"Senden uzak kalmak.."

193K 5.9K 286
                                    


Evliliğimizin 3'üncü ayının sonlarına geliyorduk. Her şey, ama herşey, kelimenin tam anlamıyla rüya gibiydi.
Beraber filmler izliyor, bazen bahçeye beraber çiçek ekiyor - daha doğrusu ben çiçek ekerken Tolga bahçedeki korumalar bana bakıyor mu diye gözetmenlik yapıyordu- İşten geç geldiğinde bile arabaya atlayıp baş başa bir yerlere çıkıyor, gezip tozup geliyorduk.
3 ayda sayısız davaya girip, hepsinden galibiyet ile ayrılması, içinde bulunduğu camiayı çok etkilemişti. Tolga hakkında konuşurken, "Genç Kurt" diye bahsediyorlardı. Her seferinde gülüyordum buna. Bu lakabı almasının sebebi, babasından sonraki Kurt oluşu, ayrıca kurt kadar kurnaz olup, hiç bir davayı kaybetmeyişiydi.
Ayrıca, hem kendi şirketindeki davalarla uğraşırken, hem de Karalar Holding'in yönetim kurulu toplantılarına katılıyor, oradaki işleri de aksatmıyordu. Holdinge gittiği günler eve geldiğinde genelde sinirli veya düşünceli oluyordu. Bunu orada sürekli olarak amcamla çalışmasına yoruyordum.
Eskisine göre daha çok uyuyor, benimle daha çok vakit geçiriyordu. Prensesler kadar mutluydum ben, güzel bir evim, okulum, ve bana deli gibi aşık olduğunu bildiğim bir kocam vardı. Daha ne isteyebilirdim ki?

Tolga, Fatih'i serbest bırakalı yaklaşık 1,5 ay oluyordu. Yalvar yakar, bir ayda ikna etmiştim onu.

"Gitmeni istemiyorum.." Diye mırıldandım, elimdeki gömleğe bakarak.
Bu sırada tam banyodan çıkmıştı. Her zamanki gibi üstünde sadece eşofmanı vardı. Yanıma geldi, dirseklerimden tuttu.
"Neden? Hasta falan mısın? Doktor falan.."
"Hayır, hasta değilim Tolga." Dedim sözünü keserek, devam ettim;
"Sadece senden ayrı kalmak istemiyorum."
Çenemden tutarak başımı kaldırmamı, gözlerimi gözleriyle buluşturmamı sağladı.
"Sadece 3 gün.."
3 gün, 4 gece boyunca sensiz uyumak demek salak herif. Ben sensiz korkarım..
Başımı tekrar önüme eğdim.
Yatağa oturup bileklerimden tutup kendine çekti, kucağına oturttu.
"Çocuk gibisin.." Dedi şefkatle gülümseyerek.
Göz devirdim, devam etti;
"Gitmem baban için önemli Helin."
Biliyordum. Holding hakkında önemli ve büyük bir proje için gidiyordu Amerika'ya. Ama istemiyordum işte. Sanki bir gün bile ayrı kalsak onu kaybedecekmiş gibi hissediyordum.
"Sen de benim için önemlisin.." Diye mırıldandım. Ciddi ciddi çocuk gibi davranıyordum sanırım. Ama gitmemesi için her şeyimi verebilirdim.
Çenemden tutup dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı, konuştu;
"Benden ayrı kalamıyorsun.." Dedi gülümseyerek.
"Bonzai gibisin. Bağımlılık yapıyorsun." Dedim sırıtarak.
Bir kahkaha attı.
"Bonzai ha?" Bir kahkaha daha.
"Sen bonzai'yi nereden biliyorsun Allah aşkına?"
Başımı olumsuz anlamda, yavaşça sağa sola salladım.
"Karınızı tanıyamamışsınız, Tolga Bey."
"Benim karım, başka neler biliyor?" Dedi muzip gülüşüyle.
"Amerika'nın sıkıcı bir ülke olduğunu, özellikle bensiz gidersen sıkıntıdan patlayacağını biliyor."
"Ah, bunu ben de biliyorum.."
"Gitmesene o zaman!" Dedim, omzuna bir yumruk geçirirken.
Yerinden bile kıpırdamadı, gülümseyip yumruk attığım elimi tutup bir öpücük kondurdu.
"Helin, bir iş seyahati sadece, büyütmüyor musun?"
"Sensiz uyumak istemiyorum.." Diye mırıldandım.
"Ben de istemiyorum, sensiz uyumak sarmayı içsiz yemek gibi bir şey."
"Burada ben sarma mı oluyorum?"
"Hayır, sarma, uyku. Sen içisin. Sarmayı anlamlı kılan içidir.."
"Benzetmelerinin ne kadar öküzce olduğunu söylemiş miydim?"
"Bilemiyorum sevgilim.."
"Tolga.."
"Söyle birtanem."
"Gitmemen için ne yapm.."
"Helin.. Yapma güzelim böyle. Üç gün sadece. Söz veriyorum gelince birkaç gün işe gitmeyeceğim, tüm vaktimi seninle geçireceğim."
Gözüme dolan yaşları görmesin diye boynuna sarıldım. İstemiyordum gitmesini. Kötü hissediyordum, gitmemeliydi.
Belime sıkıca sarılmıştı o da. Bir eliyle saçlarımla oynuyordu.
"Hala beraber uyuyacağımız bir gecemiz var.." Diye mırıldandım.
"Böyle konuşma Helin. Sanki son kez beraber uyuyormuşuz gibi.."
Boynundaki kollarımı gevşetip ondan uzaklaştım, elimin tersiyle gözümdeki yaşları sildim. Amerika'ya gideceğini öğrendiğimden beri her şeye ağlayasım geliyordu. Ayrı kalma fikri berbattı benim için.
"Sen yat, ben de şu valizini hazırlayıp geliyorum yanına.."
"Tamam, çabuk gel.." Dedi, hala ağlamış olmamın verdiği şaşkınlıkla konuşuyordu.

Yarı'm #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin