"Niye bu kadar heveslisin?"
"Kitaplar dostum, sadece okumaya, boş vakti değerlendirmeye yaramaz. Bir insanlığı anlamayı sağlar. Kitaplar sadece yazılı film vari şeyler değildir. Kitaplar sosyolojinin, psikolojinin, mimarinin, müziğin ve insan elinin...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🍁
Hafta sonuydu. Tahir çalışmak için dans kulübüne gidecekti. Sabah Çolpan'ı erkenden uyanmış buldu.
"Hayırdır nereye?" diye seslendi camı açıp.
"Dans kulübüne gidiyorum."
"Yaşın tutuyor mu ki?"
"Bak aklın fikrin hep ayın oyunda. Dans dersleri veriyorum."
"Çok ilginç senden hiç bekleyeceğim bir şey değildi dans."
"Allah Allah niye?"diye yaklaştı pencere kenarına. Daha vakti vardı.
"Dün bir devrimci gibi konuşuyordun da ondan. "
"Sen dünkü konuşmadan hemen devrimi çıkardıysan helal olsun. Daha ne isyanlar edeceğiz de... Dur hele, sanat bu tamam mı? Gönül işi, estetik, zevk ve katarsis... Daha beni uzaklara bakıp sanki çok biliyormuşum gibi hikaye yazarken göreceksin. "
"Katharsis?"
"Kahvaltılık bir şey var mı?" Gidip kapıyı açtı Çolpan. Tahir içeri girecekken kolunu kapıya dayayıp engel oldu.
"Katharsis ne?"
"Acilen Sigmund Freud okuyorsun. Dönerken sana getireceğim. " Sonra içeri girdi ve mutfağa ilerledi. Birlikte kahvaltı hazırladılar.
Dönüşte eve uğrayıp üstünü değiştirdi. Evet, uğradığı bir yer haline gelmişti ev artık. Annesi şikayetçi değildi. Arkadaş bulmasına seviniyordu. Bir şeyler pişirip çocuklara götürmek istedi.
Tahir aynada sarı saçlarını tarayıp üstünü düzeltti. Çantasını alıp karşı eve gitti. Zile bastı. "Hoş geldin."
"Merhaba. Freud getirdim. Fizik öğretmenimin tabiriyle sapık adam."
İçeri geçtiler. "İsyandan bahsetmiştin. İsyan doğru bir şey değil ki. Niye savunuyorsun?"
"Neden yanlış bir şey olsun?"
"Neden olmasın?"
"Bak, hakikate geri dönelim. Yanlış olduğu bildiğin bir şey var. Ne yaparız?"
"Hakikati savunuruz."
"Doğru, bu mevcut duruma isyandır. Farkında değilsin ama zaten şu an isyan ediyorsun."
"Anlamıyorum nasıl?"
"Sıradanlığa karşı isyan, ne yüce şeydir. Gününü tembellikle geçirenler ne ziyanda. Herkesleşmemek ve herkeleşmeye isyan etmek... İsyanın bir adabı vardır. Öyle her şeye olmaz. Anladın mı? Herkes telefonla saatlerini geçirirken senin kitap okuman bir isyandır.
"Koyun gibi güdülen toplumda sistemi sorgulaman isyandır. Ve isyan ettiğin için, Zühre olduğun için kendini kötü ve yanlış yapıyor hissetme."
Derin derin baktı. Onu etkilemeye çalışıyordu. Etkiliyordu da.
Ama istediği gibi değil.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
