Flashback 4.bölüm

5.1K 193 5
                                    

Sevgi insanlığın şiddet hayvanlığın kanunudur...

Herkese merhaba nasılsınız? Nasıl gidiyor hayat? Umarım herşey yolundadır..
Bu bölümde Anka bize biraz geçmişi anlatıcak ne şartlarda büyüyüp şimdiki zamana geldiğini Ankanın ağzından dinliycez. umarım severek okursunuz, yorumlarda düşüncelerinizi belirtirseniz sevinirim daha sonra görüşmek üzere kendinize iyi bakın...

(Anka 6,nida 9 yaşında)
O gün hasan bey nidayı lunaparka götürecekti, hasan beyin kızıyla ilgilendiği nadir anlardan biriydi. Hasan bey ve Nida evden gidince Anka tek kalmıştı onu götürmemişlerdi. Nida babasından parka gideceklerini öğrenince o yaşta küçük Anka'ya böbürlenerek '' biz babamla parka gidicez sende evde oturacaksın biz babamla çok eylenicez, Babam seni hiçbir zaman lunaparka götürmeyecek, lunaparka gitsen bile asla benim gibi eğlenemeyeceksin görüşürüz küçük kardeşim"diyip pembe eteklerini tuta tuta babasının yanına koşmuş ve el ele tutuşup yola çıkmışlardı Anka sadece yaşlı gözlerle arkalarından baka kalmıştı. Üzülüyordu o yaşlarda yalnız kalmaktan korkardı evde tek başınaydı annesi evde yoktu sabah erkenden arkadaşlarıyla gezmeye gitmişti.

O günden sonra lunaparklardan nefret etmiş hiç merak etmemişti...

Anka hiçbir zaman anne baba sevgisi görmemiş bir çocuktu, okula yeni başladığında ilk gün diğer çocukları ailesi bırakırken Ankayı annesinin şoförü bırakmıştı bir iki defa şoför ile gelip gidiyordu ama sonra okul yolunu öğrenince o küçücük yaşında okula yürüyerek gelip gidiyordu.
Eve gelince yorgunluktan hemen uyuya kalıyor ve akşam yemeklerini kaçırıyordu, bu durum kimsenin umurunda değildi bir kişi hariç Ayşe sultan.
Ayşe sultan evin baş hizmetçisiydi o zamanlar 40' ına merdiven dayamış olgun bir kadındı. Anka'ya olanlar en çok o üzülüyordu. Anka yaralandığında bişeylere canı sıkıldığında ya da merak ettiği bir soru olduğunda Ayşe sultana giderdi. Öyle böyle Anka 6. Sınıfa geçmişti dersler artık ilgisini çekmemeye başlamış ve derslerde yerinde duramayan kıpır kıpır bir çocuk olmuştu, bu hallerini sınıf öğretmeni fark edince ailesini arayıp konuşmak istediğini belirtip okula çağırmıştı. Anka o gün olacaklardan habersiz yine evinin yolunu tutmuştu.
Evde Ankayı sinirle bekleyen bir babası vardı, aslında Anka hiçbişey yapmamıştı çok akıllı bir çocuktu, öğretmeni annesini aradığı için annesi Sevim hanım Anka eve gelene kadar babasını dolduruşa getirmiş ve hasan beyde Sevim hanımın sözlerine inanıp Anka'ya aşırı derecede sinirlenmişti.
Anka herşey den habersiz eve girmiş ve Hasan beyin sinirden yerinde duramadığı halini görünce afallamıştı.
Anka kapıdan girer girmez annesi kolundan tuttuğu gibi babasının önüne atmıştı. Ankaya ağzını açtırtmadan çok sert bir tokat atmıştı. Tokadın etkisiyle yan tarafındaki sehpa ve üzerinde bulunan çok değerli bir vazo da yeri boylamıştı.
Tabi vazo kırılınca Anka da onun üzerine sırt üstü düşmüştü hasan bey acımasızca tekmeler atarken Anka artık bilincini kaybetmek üzereydi yorulunca ceketini alıp evden çıktı.
Sevim hanım bu görüntüyle sırıtırken Ankanın kanla kaplanmış bedenini orada bırakıp odasına çıkmıştı. Ayşe sultan bu olanları görünce ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette Ankayı ordan kaldırdı önce elleriyle onu yıkayıp yaralarını sardı, bunu öğrenen Sevim hanım o gün Ayşe sultanı kovmuş ve ankayla görüşmesine izin vermemişti. Anka artık bu olanlara hiçbir tepki vermiyordu üzülmemeyi öğrenmişti.
Halbuki Anka bunların hiçbirini hak etmemişti...

Hasan bey sınıf öğretmeninin çağırdığı saatte okula gitmişti,
Öğretmeni hasan beye Anka nın hiperaktif bir çocuk olduğunu ve derste anlatılanları çok dinlemiyormuş gibi görünüp sınavlarda çok yüksek notlar aldığını başarılı bir öğrenci olduğu fakat içine kapanık bir kız olduğundan bu yüzden Bi psikolok ile görüşülmesinin faydalı olacağından bahsetmişti.
Hasna bey eşinin dolduruşlarına geldiğini anlamıştı ama pişman olmamıştı aksine yaptıklarından zevk almıştı.
Ankayı psikolog görüşmelerine götürmüş ve yapılan testler sonucunda Ankanın üstün zekalı Bi çocuk olduğuna ve derste anlatılanları zaten hemen kavradığı için ilgisini çekmemesinden dolayı sıkıldığına ve bu yüzden yerinde duramadığı kanısına varılmıştır. Psikoloğa gittiğini öğrenen okuldaki bir kaç arkadaşı onunla alay edip deli muamelesi yapmışlardı, tabi bu durumda Anka da iyice içine kapanıp sadece öğretmenleriyle iletişime geçip ona önemli birşey sorulduğunda kısa ve net cevaplar veriyordu.

Anka babasından yediği dayaktan sonra onlardan gizlice dövüş ve savunma dersleri almış, kendini geliştirmişdi.
Sadece savunmada değil birçok fobi edinmiş ve birçok spor dalında başarıları vardı. Ailesiyle olan ilişkisini tamamen kesip nadiren yemek yemek için odasından çıkıyor ve mümkün mertebe onlarla yüz yüze gelmemeye çalışıyordu.
Onlarda bu durumdan gayet memnundu...

Anka okulunu birincilikle bitirip birçok kolejde burslu okuya bilecekken annesi yine ortalığı karıştırıp ne olduğu belirsiz insanların okuduğu, kaldıkları eve uzak bir Anadolu lisesine kaydını yapdırtmıştı.

Anka bunların hepsine susup hiçbişey yapmadı annesinin oyunlarına seyirci kaldı.
Babası Bikaç defa daha şiddet girişiminde bulunsa da Anka 'nın onu tek hareketiyle yere serdiğinden dolayı bidaha el kaldıramaya cesaret edemedi...

Ankanın yaşadığı bazı olayları sizlere anlattım şimdi günümüzden devam ediyoruz

Teyzemler için seçtiğimiz 3 eve de bakıştık ve birinde karar kılmıştık. Ev lüks villaların ve yazlıkları olduğu bir mahalledeydi açıkçası ev baya güzeldi şimdi de ev için Bi kaç eşya bakıp yemek yemeye gittik.

(bahsedilen villa)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(bahsedilen villa)

2gün sonra
Ev temizlenmiş ve tüm eşyalar yerleştirilmişti şuan ben Asaf ve ozan evin arkasındaki basketbol sahasında oyun oynuyorduk.
Asaf ozanı omzuna almış basket attırmaya çalışıyordu, tabi biraz başarısız oluyordu ama bu görüntü baya Bi komikti benim güldüğümü gören ozan topu alıp hızlıca potaya atmıştı. Sanırım küçük bey fazla sinirlendi ki to potanın üstünden yan villanın bahçesine girmişti

Asaf-ozan naptın vur dedik öldürdün gitti to nası alcaz şimdi

Ozan- abi Anka gülünce sinirlendim topda uçtu benim suçum yok. Dedi ellerini iki yana açarken

Anka-ne yapayım yakışıklım seni öyle görünce çok tatlı gözüktü gözüme özür dilerim

Ozan- yakışıklınmıyım gerçekten?
Ozanın bu masum sorusuna Anka hem şaşırmış hemde kıkırdayarak kafasını sallamış tı
Asaf-sohbetinizi bölmek istemem ama gidip şu topu alsak mı artık dedi sabırsızca

Birlikde evden çıkıp yan villanın kapısını çaldılar

Araf 'tan devam
matematik performans ödevimi bitirip hocama atmıştım ders çalışmayı sevmezdim. Okuldayken derslerde genelde uyurdum ya da arkadaşlarımla kantinde oturarak günü bitirirdik. Kimse de bişey diyemiyorum bu duruma. Sınavlara gelirsek onlardan geçiyordum, nasıl geçtiğimi bilmiyorum millet koya çekerek 50 alıyo ben çekmeyerek 80-90 alıyorum o da benim dahi oluşumdan kaynaklanıyor.
İç ses- egonu çek de gül cemalini görelim arafcım
Araf-ulan fikri bana mı yürüyon lan tabi sen de haklısın şu yakışıklılığa bak şu boy pos endam kimde var ki ahh yine çok yakışıklıyım
İç ses - tamam, Ben inandım 😋
Araf-içses de bize posta koydu iyi mi
Ben içsesim fikriyle konuşurken dingonun ahırına gidermiş gibi odama dalan akın abimle yerimden sıçradım. Ben ona ne yapıyon lan değişik adlı bakışlarınla bakarken o da sonunda niye geldiğini söyleye bilmişti
Akın- Araf iki saattir sana bağırıyoruz gel hadi PlayStation oynuycaz
Araf-tamam
...
Oyunun tam ortasında kapı çalmıştı bu gün hizmetçiler izinli olduğundan kalkıp kapıyı açtım...

Dırırırım
Bölüm sonu
Ankanın üvey anne ve babası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Arafın iç sesi? :)
Ankanın yaşadıkları hakkında düşüncelerinizi yoruma bekliyorum...
Umarım seversiniz istediğiniz gibi öneri ve yorumlarınızı bana yazabilirsiniz bu beni mutlu eder bir bölümün daha sonuna geldik kendinize cici bakın görüşmek üzere hoşçakalın😊...

ACI GERÇEKLER (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin