GÜLÜMSE; POLİS | Yarı Texting

7

Keyifli Okumalar🍃

‼️Sonradan yazılmış Bilgi‼️
❕Şimdi ben bu kitabı yayımlarken okunma sayısı azdı ve okunmayacağını düşünüp, yarım bırakmamak adına olayları hızlandırıp final veririm diye düşündüm. Ama okunma arttı ve bu bölüm ve bundan sonraki 'iki' bölümde birazcık olaylar hızlı ilerledi. Ama sonraki bölümlerde toparladım. Eğer yorum yapacaksanız bu kısmı iyice okuyup öyle yorumlarınızı yapın. Kırıcı yorumlar yapmaya gerek yok.
Şimdiden teşekkürler♡

---

Avuçlarıma gelen topu fileden karşı tarafa isabetle attım.
Arda'ya gelen top karşılık bulunca tekrar bizim takıma geldi.

Nil öne atılıp topu karşı takımdan Derya'ya yolladı.
Ellerimi dizlerime kavuşturarak, avuç içlerimi sildim hızla.

Hazır halde bacaklarımı hafif aralayarak olası hamleye karşı bekledim.

Derya topu Arda'ya pas attı. Arda sert bir smaçla fileden bizim takıma yollarken yüzüme gelen sert darbeyle birlikte suratım geriye doğru savruldu.

Anlık olarak tüm seslerin kesildiği sırada, kulağımın çınlamasıyla dolan gözlerimi sıkıca yumdum.
O nasıl top vurmak orospu çocuğu!

Elimi sızlayan burnuma koyduğum sırada etrafıma toplanan ayak seslerini algılayarak gözlerimi acıyla araladım.

"Kanka yemin ederim yanlışlıkla oldu lan, özür dilerim." Diye konuşan Arda'ya topun çarpma etkisiyle dolan gözlerimle baktım.

"Amınakoyim, kör müsün Arda!" Arda bir eliyle kolumdan tutarak, burnumdaki elini indirdi. Dikkatle suratıma baktığında kafasını sağa sola salladı.

"Yok bir şeyin Asmin, yüzün kızarmış sadece." Diye zorlukla gülümsedi.
Diğer yandan yanıma gelen Nil ve Tugay'la onlara döndüm.

"Doğru mu söylüyor bu ibne? Nil baksana kanka ya burnuma murnuma bir şey olmuş mu?" Nil beni çevirip suratıma baktığında, kaşlarını çatarak kafasını salladı.

"Yok, yok kanka bir şey olmamış." Tedirginlikle Tugay'a baktığımda o da kafasını iki yandan sağa sola salladı.

Burnumu elimle ovup, acıyla yüzümü buruşturdum.
Elimle Arda'nın omzuna vurarak gözlerimi devirdim.

"Hadi sınıfa çıkalım, zil çalar birazdan." Nil'in konuşmasıyla hepimiz kafalarımızı sallayarak sınıfa doğru çıktık.

Sınıfa çıktığımızda her zaman ki gibi Arda'yla ben en arka, duvar kenarına otururken, önümüze Nil'le Tugay oturdular.

Peşi sıra öğretmenler zilinin çalmasıyla, edebiyatçı içeri girdi.
Boş durmaması için kağıt kalem çıkartarak, sıranın üzerine koydum.

Burnumun acısıyla kafamı sıra koyarak gözlerimi kapadım.

🍃

"Anneee! Açım ben ne yemek var?" Kapının anahtarını, soktuğum yerden çıkararak, kapıyı arkamdan kapadım.
Ayakkabımın arkasına basarak çıkardım, diğerinide elimle çıkartarak bir kenara fırlattım.

Okul çantamı tek taktığım omzumdan çıkarıp anahtarı ön göze koyarken, çanta elimde mutfağa doğru yorgun adımlarla ilerledim.

Okuldan gelmiştim ve açtım. Şu kantinden yediklerim bir türlü benim mi karnımı doyurmuyordu?

Mutfağa giriş yaptığımda burnuma dolan pilav kokusuyla gözlerimi kapatarak, kokuyu içine çektim.

Annem o sırada bir yandan pilavı karıştırıp, bir yandan da telefonla konuşuyordu.