Tek bir kelime günün tamamını güzelleştirebilir de, mahvedebilir de.
Jungkook son mesajında Jimin'e açık açık ondan hoşlandığını söylemişti. Böylece Jimin'in yıllardır yaşamadığı mutluluğu yaşamasına sebep olmuştu.
Jimin ise henüz bir cevap vermeye hazır mıydı bilmiyordu.
Güzelce hazırlandıktan sonra aynada kendine baktı ve görüntüsünü onayladıktan sonra Jungkook'a mesaj attı.
İki dakika kadar cevap gelmesini bekledi ve Jungkooktan "kapıdayım" diye bir mesaj alınca şaşkınlıkla gözlerini kocaman açtı.
Ceketini giyerken kendi kendine, "neden herkes benim kapımın önünde bekliyor?" diye mırıldandı.
Anahtarını, cüzdanını ve telefonunu aldıktan sonra kalp atışlarının duyulmaması için dua ederek evden çıktı.
Evinin önünde siyah ve oldukça lüks bir araba bekliyordu. Uzaktan bakınca araba, yanına doğru giderken 'ben çok pahalıyım' diye bağıracak gibi duruyordu.
Bir dakika, Jimin'in de hatrı sayılır bir zenginliği vardı en nihayetinde.
Jimin arabaya doğru ilerlerken Jungkook sürücü koltuğundan inip ön koltuğun yanına ilerledi ve Jimin için kapıyı açtı.
"Selam," dedi Jimin utangaçça gülümserken.
Jungkook da onun gibi gülümsüyordu.
"Hoşgeldin."
Küçük selamlaşmanın ardından Jimin arabaya bindi ve Jungkook kapıyı kapattıktan sonra kendi koltuğuna geçti.
İlk başta yolculuk her zamanki gibi sessizdi ve Jimin hem utanıyordu hem de heyecandan konuşamazsa diye sessiz kalmayı tercih etmişti.
Jungkook onu anlamış gibi konuşmak için zorlamadı, zaten konuşmak için buluşmuşlardı ve aceleye getirmenin bir anlamı yoktu.
En sonunda marinaya yakın bir yerde durduklarında Jungkook "geldik" dedi ve emniyet kemerini çözdü. Sonra Jimin'e baktı, "inecek misin?"
"Ah, tabi şey, pardon."
Jimin de hızlıca emniyet kemerini çözüp kapıyı açtı ve arabadan indi.
Deniz kokusu alınca içi huzurla dolmuştu.
"Bacağıma taş bağlayıp beni denize mi atacaksın?"
Jungkook arabayı kitleyip Jimin'in yanına doğru yürürken "Tanrı aşkına, aklın neden sadece vahşet dolu şeylere çalışıyor?" demişti.
Söylediği şey içinde sinir barındıran bir cümle olsa da bunu gülerek söylemişti.
Jimin Jungkook'a daha fazla bakmaya devam ederse kendini tutamayıp yine onu öpeceğinden korktuğu başını çevirdi. Çünkü Jungkook çok güzel gülüyordu.
Jimin gülüşünü bastırma gereği duymadan "ee," dedi. "Ne yapacağız burda?"
Jungkook büyük teknelerin olduğu yere doğru ilerlerken Jimin'in sorusuna cevap verdi. "Dedin ya, seni denize atacağım çünkü ben manyağım."
"Hahaha." Jimin sahte bir şekilde güldükten sonra adımlarını hızlandırdı ve Jungkook'un yanından yürümeye başladı.
Beyaz ve mavi renklerin yoğunlukta olduğu bir teknenin önünde durdukları zaman Jungkook Jimin'e yardım etmek için elini uzattı. Jimin ise ona uzatılan eli tutarken halinden oldukça memnun gözüküyordu.
İkisi de denize düşmeden teknenin içine girdiklerinde Jimin dikkatini bir şey çekmişti. Bir masa.
Jungkook onun için masa mı hazırlamıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Glow ' Jikook '
FanficSıradan bir üniversite öğrencisi olan jimin bazı geceler garip rüyalar görür ve bunları Twitter hesabından paylaşır. Bir süre sonra fenomen haline gelen Jimin'in 3 yıl önce ünlü rapper Jeon Jeongguk ile ilgili attığı bir tweeti ortaya çıkar. 15.01...