:)
(Smut kısımdan rahatsız olanlar bölümü tamamen geçebilirler)
***
Jimin uykusundan tamamen uyanmış olmasına rağmen gözlerini açıp uyandığını kabul etmeyi reddediyordu. Çünkü gece herkes gittikten sonra Jungkookla birlikte uyumuşlardı ve Jungkook hala yanında, aşırı yakışıklı bir şekilde uyuyordu.
En sonunda gözlerini açtı ve Jungkook'u izlemeye başladı.
Kırmızı dudakları, dudağının altındaki küçük beni, gece boyu dönüp durmaktan dağılmış saçları, yakası kaymış ve köprücük kemiğini çok güzel bir şekilde belli eden beyaz tişörtü, kaslı ve dövmeli kolları...
Jimin Jungkook'a neden bu kadar bağlanmış olduğunu bilmiyordu. Belki de yıllarca kendi içinde yaşadığı yalnızlık hissini doldurabilmesi için Tanrı'nın ona sunduğu güzel bir hediyeydi Jungkook.
Birini, özellikle onu bu denli fazla sevmek Jimin'in kalbini çok yoruyordu.
Jimin gülümseyerek Jungkook'u izlemeye devam ederken telefonunun titremesiyle girmiş olduğu bambaşka alemden çıktı ve Jungkook uyanmasın diye hızlıca telefonunu alıp sesini kapattı.
Ekranda tanımadığı bir numara vardı.
Yataktan kalkıp sessizce odadan çıktı ve aramayı cevapladı; "Efendim?"
Bir süre karşı taraftan ses gelmedi ama Jimin arkadan gelen sesleri duyabiliyordu. Muhtemelen arayan kişi kalabalık bir yerdeydi.
"Kimsiniz?" diye bir kez daha denedi.
Tekrardan cevap alamayınca bu sefer telefonu kapatıp dün gece Jungkook'dan aldığı, ona büyük gelen gri eşofmanın cebine attı.
Odaya döndüğünde Jungkook bıraktığı şekilde uyuyordu. Jimin sessizce yatağa geçip Jungkook'un yanına yattı ve ona doğru dündü.
Jungkook gibi bir sevgilisi olduğu için dünyanın en şanslı erkeği olduğunu kendine hatırlatıp gülümsedi.
Sonra onu da uyandırmaya karar verdi.
Sakince parmaklarını yüzünde gezdirdi. Yanaklarında, saçlarında, bakınca gözlerini geri çekemediği dudaklarında...
Jungkook huylandığını belli edercesine yüzünü buruşturup başını iyice yastığa gömdü.
Bu Jimin'in kıkırdamasına sebep oldu ve bu sefer de parmaklarını kollarında gezdirmeye başladı.
Belli ki ne yapıp edip Jungkook'u bir şekilde uyandıracaktı.
Jungkook derin bir nefes alıp konuştu. Sesi hem yeni uyanmış olmanın verdiği etkiyle, hem de yüzünün yarısının yastığa gömülü olmasıyla boğuk çıkıyordu. "Hyung lütfen git uyanmayacağım."
Hyung mu?
"Jungkookie," Jimin ona kendisini fark ettirmek istiyordu. "Hadi uyan."
Jungkook oflayarak gözlerini açtığında ilk üç saniye tepki vermedi. Sonra gözlerini daha çok açıp "Jimin?" dedi. Şaşırmışa benziyordu.
Yattığı yerde doğrulup alnına düşen saçlarını geriye attı. "Of hiç alışık değilim ki seninle uyanmaya,"
Jimin sabahtan beri istemsizce yaptığı gibi gülümsedi, "Ben de burdayım hani," dedi elini sallayarak.
"Ben de onu diyorum işte, sen burdasın." Sonra Jimin'i kendine çekip sarıldı ve ekledi, "iyi ki burdasın."
Jimin anında kollarını Jungkook'a doladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Glow ' Jikook '
FanfictionSıradan bir üniversite öğrencisi olan jimin bazı geceler garip rüyalar görür ve bunları Twitter hesabından paylaşır. Bir süre sonra fenomen haline gelen Jimin'in 3 yıl önce ünlü rapper Jeon Jeongguk ile ilgili attığı bir tweeti ortaya çıkar. 15.01...