"Pekala ölümün ucundan dönüp bir şeyler gören birisine ne olur?"
Diye sordu Scott. Bahçede oturup olanları tartışıyorduk.
"Gerçeği ayırt edemeyen birisi"
Dedi Stiles. Sonra Allison ekledi.
"Ölü akrabalarının musallat olduğu birisi"
"Selam, özür dilerim"
Herkes sesin geldiği yere döndü. Bu yeni kızdı.
"Konuştuklarınıza kulak misafiri olmadan edemedim. Ve ne konuştuğunuzu biliyor olabilirim"
Stiles ile bakıştık. Sonra tekrar Kira'ya döndük.
"Bunun için Tibetçe bir kelime var. Bardo. Tam olarak arada kalmak anlamına geliyor. Yaşamla ölüm arasında bir yerde."
Lydia Kira'nın lafını böldü.
"Adın neydi senin?"
"Kira"
Scott öyle diyince herkes ona döndü. Ben ise gülmemi tutmak için dudaklarımı sıkıyordum. Allison Scott'ın dediğinden pek memnun olmamış gibiydi. Herkesin bakışını fark edince ekledi.
"Aynı tarih dersindeyiz"
Lydia sordu.
"Bu Bardo, Tibet Budizm'inde mi yoksa hint Budizm'iminde mi?"
Kira yanıma otururken konuştu.
"Sanırım ikisinde de. Ama o konuştuğunuz şeyler var ya. Hepsi Bardo da oluyor. Halüsinasyonun farklı aşamaları var. Görür ya da duyarsınız. Huzurlu ve öfkeli varlıklar sizi ziyaret eder"
"Öfkeli varlıklar mı? Peki onlar nedir?"
Kira İsaac'in sorusunu cevapladı.
"İblisler gibi"
Allison endişeyle sordu.
"Dur biraz Eğer farklı aşamalar varsa son aşama ne?"
Hepimiz Kira'ya odaklandık.
"Ölüm. Ölürsünüz"
Stiles'a döndüm. Ölmesi ihtimalini düşündüm. O da bana döndü. Duyduğu şey hiç hoşuna gitmemişti.
***
"Galiba bilinç altınız sizinle iletişime geçmek istiyor"
Bazı cevaplar almak için Stiles ile Scott Deaton'a gidecekti. Ben de onlarla gitmiştim. Çünkü yalnız yaşamak sıkıcıydı. O yüzden elimden geldiğince geç gidiyordum eve.
"Bilinçaltıma bildiğim bir dili kullanmasını nasıl söylerim?"
Stiles Koçun dersinde işaret dili olan bir rüya görmüştü. Deaton sordu.
"İşaret yılını hatırlıyor musun? Ellerin konum ve hareketlerini?"
Stiles sol elinin işaret parmağını kaldırdı.
"İlk işaret böyleydi"
Sağ Elini etrafında dolandırdı.
Deaton açıkladı.
"Ne zaman"
İki Elini de düz tutup birleştirdi. Sonra sağ Elini haraket ettirdi.
"Sonra da bu iki kez"
"Bu kapı demek"
Bir haraket daha gösterdi.
"Ve arasında da bu"
"Bu kadar mı?"
"Evet"
İşaret dilini açıkladı.
"Bir kapı ne zaman kapı değildir"
Scott fısıldadı.
"Aralık olduğunda"
"Siz üçünüz su altındayken bilinçsizden bir tür süper bilince geçtiğinizde aslında zihninizde bir kapı açtınız"
Bu sefer ben soru sordum.
"Peki bunun anlamı ne?"
"O kapı hala açık"
"Zihnimizde bir kapı mı?"
Deaton Stiles'a dönüp açıklama yaptı.
"Riskli olduğunu söylemiştim"
"Bu konuda ne yapabiliriz?"
"Bildiğim tek şey zihinlerinize açılan böyle bir kapının olmasının iyi olmadığı. Hepinizin bu kapıları kapatması gerekiyor. Ve Bunu hemen yapmalısınız"
***
Deatondan çıkarken hepimiz bir şeyler düşünüyorduk. Stiles'ın arabasının yanına gelince yanımızda bir araba durdu. Polis arabasıydı. Şerifin arabası. Stiles babasını görünce sordu.
"Baba, burada ne yapıyorsun?"
"Buradayım çünkü yardıma ihtiyacım var"
Sonra Stiles'a döndü.
"Aslında senin yardımın"
"Neden ben?"
"Çünkü sekiz yıl önce bir aile bir araba kazasında öldü. Cesetlerden biri Malia adındaki bir kıza ait olan bulunamadı. Yeterli kanıtlar ışığında bakılınca kazaya bir kurt adam sebep olmuş. Ve cesedi götürmüş olabilir. Bir şekilde onun kokusuna kilitlenebilirsen cesedi bulmama bir şekilde yardımcı olabilirse çok büyük yardımın dokunur"
Stiles endişeyle sordu.
"Peki ya kurt adamsa?"
Şerif cevapladı.
"Dışarıda bir aileyi katletmiş bir var demektir. Yakalanması gereken biri"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen wolf•Stiles Stilinski
FanfictionEfsaneye göre, eski zamanlarda, antik Yunan'da insanların iki başı, dört eli, dört kolu vardı. Eski Yunan'ın ulu tanrısı Zeus, Olimpos Dağı'ndan dünyayı yönetirken, insanlar dört elle dört kolla birleşerek Zeus'a karşı gelmeye başladılar. Bunun üzer...