"Niye bu kadar heveslisin?"
"Kitaplar dostum, sadece okumaya, boş vakti değerlendirmeye yaramaz. Bir insanlığı anlamayı sağlar. Kitaplar sadece yazılı film vari şeyler değildir. Kitaplar sosyolojinin, psikolojinin, mimarinin, müziğin ve insan elinin...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🐉
"Ve gerçek, doğru ve yanlıştan bağımsızdır. Gerçek her haliyle çırılçıplak gerçektir. Her şeyin özüdür. Bu yüzden onu savunmalıyız. Özümüzü bulmalıyız. Özümüz hakikattir." dedi Tahir.
O sırada kapı çaldı. İkisi de şaşkınlıkla birbirlerine döndüler. Gelen Muazzez Hanım'dı. Başında al, çicekli yemenisi vardı. Boyu kısa, cildi parlaktı. Tahir'in annesi bir tabak kekle gelmişti.
"Ne yapıyorsunuz bakalım?" Tahir ve Çolpan birbirlerine baktılar.
"Hiç."
"Sohbet muhabbet. "Birbirlerine bakıp Muazzez Hanım'a tekrar döndüler ve başlarını salladılar. Bir süre sonra Muazzez Hanım gitti. Çolpan çay koydu. Tahir keklerle mutfağa girdi. Bir yandan eskilerden bir şarkı söylüyordu.
"Babam gençliğinde müezzinlik yapmış. Sesi de çok güzel hani. Bazı geceler bize birkaç parça okur, sonra şiir okuruz sırayla. Mutlaka dinlemelisin. Çat pat kaptım ben de ondan bir şeyler."
"Ölü Ozanlar Derneği gibi..."
"Öyle de denebilir, bildiğini bilmiyordum."
"Filmini izledim. "
"Ben kitabını okudum." Gülümsediler.
"Sınavlarından sonra birlikte filmini izleriz. Ben de o vakte kadar kitabını okurum."
"Anlaştık." Ağzına bir kek atıp çayları koydu.
"Ne diyor peki şarkı?"
"Öfkeliyim sakın ağzımı açtırma Zalim kalbimde neler var bilemezsin, tarzı bir şey. Divan edebiyatında sevgilinin çektirdiği cefadan fazla bahsedilir. Onlardan biri olabilir. Tam bilmiyorum. "
Masaya oturdular. Mutfak, salondan daha serindi. Duvarda pembe fayanslar vardı. Dolaplar beyazdı. Tahir gözlerini tüm bunlardan çekip kaçamak bakışlarla sordu.
"Seviyor musun birini?" Başını salladı Çolpan. Tahir derinlerinde büyük bir acı hissetti.
"Ama önemi yok. Eskidendi. Bazen rüyama giriyor, severek uyanıyorum. Fazlası yok." Kaçamak bir bakış attı Çolpan.
"Ya sen?" diye sordu.
Başını salladı Tahir. Konuyu kendisinden uzaklaştırıp sayıklar gibi söyledi.
"Bilinçdışında yatıyor, hâlâ onu seviyorsun demek. Freud okursan anlarsın." Kekleri yiyip bulaşıkları yıkadılar. Salona geçerken Çolpan sordu.
"Birkaç dans figürü de bana öğretecek misin?"
"Eğer istersen. "
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
