"Özür Dilerim."

317K 9.9K 989
                                    

Kafeden çıktık, kısa bir yolculuğun ardından benim evimin önündeydik.
Söyleyecek bir söz arıyordum, ama yoktu. Cidden yoktu.
Arabadan indim, o da benimle birlikte inip bagajdan valizlerimi aldı, kapıya kadar yürüdük.
Aysel abla açtı kapıyı,
"Hoşgeldiniz Helin Hanım, Tolga Bey."
Tolga başıyla kısa bir selam verdi, bana dönüp;
"Ararım." Dedi.
"Tamam, dikkatli git." Dedim, gitti.

"Ablaaa! Her şeyi teker teker anlatacaksın bana! "
Hızlıca odama çıkmıştım, ama Pelin'e yakalanmıştım tabiki.
"Ay! Tamam başımın belası, geç otur şuraya bir duş alayım anlatırım."
"Tamam, dizim var zaten."

Giyinme odamdan geçerek banyoya gittim, güzel bir duş aldım, saçlarımı kuruttum, güzelce taradım.
Pembe leoparlı polar pijamamın üstüne, beyaz uzun kollu yakası açık bir tişört giydim, HK yazılı pofuduk kocaman terliklerimi de geçirdim ayağıma tabi.

İçeriye geçtim, Pelin yatağımda bağdaş kurmuş,suratıma meraklı bir şekilde bakıyordu. Tam karşısına geçip bağdaş kurdum, gidişten dönüşe kadar her şeyi anlattım. Sadece kafede konuştuklarımızı anlatmadım. İstemedim. Orada konuştuklarımız Tolga için en derin, belki de en acı verici olaylar, saklı kalmalılar. En yakınıma bile anlatmamalıyım..

Olanları anlatırken Pelin kendini kaybediyordu.
"Küsken bile seni kolluyor!"
"Ay ablaaa ne eğlenmişsiniz."
"Ayyyy çok romantik!"
"Ev güzel miydi?"
"Senle baş başayken de dışarıdaki gibi ciddi mi?
"Tek tek sor Pelin. Hayır, baş başayken gayet tatlı. Sokakta öyle olsun zaten, yabancı kızlar bakmaya cesaret edemesin."
"Sen deli gibi aşıksın abla."
"Sus be! Bacaksıza bak!"
"Ne be? Öylesin işte!"
Sonrası yastık savaşı, birbirine giren saçlar, uçuşan kaz tüyleri, vesaire vesaire :)

Uyandığımda beklediğim en son şey, Tolga'nın yanımda olmasıydı. Nasıl mı? Şöyle;

"Ahahahahahahahhah! Helin Karalar uyurken ayıcığa mı sarılıyor?! Hahahahah!"
Bu sesle uyandım. Tek gözümü açtım, Tolga yatağımın başında duruyordu. Elimdeki ayıcığı çekti, incelemeye başladı. Kafamı tekrar yastığa gömdüm.
Bir anda ciddileşti;
"Adı ne bunun?!"
Başımı yastıktan kaldırmadan;
"Chiristian.."
Suratım yastığa gömülü olduğu için sesim boğuk çıkmıştı.
"Ne?!" Diye bağırdı.
"Ne bağırıyorsun be!"
Sinirlenmiştim. Rüyada bile rahat yok ya!
"Sen elin adamlarıyla mı yatıyorsun!?"
"Hııııııı" Diye onayladım.
"Kalk konuşacağız."
"Kapa çeneni!"
"Uykuluyken ne gıcık bi' kadın oluyorsun sen ya?!"
"Rüyada bile rahat vermiyorsun! Sus artık!"
"Rüya mı?" Dedi, bir kahkaha patlattı.
Tepki vermedim.
Yatağın yan tarafı çöktü,
"O zaman rüyanda benimle uyuduğunu gör." Deyip bir kahkaha daha patlattı.
Anında yerimden sıçradım. Yatağın kenarına oturmuş, ayaklarını da uzatmış, pis pis sırıtıyor beyefendi. Yatakta diz üstü oturup yaklaştım, elimi yüzüne uzatıp, yanağını çekiştirdim.
Şok olmuştu ama tepki vermedi.
"Gerçek misin?!"
Sesli bir şekilde güldü. O an rüyada olmadığımı anladım. Üstüme baktım, pembe leoparlı pijama! Saçlar karışmış! Yoo hayır! Hayır hayır hayır!

"Ne arıyorsun odamda?!"
"Babanla tanışmaya geldim."
"Babamla odamda mı tanışacaksın?!"
Gülümsedi.
"Şirkette toplantıdaymış, birazdan gelecek. Pelin'e seni sordum, uyuyordur, dedi. Annen de, yanına gelip uyandırmamı söyledi."
"Aferin. İnsan haber verir. Saçıma fön çekip uyurdum en azından."
Bir kahkaha daha.
"Sen ayılamamışsın. Yüzünü yıka üstünü giy, beraber ineriz aşağıya."

Ben olayların şokuyla mayışık mayışık, ayaklarımdaki pofuduklarla banyoya gittim. Aynadaki yansımamı görünce ağlayacaktım. Saçlarım nasıl karışmış! Pislik herif. Haber verip gelse, ölür!
Hızlıca elimi yüzümü yıkayıp nemlendiricilerimi sürdükten sonra giyinme odama geçtim.
Bej cigarette bir pantolon, üstüne de bordo kısa bir kazak giydim. Bordo deri babetlerimi ayağıma geçirdim. Pelin'in aldığı kolye boynumdaydı zaten. Koluma babamın aldığı rose gold saati taktım. Saçlarımı tepeden düzgün bir atkuyruğu yaptım. Rimel ve nude bir ruj sürüp içeri geçtim.
Tolga odamdaki berjere oturmuş, bacak bacak üstüne atmış, etrafı inceliyor. Beni görünce ayağa kalktı, yanıma geldi.
"Günaydın küçük hanım."
Ters bir bakış attım,
"Günaydın gıcık!"
Yine o çarpık gülümseme..
Dayanamayıp ben de güldüm tabi.
Belimden tutup kapıya yönlendirdi, odadan çıktık.
Anında ciddi, beyefendi bir ifade takındı, aşağıya indik.
En sevdiğim olay, benim yanımdayken alaycı, komik hatta gıcık olup, başkalarının olduğu bir ortamdaysa ciddi bir adama dönüşmesiydi. Benim onun yanında değiştiğim gibi, o da benim yanımda değişiyordu.

Yarı'm #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin