni sikine takmadıysan ben de şimdi aynısını yapacağım, madem bu kadar meşgulsün, ben de meşgulüm."
"2 gün sonra dönüyorum sevgilim o zaman her şeyi açıklaycağım bana güven lütfen."
Sinirle güldüm, berbat göründüğümden emindim.
" 2 gün sonra döneceğinden kimin haberi yoktu biliyor musun Tae? BENİM! Yaa herkesin haberi var bi benim yok ben hala 2 hafta sonrasını bekliyorum. "
" Bugün akşam konuştuğumuzda söyleyecektim, süpriz olsun istedim."
"Eminim öyledir."
Bir şey demesine izin vermeden kapadım telefonu. Sesini duymak bile istemiyordum, canımı çok yakıyordu. 'Şimdi napacağım' diye geçirdim içimden. Gerçekten napacaktım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diary | Taekook ✓
FanficJeon Jungkook hayran olduğu ünlü modelin dmlerini günlük gibi kullanırken fark edileceğini hiç hesaba katmamıştı.