🌿
Tahir kendisinde fark ettiği şeyle başını otobüs camına yaslamıştı. Bilinç bu korkunç farkındalığı daha da korkutucu hale getiriyordu. Sınıfında Ali isimli bir çocuktan ölesiye nefret ediyor ve yaşantısını kıskanıyordu.
Kendisinin hiç arkadaşı yoktu. Parası yoktu. Bu buğday teninden ve sarı saçlarından ölesiye nefret ediyordu. Ve ateş saçan ne renk olduğu belirsiz gözlerinden... Bütün bu şeyleri yani kendisini, Ali; sadece Ali olmasıyla Tahir'e hatırlatıyordu. Bu yüzden nefret ediyordu biraz da. Onun çok parası vardı. Yakışıklıydı. Bir sürü dostu, güzel bir ailesi vardı ve istediği ne varsa elde ediyordu.
Nefretinden korkuyordu Tahir. Bilincinin gizliden gizliye işaret ettiği şeyden korkuyordu.
Servise binen son öğrenci yanına oturdu Tahir'in. Gül Rana'ydı gelen. Ayak seslerinden tanımıştı. Dönüp ona baktığında düşünceli buldu onu.
"Ne düşünüyorsun?" diye sordu. Bir süredir onunla pek konuşmuyordu. Gerçi pek kimseyle konuşmazdı zaten.
"Pek çok şey. " diye yanıtladı Gül Rana. Bu kız her zaman Tahir'i güldürürdü. Pıtı pıtı gezmesi; Saksağan'ın oradan oraya zıplamasını, havada düşüp yükselmesini hatırlatıyordu.
Yine de onunla fazla konuşmazdı. Kendisinin katı realist hali Gül Rana'yı hırpalardı. Pek çok dostluğu bu yüzden son bulmuştu zaten.
Birden Gül Rana ona dönüp sordu. "Tahir, bir şey soracağım müsade ederseniz. Ali Can gerçekte nasıl biri?"
"İnanamıyorum Gül Rana sen de mi?"
Demek Gül Rana da Ali'den hoşlananlar listesindeydi. Dün hesap etmişti Tahir. Okuldan tam on iki kız hoşlanıyordu ondan. Gerçekten sinirleri bozulmuştu.
"Nasıl olur da bütün kızlar ona deli oluyor anlamıyorum. Para mı tamam benim de var. Ondan daha yakışıklı ve daha zekiyim ama neden?" İnanmak istediği yalanı kendi ağzından duyunca dudaklarını büzdü. Sarı saçları buğday tenine dökülmüştü.
Gül Rana panikledi. "Beni yanlış anladınız. Ali'yi sevmiyorum. " Şükür diye mırıldandı Tahir. Sıkılmıştı herkesin onu sevmesinden. Gül Rana'ya dönünce Gül'ün olayları yanlış anladığını fark etti. Kendisinden hoşlandığını sanmıştı. Hoşlanmıyordu. Pek de umrumda değildi Rana.
"Neden sizi istemiyorlar biliyorum sanırım. İnsanın üstüne fazla düşüyorsunuz. Yeni nesil böyle netlikleri sevmiyor. Biraz kedinin fareyle oynadığı gibi oynamalısınız. " Gerçekten ondan hoşlandığını sanmıştı. "Bu berbat bir tavsiyeydi." diye mırıldandı Gül Rana. Soluksuz devam etti.
"Söylediklerimi unutun. Oynamayın insanlarla. Şimdi söyler misiniz şu Ali Can nasıl biri?" Gözlerine bakıp sinsi sinsi güldü. Anlaşılan Ali bu kıza da çıkma teklifi etmişti. Tamam kızlar Ali'yi seviyordu. Ama Ali'nin de geri kalır yanı yoktu. Tahminlerince dört sevgilisi ve iki flörtü vardı. Nasıl idare ediyor bilmiyordu ama kızların hiç haberi olmuyordu.
Bildiği birkaç şeyi ona söyleyip önüne döndü, canı çok sıkkındı bugün. Okula vardıklarında birkaç kat çıktı. Öğretmenler odasındaki bitkileri sulama görevi onundu. Bu görevi ona edebiyat öğretmeni Rezan vermişti. Keza Rezan'la da orada karşılaştılar. O kavruk tenli bir göçmendi. Bu genç delikanlı kendi hakkında fazla bir şey anlatmazdı. O sırada koltuğa oturmuş kitap okuyordu. Selamlaştılar. Tahir çicekleri sularken Rezan sesini yükseltti.
"Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu?"
Şiirin gerisini okumadı. Yeniden sessizliğine döndü. Aralarındaki bir oyundu bu. Rezan ona bir parça verir ve sonra geri çekerdi. Peşine düşmek ve aramak Tahir'e kalıyordu. Bunun farkında olduğu için gülümsedi Tahir. İşini bitirince sınıflar arasında gezinmeye başladı. Gül Rana'nım canı sıkkındı ve onu nerede bulacağını biliyordu.
Kullanılmayan sınıfta bir başına buldu onu. Olayları öğrenince tam da tahmin ettiği gibi olduğunu gördü. Ali kıza çıkma teklifi etmişti. Sınıfa geri döndüklerinde yine yalnız kaldı. Pencereden uzun süre dışarı seyretti. Ali'den nefret ediyordu. Kendisini hatırlattığı için. Bu kadar yakışıklı ve centilmen olduğu için, kendisinin aksine sevilebilir biri olduğu için...
Ali'den nefret ediyordu çünkü gönlünün ona anlam verilemez bir meyli vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tahir İle Zühre Meselesi
Cerita Pendek"Niye bu kadar heveslisin?" "Kitaplar dostum, sadece okumaya, boş vakti değerlendirmeye yaramaz. Bir insanlığı anlamayı sağlar. Kitaplar sadece yazılı film vari şeyler değildir. Kitaplar sosyolojinin, psikolojinin, mimarinin, müziğin ve insan elinin...