13.BÖLÜM

2K 121 8
                                    

Bir önceki bölümün devamı gibi oldu bu oy ve yorum atmayı unutmayın görüşmek üzere kendinize iyi bakın hoşçakalın...

3 derse girmiştik. İlk iki ders hoca serbest bırakmıştı. Ders resimmiş ve bu okulda resim sınıfı varmış. Pek şaşırmadım aslında, dolunay ailesinin bir koleji sonuçta.

Onları biraz araştırmıştım bir sürü şirket ve holdingleri varmış. Oldukça köklü bir aileymiş zaten Türkiye'nin önde gelen zenginlerinden olduklarını biliyordum.

Teneffüste resim sınıfına indim büyük bir odada yan yana ve arka arkaya dizilmiş tuvaller ve tabureler vardı. Doğrusunu söylemek gerekirse oldukça güzeldi. Boş bir yere geçip oturdum.

Yanıma bir çocuk gelip oturdu Araf çocuğu mu kıskandı yoksa aralarımı kötü bilmem, kötü kötü yanımdaki sarı saçlı çocuğa bakıyordu. Bu çocuk ilk derste bilgisayar programlarıyla ilgili soru soran çocuktu. Bakışlarımı Araf'tan çekip önümdeki boya tüplerine baktım.
Muhtemelen bu derse girecek hoca ilk ders olduğu için serbest resim yaptıracaktı ve bu benim işime gelirdi onların verdikleri şeyleri şuan çizmek istemiyordum. Ve herkes yerine geçti genç  erkek  diğer çoğu kıza göre yakışıklı bir hoca sınıfa girdi. Bir çok kız hocaya hayran hayran bakıyordu.bu kadar bakıcak ne var mereka ediyorum o da insan sizde...

Onur hoca: merhaba gençler ben onur hocanız bu seneki resim derslerin birlikte işleyeceğiz. İsimlerini söylediğim kişiler lütfen buraya gelip derse girdiğine dair imza atsınlar... Araf Dolunay, Anka Lavin Dolunay

ah be hoca keşke soy adımı demeyeydin iyiydi kalkıp imzamı attım. Ve geri yerime oturdum. Yanımdaki çocuk bana dönüp

-Araf'la herhangi bir akrabalığın var mı?

-Bu konunun seni pek alakadar ettiğini sanmıyorum.
dedim ve önüme döndüm.

Yanımdaki sarı saçlı çocuğun adı Ömer'miş hoca çağırdığında birçok kişinin isimlerini öğrenmiştim.

Sonunda herkesin imza işi bittikten sonra bu günlük serbestsiniz istediğiniz bir eşyayı ya da manzara veya kişileri çizebilirsiniz. Bazen yanınıza gelip ufak tüyolar vereceğim şimdi başlayabilirsiniz.

Dersin ilk 15 dakikası bitmişti ben elimdeki orta boy tuvalin arka planını önce siyaha boyadım sonra Asaf'ın düştüğü o uçurumu çizdim ve oradan düşen bir erkeğe ait olan beden...

Ömer yan dönüp benim resmime bir göz attı ona dönüp ne bakıyorsun anlamında kafa salladım.
''Sen baya yeteneklisin bu konuda baya iyi olmuş resmin''.
Dedi hâlbuki bu bir resim değil anıydı.

''Biliyorum'' deyip önüme döndüm.

***

öğle arasında sınıfta tek başıma oturup yeni başladığım kitabımı okuyordum o sırada sınıfa iki kız girdi istemeden de olsa onların dediklerini duydum. kızın biri diğer kıza 

9.sınıflardan birinin fenalaştığını ve hastaneye götürüldüğünü anlatıyordu. ilk başta pek ilgimi çekmese de acaba çağan nerde diye düşünmeden edemedim sabahki ders aralarında bir kaç defa Araf'ın yanına gelmiş ve benimle de biraz konuşmaya çalışmıştı. tabi benim verdiyim kısa cevaplarla ne kadar konuşa bilirsek işte, Son teneffüste gelmemişti bende görmemiştim acaba iyimi diye düşünmeden edemedim. Ne kadar kötü şeyler yaşarsam yaşayayım çağan beni mutlu ediyordu, abla deyince içim bir hoş oluyor ona değer veriyorum bunu inkar edemem sanırım ona alıştım ve onun için endişeleniyorum.

Gerçek aileme illaki alışacaktım bunu biliyorum ama çağanı kendime bu kadar yakın hissetmek beni garip duyguların içerisine sokuyordu.

***

Son teneffüsteydik çağanı her yerde aramıştım ama yoktu. Araf gelmişti ama sanki canı sıkkın gibiydi acaba bir şey mi olmuştu? Gururumu yenip gidip soramıyordum da neyi olduğunu. En sonunda sessizce yanına yaklaştım arkadaşlarıyla bir konuda konuşuyorlardı

-Araf?
Diye seslendim bana döndü şaşırmıştı nede olsa onlarla son 1 aydır çok az konuşmuştuk.

- Bir şey soracaktım, müsaitsen biraz konuşabilir miyiz?

Araf: tabi, tabi konuşalım bir sorun mu var?

Anka: Çağan'a bir şey mi oldu onu bakmıştım ama okulda değil sanırım?

Araf: Çağan bir kaç gündür halsizdi bu gün de öğleden önceki derste fenalaşmış burnu kanamış annemler hastaneye götürmüştü. Stresten burnu kanamış zaten arada bir kanar burnu, üşütmüş o yüzden de halsizmiş serum takmışlar ilaç yazmışlar az önce konuştuğumda da eve dönüceklerdi

Anka: anladım geçmiş olsun dedim biraz durup nasılsın canın sıkkın gibi başka bir sorun yok değil mi dedim.

Asaf: Bu sorum karşısında afalladı, bizimle kalsan ya artık. Annem seni çok özlüyor ve sana bir şey olacak diye korkuyor. Bak biliyorum zor şeyler yaşadın ama sana ihtiyacımız var biliyorum senin de bize ihtiyacın var lütfen gel kal bizde bize bir şans ver ve bize alışmaya çalış en azından dene.

Annem deniz hanım birine anne demek ve o kişinin beni özlemesi beni merak etmesi benim için o kadar uzak kavramlardı ki. Bizden olur muydu bir aile? Ben 17 yıl sonra gerçek aileme anne baba diyebilecek miyim?

Anka: alışmaya çalışacağım neyse görüşürüz. Deyip kaçar adım ondan uzaklaşarak sırama oturdum.

***

Eve gelmiştim Araf'ın dedikleri aklımı kurcalıyordu. Benim başıma gelen hiçbir şey onların suçu değildi. Onlara haksızlık edemem ama ben o evde onlarla yapabilir miyim bilmiyorum. Ne deniz hanımı ne de o ailedeki başka birini üzmek istemem.

Gerçekten onlara ihtiyacım var mı? Ya onlara tam bağlandığımda beni bırakıp giderlerse? Ben bir vedayı da kaldıra bilecek güçte değilim. Sanırım ben korkuyorum...

Odama çıkıp duş aldım ve üzerimi giyindim. Okuduğum kitabı alıp okumaya başladım ama aklım sürekli çağana gidiyordu acaba şimdi nasıldı arasam mı?

Yukarı çıkıp üzerime siyah pantolon bir de siyah kapüşonlu ceket alıp evden çıktım. Önce sahile inip kafamı dağıtmak istedim ama pek başarılı olamadım. Deniz hanım yani annemlerin evine yakın bir yerde durup annemi aradım

Anka: evde misiniz?

Deniz hanım: evet kızım evdeyiz bir sorun mu var?

Anka: yok müsaitseniz belki birazdan uğrayabilirim size onu haber vermek için aramıştım

Deniz hanım: haber vermene gerek yoktu burası senin de evin, istersen abilerinden birini gönderim ya da şoför neredeysen gelip alsınlar seni?

Anka: yok gerek yok gelirim ben görüşürüz

Deniz hanım bu kadar çok mu istiyordu onlara gitmemi? geleceğimi söyleyince sesi fark edilir derecede mutlu çıkmıştı, abilerin demişti abilerim benim abilerim...

Eve birkaç adım kala durdum doğru şeyimi yapıyorum?
Evet çağan merak ettim sadece çağan görmek için geldim, yoksa onlara ihtiyacım yok yani
Off kimi kandırıyorum onlara ihtiyacım var onların sevgisine ihtiyacım var. Onları deli gibi merak ediyorum çünkü onlara değer veriyorum. Onlara şans vermek istiyorum. Onlarla mutlu bir aile olmak istiyorum. Herşeye ve herkese rağmen mutlu olmak istiyorum...

ACI GERÇEKLER (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin