Friend?

3.8K 367 123
                                    

Tam tamına 3 ay olmuştu, Taehyung'suz 3 ay.. Kolay olmamıştı, olmayacağını ikimiz de biliyorduk. Çok sık görüşemiyorduk. Çoğu zaman meşgul oluyordu, ama fırsat bulunca mutlaka arıyordu, yani öyle söylüyordu.

Bu sırada ben okula devam ediyordum. Sırf başka şeyler düşünmemek için o kadar çok ders çalışmıştım ki bütün sınavları A ile geçmiştim. Benim için bir ilkti. Eskiden B'yi bile zor alırdım.

Taehyung'un işleri de iyi gidiyordu, en azından o bana böyle söylemişti. Bu zmaan diliminde iki tane dergi kapağında yer almıştı, ikisi de hatırı sayılır dergilerdi. O fark edilmeye başlanmıştı. Her aradığında yeni reklam tekliflerinin geldiğini söylüyordu. Kore'de durmaksızın her gün hakkında makaleler yazılıyordu.

Onun yükselişini izlemek bana mutluluk verse de tedirgin olmuyor da değildim. Bu kadar yükseldikten sonra hâlâ beni sevecek miydi? Yetersiz kalma duygusu yeniden benliğimi sarmıştı. Bu duygudan nefret ediyordum. Ne kadar kovalayıp bunun olmayacağına kendimi inandırmaya çalışsam da o hep içimde bir yerlerde duruyordu.

Aynanın karşısına geçiyordum, kendime bakıyordum. Görüntüm beni tatmin etmediği zamanlarda bu duygu yeniden beni ele geçiriyordu, onu durduramıyordum.

6 ayı yarılamış olsak da bana zaman hâlâ çok yavaş geçiyormuş gibi geliyordu. Hayatım o kadar tekdüzeleşmişti ki alarm olmadan her gün aynı saatte kalkıp aynı işleri yapıyordum. Taehyung'suz bir robota dönmüştüm.

Elimdeki kalemi bıraktım ne zamandır ağrıyan başımı ovmaya başladım. Son günlerde başım sık sık ağrıyordu ilaç içmemek için dirensem de içmek zorunda kalıyordum. Doktora gitmeyi ertelememeliydim ama bunu yapıp duruyordum.

Kapının çalmasıyla kendime geldim. Şaşırmıştım. Beni ziyaret edebilecek kimse yoktu. Eunwoo vardı, o da kız arkadaşıyla yurt dışına çıkmıştı.

Kapının deliğinden dışarı baktığımda sarı saçlı bir adamın kapımın önünde dikildiğini gördüm. Bir yerlerden tanıdık geliyordu ama çıkaramamıştım. Tekrar kapıyı çaldığında artık açmam gerektiğinin farkına vardım.

"Merhaba."

"Merhaba?"

"Ah pardon kendimi tanıtmayı unuttum, ben Jimin."

Jimin... Nereden hatırladığımı anlamıştım.

"Taehyung'un arkadaşı değil mi?"

"Evet, benim. Senin nasıl olduğuna bakmaya gelmiştim. Taehyung seninle vakit geçirebileceğimi söyledi ben de bu fırsatı kaçırmak istemedim."

Yanımdan geçip direkt olarak salona girdiğinde beni çoktan kabullendiğini anlamıştım.

"Tanışalım o zaman, ben de Jungkook, tanıyorsundur zaten. Taehyung bahsetmiştir."

"Evet, evet bahsetti. Yakın arkadaşıymışsın."

"Arkadaş?"

4k için kucak dolusu sevgiler, umarım hoşunuza giden bir bölüm olmuştur.

Diary | Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin