23. BÖLÜM

398 58 11
                                    


Korben

İstihbarat odasından çıkıp abimin dediğini yapmak için Jewel 'in yanında düğün hazırlıkları için ona eşlik ediyordum.
Kafamı dağıtan şey ise kaybettiğim kolye olmuştu.
Jewel' e doğru döndüm. "Sormam gereken bir şey var." dedim lakin  önümdeki görevlinin duymaması umuduyla fısıldıyordum. Jewel ise kolunu benim kolumun altına sıkıştırıp bana daha da yakınlaşmıştı.

Bu kadarcık şeyle bile içim kıpırdanırken yutkundum ve cümlemi toparladım. "Kolyemi ne yaptın?" onu odasında bıraktığını düşünüyordum.
Fakat o tam tersi boynundan başlayarak kıyafetlerinin üzerinden biraz aşağı işaret etti. "Bak, boynumda taşıyorum." yüzünü yaramaz bir gülümseme almıştı. "Sonuçta, yüce Majestelerinin boynundan hiç çıkarmadığı kolyeyi kaybettiğini öğrenilmesini istemeyiz."
" Küçük bir mağlubiyet."
"Fark etmez. Her şekilde dikkat çekiyor." dedi samimiyetle.
" Aslında haklısın. Özellikle Sercen 'e yakalanmak istemem. Sonu gelmeyecek sorulara sebep olur çünki. Sonuçta benim  için değerli olan bir şeyin sende olması açıklaması kolay bir şey değil. Hem de iddaa kaybederek... "

"İlk başta iddaaya girmeyecektin.." gibi bir şeyler geveledi.
Daha sonra biraz sırıttı."Bir arkadaşım vardı ve garip bir takım eğilimleri vardı. Neydi o sözü? Ah, doğru ya, ziyarete gittiği insanların evlerindeki bir takım eşyaları özgürlüğüne kavuştururdu. "
Kaşlarım çatılmıştı. "Ne yapardı dedin?"

"Eşyaları alırdı işte. Hoşuna giden her hangi şeyleri. Bir keresinde nasa üssünden dosya çalmıştı. Tabii kimse bunu nasıl başardığını anlayamadı."
Girdiği kolumdan biraz kendine çekip eğilmemi sağladı. Ve sanki özel bir sır veriyormuşcasına fısıldadı.
"Korkarım ki kolye çalmışlığı da var."

"İşte tam olarak bunun hakkında konuşmamız gerekiyor."

"Arkadaşımın hırsızlık alışkanlığını mı?" içinden gelen kahkahayı tutmayı başarmıştı ama kafasını koluma yaslayıp ufaktan güldüğünü de hissediyordum. Onun gülmesi hoşuma gidiyor ama iddaayı kaybettiğim gerçeğine gülmesi hiç hoş değil.
Önümde giden görevliye dikkatlice baktım daha sonra da yanından geçmek üzere olduğumuz odaya.
Jewel 'in kolundan tutup olabildiğince sessiz ve hızlı bir şekilde içeriye soktum. Ne olduğunu anlamayan Jewel tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu. "Bana bir şey mi söylemek istiyordun?"

"Evet, o kolye..."

"Yani kısaca bana bir şey söylemek istiyorsun ve ya ikna etmek mi demeliyiz?"

"Evet!" dedim son hızla fakat ikna etmek derken. Ah tanrım bu çocuk kelime oyunlarında biraz fazla iyi. "Yani hayır." diye düzelttim. "Sadece kolye hakkında konuşmak istiyorum, yani kolyem hakkında."

"Artık benim olan kolyeden bahsediyor olmalısın."

"Ya da kraliyet ailesine ait kolye diyelim. "

Kıyafetlerinin altına gizlemiş olduğu kolyeyi dışarı çıkardı ve bulduğu bir yere oturdu. Baştan çıkarmaya yönelik bir tavrı da vardı. Belki bilerek yapıyor belki de bilmeyerek ama bu gayet çekiciydi. En azından benim için." Ne kadar utanç verici... "dedi parmağını kolyenin üzerinde gezdirirken." Geçen beni, savunmasız olduğum bir vakit öptüğünü düşününce bu odaya çekme sebebinin farklı şeyler olduğunu d-... "
Nefesim saniyelik bile olsa kesilmişti.
" O vakit utanırken şuan böyle şeyler söylemen... Gerçekten de çift kişiliğin olduğunu düşünüyorum artık. "

" Dediğim gibi savunmasız bir anda yakalamıştın o kadar! Kolyeye gelince, konuşulacak bir şey yok. İddaaya girdin ve kazandım." omuz silkti.

Bu sefer bıkkınlıkla nefes verdim." Gerçeği söylemek gerekirse, o üzerinde İddaaya girebileceğim bir şey değildi. Yani kraliyet ailesine ait bir şey. "

" O zaman ortaya koymayacaktın. "

" Tam olarak bana ait olmadığı için onu senden alabilirim bence..." kelimelerimi özenle seçiyordum. Çünki karşımdaki en az benim kadar zeki birisiydi. Belki de daha fazla...

"Bunun asıl sahibi kral öyle değil mi? Yani abin."

Ve yakalandım... Onaylarcasına başımı salladım.

" Bence abin, onu birazcık tanıyorsam, sözünü verdiğin şeyi yapmanı söylerdi." ayağı kalkıp çıkmak için adım attı. "Ona soralım mı?"

"Hayır!" dedim son hızla kolundan tutarken. "Emin ol, en son isteyeceğim şey bundan abimin haberdar olması."

Bana doğru dönüp gözlerimin içine bakışlarını dikti. Tanrım, hayatımda ilk defa böyle büyük bir yenilgi alıyorum. Ve bunu bana kendi eşim yapıyor. Ellerini göğsümün üzerine yerleştirdi.
"Ama birileri kolyenin yokluğunu fark edecektir."

"Bunu düşünmemiştim." Bir süre onu süzdüm ve geri almanın bir yolunu düşünmeye koyuldum.
"Bu kolyenin benim olmadığının farkındasın değil mi?"

"Evet, yani güzel ama senin tarzına pek de uygun bir şeye benzemiyor." karşılık olarak o beni süzmüştü. "Sana uygun değil. Neyse her halukarda bu kolye bana seni hatırlatacak. Onu hep saklayacağım. Şimdi..." ellerimden kurtulup çıkışa doğru bir adım daha attı. "Düğün hazırlıkları için orda olmam gerekiyor. Yani gitmeliyim. Keyfin eserse sen de gelip bakarsın."

"Henüz değil." önüne geçtim. "Söylesene beni yenmeyi nasıl başardın?"

Sırıttı. "Ben çok iyiyim."

"Ben de çok iyiyim." dedim duraksamadan.

Omuz silkti. "Demek ki ben daha iyiymişim. Her neyse senin için mükemmel bir eş de olacağımdan eminim."

Dediğini umursamamaya çalışıp bir çocuk gibi suratımı asmıştım. Bunu Jewel'de fark etmiş olacak ki yüzümü iki elinin arasına aldı ve samimiyetle bana baktı. "Söylesene, hangisi senin canını bu kadar sıkıyor. Senin mükemmel sayıldığın oyunda 'eşine' kaybetmek mi? Yoksa kaybettiğin kişinin ben olması mı?"

"fark etmez ikisi de aynı derecede can sıkıcı..."

"Her neyse kolye üzerindeki hakkımdan vazgeçmeyeceğim." Bir süre durdu. "ya da bu gece düşünüp yarın sana kararımı söylerim."

"Vermeyeceksin..." dedim usulca.

"Evet, yarın değil." dedi neşeli bir sesle mırıldanırken. "Muhtemelen bir sonraki gün de. Ama önümüzdeki hafta olabilir ya da bir ay sonra?"

"Anlıyorum." ona bakıp gülümsedim. "Bu demektir ki kolye için sürekli görüşmek zorunda kalacağız."

"Merak etme, Kolyeye çok iyi bakacağım. Belki de uyurken yastığımın altına koyarım. "

Başımı iki yana salladım. "Eminim rahatsızlık verir sana"

Şüpheyle bana bakarken biraz düşündü. "Aslında haklısın. Yatağımın yanına koyarım o zaman. Gece yatmadan önce gördüğüm son şey o olur, sabah kalkınca da ilk gördüğüm şey olur."

Tek kaşımı kaldırdım. "Onur duymalıyım sanırım."

"Sabah akşam yüzünü görmeye alışmam gerektiğini düşünüyorum." ve işte yüzündeki yine o şeytani gülüş. "Yatak odamda..."

Jewel 'in baştan çıkarmaya çalışmasını seviyorum. Kkdkdkdkkdkdkdkdkkksks

Bu arada kolyeyi verdirtmem, madem Korben evlenmemek için direniyordu biz de kolye konusunda diretiriz.

Yeni Dünya ||Tamamlandı||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin