21. Bölüm

1.3K 135 45
                                    

Saat 04.00 falan ve ben yaklaşık 24 saattir uyanık olduğumu fark ettim. Size günaydın hediyesi olarak bu bölümü atıyorum.

Bu arada gerçekten aşırı kötü bir hafta geçirdim ve sanırım tek tesellim yorumlarınız olacak.

BU ARADAAA hikayeye olan ilginiz için gerçekten çok teşekkür ederim aşırı duygusalım bu aralar...

İyi okumalar <3

***

Jungkook hava yeni yeni kararmaya başlamışken gözlerini açtı. Kolunu hissetmiyordu ve tüm gün uyumuş gibi hissediyordu.

Kolunu hissetmeme sebebine bakınca Jimin'in üzerinde yattığını gördü. Gülümseyerek onu izlediği üç dakikanın sonunda Jimin uyku sersemi bir şeyler mırıldanıp arkasını döndü ve böylece Jungkook'un kolu özgür kaldı.

Jungkook Jimin'i uyandırmamaya özen göstererek yatakta oturur pozisyona geldi. Sevgilisinin yumuşak ve dağılmış saçlarını öptükten sonra yataktan kalkıp banyoya gitti.

Geri döndüğünde Jimin de uyanmıştı ve telefonuna bakıyordu.

"Günaydın," dedi Jimin mırıldanır gibi.

Jungkook da yüzündeki gülümseme eşliğinde "Günaydın," diye cevapladı.

Jungkook yatağa, Jimin'in yanına, oturup sevgilisinin asık yüzüne baktı. Bir şey olmuş gibiydi.

"Bir şey mi oldu?" diye sordu hemen. Jimin'i üzgün ya da böyle düşünceli görmek onu üzüyordu.

Jimin telefonun ekranını kapatıp başını sağa sola salladı. "Bir şey olmadı," dedi kollarını Jungkook'un beline sarıp başını göğsüne yaslarken. "Sanırım birisi numaraları karıştırdı beni arayıp duruyor."

Jungkook da sevgilisinin sarılışına karşılık verdi ve çenesini başına yasladı. "Senin için araştırmalarını ister misin?"

Jimin başını olumsuz anlamda salladıktan sonra geri çekilip Jungkook'a baktı. "Hayır şu an tek istediğim bir şeyler yemek."

***

Yoongi ve Jin'in bir milyon tane 'stüdyoya gel yoksa seni döveceğiz' temalı mesajları üzerine Jungkook kahvaltı yaptıktan sonra Jimin'i arkadaşlarının yanına bırakıp işleri halletmek için stüdyoya gitmişti.

Jimin ise yüzündeki gülümsemeyle resmen konuşmadan bir şeyler anlatıyordu.

Namjoon Jimin'e baktıktan sonra kahvesini içmeye devam etti. "Şu gülümsemenin sebebini kim soracak?"

Hoseok ve Tae ortak derslerinde ödev için eş olmuşlardı ve tamamen ona odaklanmışlardı.

"Ben sormam," dedi Tae dikkatini ödevden ayırmadan. "Alacağım cevap şu an beni korkutuyor."

Hoseok göz ucuyla Jimin'e baktıktan sonra Namjoon'a döndü. "Sebebini sormayacağım çünkü bu 'dün gece Jungkookla seviştim' gülüşü."

Namjoon kahvesinden aldığı yudumla boğulmaktan son anda kurtulurken Tae donmuş bir şekilde Jimin'e bakıyordu. Jimin'in ise gülümsemesi yüzünde donmuştu ve Hoseok'a bakıyordu.

"N-ne?" diyebildi zar zor. "Nasıl anladın bunu?"

Hoseok sesli bir şekilde ofladıktan sonra Jimin'in kapatıcıyla kapatmaya çalıştığı boynunu gösterdi.

Jimin neyi gösterdiğini anlar anlamaz elleriyle boynunu kapatıp tiz bir şekilde bağırdı.

"Benim dersim var gidiyorum ben."

Dream Glow   ' Jikook 'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin