"Nerede o?"
Diye sordu Stiles arabadan hızlıca ve endişeyle inerken.
"Burada"
Allison'un çağırdığı yere gittiğinde Scott ve ben de peşinden gittik. Elini Lydia'nın omzuna koydu.
"Lydia"
Bu gereksiz samimiyet beni rahatsız ediyordu.
"Aynı şey oldu. Havuzdakiyle aynı. Başka bir yere gitmek için arabaya binmiştim ve buraya geldim. Ve bir ceset bulursam seni aramamı söylemiştim"
Lydia Stiles'a baktı. Stiles da uzun bir süre Lydia'ya. Demek ki ceset bulursa onu aramasını söylemişti. Çok romantik.
"Ceset mi buldum?"
Diye sordu Stiles endişeyle. Neden endişeleniyorsa.
"Henüz değil"
"Henüz değil mi? Nasıl yani? Bulursan aramalıydın"
Lydia kafasını iki yana sallarken konuştu.
"Bunu bir daha yapamam. Cesetleri artık sen bul"
Araya girdim.
"Hayır bırakalım cesetleri bizden başkaları bulsun"
Ben bunu söylerken Scott bir yere bakarak uzaklaştı. Sonra bağırdı.
"Çocuklar. Bir ceset buldum"
***
Sabah erkenden okula gitmiştik ve şimdi ise şerifin konuşmasını Stiles ile gizlice dinliyorduk. Yanındakilere işaret parmağını gösterdi.
"Afedersiniz"
Şerif hızla bize doğru yaklaşırken Stiles çantasını kafamızın arkasına tuttu ve yürümeye başladık. Ama Şerif bizi çoktan fark etmişti.
"Hey! Hey! Arkanızı dönün"
Yavaşça arkamızı döndük. Şerife gülümsedim.
"Ne düşündüğünüzü biliyorum. İnsanleın üçer üçer ölmesi hakkında görüşlerinizi"
Stiles elini cebine soktu.
"Baba, öldürüldüler, tamam mı? Aslında kurban edildiler"
Stiles'a destek çıkmalıydım. Çünkü inanılması zordu.
"Ben de kurban edildiklerini düşünüyorum bay Stilinski"
Kafasını salladı. Derin bir nefes aldı ve konuştu.
"FBI dahil eyaletin yarısı bana destek veriyor. Bizden birini öldürüp kurgulamazlar"
Stiles'ın sesi artık daha alçak çıkıyordu.
"Baba Tara'yı öldürdüler. Merkezde seni beklerken ödevlerime ne kadar çok yardım etti biliyor musun?"
Şerif birkaç saniye duraksadı.
"Dersinize girin tamam mı?"
Sonra arkasını dönüp az önce konuştuğu insanların yanına gitti. Ben Stiles'a döndüm.
"Üzgünüm Stiles"
Ona sarıldım. Neden bilmiyorum. Normalde sarılmak ya da biriyle temas etmek hiç hoşuma gitmez. Ama bu kişi Stiles ise gider.
Stiles ellerini belime sardı. Bana sıkıca sarıldı. Kafasını boynuma gömdü. Bir elimi saçına koydum. Şu an ne yaptığımızı bilmiyordum. Ama çok hoşuma gidiyordu.
***
"Deyimler o dili ya da kültürü bilen insanlara özgü şeylerdir. Kelimeleri anladığınız ölçüde size anlam ifade ederler. Örneğin 'erken kalkan yol alır' sözü bu kelimeleri bilirseniz anlamlıdır. Ya da 'ölçüp biçmek' deyimi gibi"
Stiles sessizce konuştu.
"Satranç gibi"
Jeniffer Stiles'a döndü ve gülümseyerek konuştu.
"Bu doğru Stiles. Oynar mısın"
Stiles elindeki kalemle oynayarak konuştu.
"Hayır. Babam oynar"
Jeniffer gülümsedi sonra ders anlatmaya devam etti. Sonra Scott Stiles ve bana döndü.
"Sanırım Ethan'a ulaşabilirim. Onu konuşturabileceğime eminim"
Stiles fısıldadı.
"Bunu neden istiyorsun?"
Scott bize daha çok yaklaştı ve sesini iyice alçalttı.
"Druidler temsilci değil mi? Ya Darach alfaların temsilcisiyse?"
"Öncelikle buraya 'ya Darach alfaların temsilcisiyse' diyerek geldiğimize inanamıyorum"
Scott'u destekledim.
"Bence oldukça mantıklı"
Stiles kafasını onaylar anlamda salladı.
"Bence de. Ayrıca Ethan konusunda bir sorunumuz var"
"Ne problemi"
Diye sorduğumda Stiles derin bir nefes aldı. Arkasına yaslandı.
"Aidan'ı geçmek"
Scott Stiles'a sordu.
"Okula geldiklerinden beri birliktirler onları basıl ayıracağız?"
Aklıma bir fikir gelmişti. Gülümseyerek konuştum.
"Bir fikrim var"
Arkamda resim çizen Lydia'ya döndüm. Diğerleri de Lydia'ya döndü. Lydia bunu fark etmişti. Hepimize baktı. Dudağını büzdü ve derin bir nefes aldı.
"Yine ne var"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen wolf•Stiles Stilinski
FanficEfsaneye göre, eski zamanlarda, antik Yunan'da insanların iki başı, dört eli, dört kolu vardı. Eski Yunan'ın ulu tanrısı Zeus, Olimpos Dağı'ndan dünyayı yönetirken, insanlar dört elle dört kolla birleşerek Zeus'a karşı gelmeye başladılar. Bunun üzer...