(1 hafta sonra)
Anka bu bir hafta da ailesiyle kalmaya başlamıştı ilk başlarda yerini yadırgasa da gerçek ailesinin yanında olduğu için kendini mutlu ve huzurlu hissediyordu.Emir Anka ya iyice alışmış ve sevmişti. Onunla sohbet edip herhangi bir konu hakkında tartışmak Emire inanılmaz bir haz veriyor, ufkunu aydınlatıyordu. Diğer insanlar için sıradan olan şeylere Anka sayesinde o sıradan olayların sıra dışı yönlerine bakmayı öğrenmişti. Vel hasılı kelam Anka Emire her açıdan birçok şey katmıştı. Sadece Emir değil tüm Dolunay ailesine çok şey katmıştı. Dolunaylar yıllar sonra ailenin tek kız çocuğunu bulmuşlardır ve çok mutlulardı.
Anka da mutluydu, ama içindeki burukluk hiç gitmiyordu. Asafı özlüyordu, Asaf Ankanın biricik kardeşi dostu sırdaşı tek dayanağıydı. Hâlbuki ki daha el kadar çocukken birbirlerine söz vermişlerdi. Anka ve Asaf araya ne kadar mesafe girerse girsin asla ayrılmayacaklardı. Asaf hep Anka'nın yanında olup onu her şey den koruyacaktı.
<<<<ANKA'DAN DEVAM>>>
Bu gün akşam üstü dolunay ailesinin diğer üyeleriyle tanışacağım. Belli etmemeye çalışsam da biraz gerginim ne de olsa yıllar sonra kimisini torunu, kimisinin yeğeni kimisinin de kuzeni olacağım ve onların beni görünce ne tepki vereceklerini kestiremiyorum, bu da beni biraz geriyor.
Geçtiğimiz bu bir hafta da Emir abimin kardeşim dediği Fransa da çalışan arkadaşı boran abi ile tanışmıştım ve çok iyi anlaşmıştık. Öyle ki birlikte görüntülü sohbet açıp abimin dedikodusunu bile yapmıştık, çok kafa dengi ve eğlenceli bir insandı.
Geçtiğimiz bu bir haftada da anıl ve akın abimle pasta yapmıştık. Ve çok eğlemiştik tabi bu olayla birlikte anıl ve akın abinin asla doymadıklarını öğrenmiştim.
Araf'ın da arkadaşlarıyla tanışmıştım, hatta geçen gün hep birlikte okul çıkışı önce buz patenine gitmiştik oradan dönerken de çekirdek ve kola alıp sohbet ede ede yürüyerek eve dönmüştük. hepsi iyi çocuklardı, mesela Can bu gurubun şebeğiydi. Araf ile ilk okuldan beri arkadaşlarmış. Hatırladım da bu gurupla futbol oynamıştık o gün de çok eğlenmiştim.
Kaan, babası babamla uzun zamandır ortakmış. Şirkette verilen davetler ve yemeklere gide gele Araf'la tanışmışlar sonra da kaydını bizim okula aldırmış. Kaan'ı gözlemlediğim kadarıyla biraz sert ve agresif bir yapıya sahip ve yalandan pek hoşlanmayan bir tip.
Ve Batu, Araf Batu ile de bir kavgada tanışmış. Araf'ın anlattığına göre 10. sınıfta futbol antrenman için gittiği spor salonundan dönerken ara sokaklardan çığlık sesi gelince araf oraya doğru koşmuş. oraya vardığında bizim yaşlarımızda bir kızı döven 5 adamla karşı karşıya gelmiş.
Kızı ellerinden kurtarayım derken bu sefer kendi dayak yemeye başlamış. O sıra da da oradaki sesleri duyup gelen Batu önce polisi aramış sonra da o adamlarla kavgaya tutuşmuş. Bir süre sonra Araf da kızda kurtulmuş kurtulmasına ama Batu o kavgada bacağından bıçaklanmış. Adamlar kaçamadan yakalanmış. Batu hastaneye, kız ve Araf'da ifade vermek üzere emniyete kadar gitmişler.
Araf Batu'yu görmek için birçok defa hastanede ziyarete gitmiş bu ziyaretler sonucu da güzel bir dostluk kurulmuş.
(yazarın ağzından devam )
Peki o kıza ne mi oldu ?
onu da anlatalım madem...
kızı döven kişiler aslında kızın öz mü öz abileri ve babasıydı. Selin evin en küçük çocuğuydu. Annesi Selini doğurduktan sonra hasta olup vefat etmiş, selin annesiz büyümüştü. Annesinin vefatından sonra abileri ve babası hep selini suçlamışlardı. hâlbuki ki abileri hep bir kız abisi olmak istemişlerdi. Annelerinin ölümünden selini suçlamak kolay gelmişti, üzüntülerini nefretle gizlemiş ve bu hayatı seline zehir etmişlerdi. O gün de selinin okulundaki kendini havalı sanan bir kız gurubunun selini kıskanıp abilerine bazı fotoğraflar gönderdiler. üstünde oynanmış uygunsuz fotoğraflar...
O gün bir kadının tüm gururu yerle bir olmuştu , o gün mutlu olmayı hak eden bir kız çocuğu kimisinin kıskançlığı kimisininse saçma kompleksi yüzünden kendi hayatından vaz geçmişti.
Selin emniyetten çıkıp eve dönmüştü önce kapı girişinin biraz ilerisindeki avizenin çengeline bulduğu halatı astı sonra küçük bir not yazıp kendini o iple astı. bu hayattan giderken gülümsüyordu. Çünkü annesine kavuşmuştu , annesi ona zulüm etmezdi ki, mutluydu yıllar sonra ilk kez mutlu oldu. mutsuz doğdu, mutsuz yaşadı ama mutlu öldü...
Selinin Notu:
Baba, ben doğum doğmamayı seçmedim, ben annem ölsün istemedim, ben 4 yaşında pansuman yapayı öğrenmek istemedim, ben bebekliğimi, çocukluğumu, gençliğimi yaşamak istedim, bana bir kere kızım deyip sarılmanı istedim, ben hasta olunca bana kızmanı değil benim başımda beklemeni istedim, ben bu hayatı yaşamak istedikçe sen ve oğulların benim boynuma önce ipi doladınız, sonra da ayağımdaki tabureyi düşürdünüz . Hepiniz küçük bedenimin ileri geri sallanışını izlediniz. Beni siz öldürdünüz. Benim katilim sizsiniz.
nefret ettiğin kızın artık yok baba, nefret ettiğiniz aşağıladığınız kardeşiniz yok artık abilerim . Umarım pisliklerle dolu hayatınızda kendi pisliğinizde boğulursunuz!
nefret ettiğiniz kimsesiz kız çocuğu..
BÖLÜM SONU
BEN GELDİİİĞM , NASILSNIZ BAKALIM ?
KISA BİR BÖLÜM OLDU AMA ANKA'DAN DEVAM EDERSEM KAFA KARIŞTIRICI OLUR DİYE DEVAM ETMEK İSTEMEDİM . EN YAKIN ZAMANDA YENİ BÖLÜMÜ YAZMAYA ÇALIŞICAM.
SİZİN BANA ,KARAKTERLERE SORUNUZ VARSA BURAYA YORUM OLARAK BIRAKA BİLİRSİNİZ.
ERİMİN BABASINI İÇERİ TIKTIRMA İŞİNİ AZICIK ERTELİYCEM ÖNCE AİLENİN GERİ KALANIYLA TANIŞICAK SONRA BİR BOMBA PATLATICAM ANLAYACAĞINIZ FELAKET BÖLÜMLER GELİYOR. :)
SELİN HAKKINDA DÜŞÜNCELERNİZİ YAZA BİLİRSİNİZ.
OY VE YORUMLARINIZ BEKLİYORUM . KENDİNİZE CİCİ BAKIN HOŞÇAKALIN...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI GERÇEKLER (tamamlandı)
Teen Fictiontamamen kendi kurgum olan bu kitabı severek okumanız dileğiyle... acı, huzur ,zorluklar ve güçlü bir genç kız herkes bir gün yaşattığını misliyle yaşar...