Ek Bölümün Devamı Gelecek
Jewel, uzandığı yerde korkuyla inledi ve ilk günleri anımsatan bir endişeyle yanındaki sert şeye sıkıca sarılıp kolları arasında kavradı. Ardından gözlerini açıp yanında kolunu sıkıca kavradığı, kendisine şefkatle bakan savaşçıya döndü. Korben ise Jewel'e baktığında, yaşayan bir canlının teninin bu kadar solgun göründüğünü hiç hatırlamadığını anımsadı. Lakin Jewel'in tüm bunlara rağmen söyleyebildiği tek şey "Evde miyiz?" olmuştu.
Korben, olumlu anlamda başını aşağı yukarı sallarken dudaklarını Jewel'in alnına bastırdı. Jewel de gözyaşlarını tutamazken kollarını bu sefer Korben'in boynuna doladı ve bu sarılma şuan için kesinlikle en çok ihtiyacı olduğu şeydi.
" Sercen..." dedi sesinin titremesine engel olmaya çalışırken. "O benim kadar şanslı değildi."Korben bu ağlamaklı sesin aksine alaycı bir şekilde gülmüştü. Fakat bu gülümseme uzun sürmemişti şayet Jewel sinirle onu iterken bu sevinci yarıda bölmüştü. "Bu durumda nasıl gülersin? Ben diyorum ki Sercen..."
Korben, eşinin gözlerinden akan yaşı silip bu sefer dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. "O ölmedi." dedi geriye çekilirken.
Jewel, Korben'e şaşkın bakışlar sunarken lafa girdi tekrardan. "Ama nasıl? Ben gördüm, önümde düştü öylece!"
"Işın kılıçlarının iyi yanı bu. İçinden geçtiği yer ölümcül değildi. E yüksek ısı yarayı da beraberinde dağladığı için kanaması da olmadı. Kısaca geçirdiği sinirsel şok sebebiyle bayılmış sadece." eşine karşı şefkatle baktı Korben. "Artık ağlama yani. O uykuya alındı. Gideceğimiz yeni yuvaya kadar da uyutulacak. Hızlı iyileşmesi için."
Jewel, korkudan tuttuğu nefesini büyük bir rahatlamayla verip yerinden hızla doğruldu. Fakat aklına gelen soruyla aniden duraksadı. "Yeni yuva mı? Hem bir dakika Zed nerede?"
Korben onun doğrulmasına yardım ederken konuştu. "Bize yardım etmeyi kabul eden müttefik gezegen birlikleriyle Alderaan'a döndük. Zaten iyi bir iş çıkarmışsınız orda. Getirdiğimiz büyük ordu hala hayatta kalan küçük isyancı birliğini kolayca alt etti. Amcam ise.. Tutuklanıp bir yere kapatıldı. Fakat, kaldığı yerde intihar etmiş. "Bir eliyle Jewel'in dağılmış saçlarını geriye atarak düzeltti."Anlaşılan amcam ölmeyi esir olmaya tercih ediyormuş."
"...Peki yeni yuva?"
Jewel'i elinden tutup yataktan kaldırdı ve çıkış kapısına doğru ilerleyebilmesi için kolundan destek oldu. "Müttefiğimiz olan Epsilon gezegeni bizi götürecek. Seni onlarla tanıştırayım."
"Belki çok fazla sordum ama ya Kral Dejan? O nerede?"
Korben, Jewel'e yandan bir gülüş sunarken cevap verdi. "O bir kral onun yolu ayrı. Alderaan'ın tadilatı için orada kalacak. Biz ise o vakte kadar yeni yuvamıza gideceğiz. Epsilonlılar ile..."
Kapıdan tam çıkacakları vakit Jewel'i Korben durdurdu bu sefer. "Peki sen?"
Jewel anlamaz bakışlarla Korben'e baktı."Ben?" diye yineledi soruyu.
"Savaş bitti. Abim bahsetti... Dünya'ya dönmek istiyor musun?"
Jewel'in geçmişte yaptığı bu anlaşma, zihninin kuytularında gizlenen hüznü ortaya çıkardı. Korben ise onun bu hüznünü sezmişti, öyle ki bir cevap alamaması onun içine de bir ateş düşürmüştü. Fakat belli etmedi. Onun yerine yüzüne belli belirsiz bir gülümseme yerleştirdi ve bakışlarını ondan uzak bir köşeye kaçırdı. Boğazına çöken yumruyu ve acıyı önemsemeden konuşmaya çalıştı. "Elbet döneceksin... Sormak bile hata, sonuçta orası senin yuvan..."
Jewel onun kolundan kurtulup elini tuttu bu sefer ve onun gitmesinden böylesine endişe duyması sırıtmasına sebep olmuştu. "Ben daha başına bela olmayı planlıyordum ama senin beni gönderme gibi planların varsa orasını bilmem. Malum önceden yapmışlığın var."
Korben o çok sevdiği, inatçı, sevimli yüze baktı. "Tamam bu iyiydi. Ama şuan farklı." ellerini tutan bedeni kendisine çekerek sıkıca sarıldı. "Jewel bunu sık söylemiyorum biliyorum ama bilmeni isterim ki seni hiçbir canlıyı sevmediğim kadar çok seviyorum ve benden ayrı hiç bir yere gitmeni istemiyorum..." Bu kelimeleri ruhunun en derin köşesinden gelerek zorlukla söylemişti.
Jewel ise Korben'e parlak bir gülümseme sundu ve kollarını ona daha sıkı sararak kucakladı."Benim yuvam sensin Majesteleri. Seni bırakıp bir yere gidebilir miyim sanıyorsun?" dedi ve Korben, Jewel'i kendisinden ayırıp onun yüzüne doğru eğildi. Dudaklarıyla onu uzunca bir süre susturdu. Sonunda ondan ayrıldığında ise, Jewel ona doğru içini ısıtan bir ateş misali gülümsedi. İkisi de sonunda yuvasını bulmuştu. Geleceğin ne getireceği ikisi için de meçhuldü belki ama o gelecek karanlık olsa bile birbirleri için ışık olacakları kesindi...
"Dünya'ya gidelim mi Majesteleri Korben?"
Korben alaycı bir şekilde sırıtırken cevap verdi. "Fena fikir değil ama ilk temas olduğunu söylemiştin. Oraya gidip ne diyeceğiz ki?"
Bir fikrim var dercesine güldü Jewel. "Barış için geldik."
İkisi de bu lafın klişeliğine gülerken aralarında en çok eğlenen Jewel olmuştu.
Şayet Alderaan tekrar uyanmış, kendisi de bulduğu yeni yuvayla yeniden doğmuştu...Şuraya bir yazı ekleyeyim diyorum unuttum bak*¬*
Finale kadar gelip okuyan herkese teşekkür ederim, 💖
Final aceleye geldi derseniz de değil bence şayet ben bu hikayeye başlarken savaş sonrasını ele almayacağımı biliyordum. Tıpkı her klişe film sahnesi gibi mutlu son. 😂Bir de Sercen'i istekler üzerine Polat Alemdar misali hayata döndürdük. Daha ne ola? Dkkdkdkd
Neysem tekrardan hepinize çok teşekkür ederim okuduğunuz için, yıldızlarınız için ve tabiki de en önemlisi güzel yorumlarınız için💖okurken çok mutlu oluyorum ve tahmin istediğim yerlerde yapılan yorumları dönüp dönüp okumayı seviyorum. Siz beni mutlu ettiniz Allah da sizi mutlu etsin 😂ve hepinize Hayırlı Ramazanlar dilerim 💖💖
(bir de yeni hikayeye başladım. Hülagü Han diye ehuha*¬* reklam yapıyorum dnnddk)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Dünya ||Tamamlandı||
Science FictionDünya Tarih 14.08.2120 Hızla artan nüfuzla beraber dünya üzerindeki yükte artmıştı. Bu yüzden insanoğlu yaşayabilecekleri yeni bir gezegen bulma arayışına girdiler. 5 kişilik bir kafile "Hubble" teleskobunun bulduğu, dünyaya %88 oranda benzerlik g...