Buluşma

511 67 12
                                    


Jewel

Ölümümün bu sıcağın altında oturmak yüzünden olacağına kanaat getirmiştim. Ah tanrım... Artık buradaki yerli uzaylıların neden tıpkı bir kertenkele gibi çatlak deriye sahip olduklarını anlıyorum.
Zaten burada 1 - 2 saat daha kalırsam benim de onlardan bir farkım kalmayacaktı. Belki de güneş kremini yanıma almalıydım. Michael 'da kesin olurdu. Bu tür şeyler şaşılacak derecede onda bulunur zaten.. Michael...

Gözlerimin dolmasına izin vermeden yattığım yerden kalkıp etrafıma baktım. Üzülmeye vakit ayıramazdım!

Önümüzde duran koca gözlü adama baktım. Arada bir, buradaki yerlilerle konuşuyor ve sonra başkalarını bekliyordu.

Onun dikkati dağınıkken kaçmaya kalksam ne kadar sinirlenir ki? Ölçüp öğrenmeye karar verdim.
"Pardon baksana!" seslenmemle beraber yüzüne oranla kocaman gözleri sanki daha da büyüyebilirmiş gibi irisleri siyahlaşmış bana bakışlarını yöneltmişti.

Bu korkutucu aura yutkunmama sebep olurken konuştum. " Bir zamanlar dostum olan birisi derdi ki, eski günahların gölgeleri büyük olurmuş. Sizce burda ne demek istedi? Sadece merak ettiğim için soruyorum... "

Sanki amacımı anlamış gibi dibime kadar gelmiş gözlerini benden kesmeden cevap vermişti.
" Bunun anlamı 'eğer izin verirsen geçmişin geleceğini mahveder' demek. Ama benim de bir sözüm var. 'Ölüm anlık bir olaydır ve merak bunu erkene taşır.' diye. Sen de burda denilmek isteneni düşün."

Diyerek yanımdan uzaklaştı. Tekrardan eski konumunu alırken ben korkudan titreyen bedenimi kollarımın arasına almış böyle birşey denediğim için kendime lanet ediyordum.
Bu adam, ya da herneyse, sabrını taşırırsam beni gözünü kırpmadan öldürürdü.
Ama denemeliydim. Herşekilde ölme ihtimalim yüksek iken burada öylece oturup sonumun gelmesini bekleyemezdim.
Tamam düşünelim. Koşmaya başlarsam beni durdurabileceği tek yol şok tasması.. Yeterince hızlı olursam o benim kaçtığımı fark edene kadar çekim alanından uzaklaşmış olurum.

Pekala harika bir plan değil ama öylece oturmaktan iyidir. Koca gözlü adam başkasıyla muhatap olurken hafif adımlarla sessizlik içinde biraz uzaklaştıktan sonra son hız koşmaya başladım. Hem tüm hızımla koşuyor hem de arkamdan gelen var mı diye kontrol ediyordum.

Fakat uzun süredir bir şey yemediğimden ve haddinden fazla kavurucu güneş ışınlarına maruz kaldığımdan arada nefesim kesilip başım dönüyordu...

Son kez arkama bakmak için dönmem ile önüme dönmeye fırsat bulamadan sert bir duvara çarpıp yere düşmem bir olmuştu.

Yani en azından ben duvar sanmıştım. Hem kim bu kadar sert bir şeye çarpsa duvar sanırdı. Düşerken incittiğim kolumu tutarken çarptığım kişiden özür diledim. Hemen ardından toparlanıp tekrardan koşmaya fırsat bulamadan boynumdaki şok tasması çalışmış, vücuduma yayılan elektrik dalgaları benim acı içinde yerde kıvranmama sebep olmuştu . Fakat bu sefer gemide bize yaptığı uyarıdan daha şiddetli ve uzun sürecek şekilde elektrik veriyordu. Tüm sinirlerim bu acıyla uyarılırken daha fazla dayanamayıp bilincim kapanmaya başlamıştı...

______________________________________

Korben

"Yeter artık durdur şu lanet şeyi !" diye bağırdım olabildiğince çıkan sesimle. Hatta o kadar şiddetli bağırmış olmalıyım ki etraftaki Coruscantlılar dikkatlerini buraya vermişti.

Fakat onların aksine benim tüm dikkatim ve bakışlarım şuan yerde acıdan bayılmış olan ufak bedendeydi.

Karşımda duran reticulan ırkından bir sapien şok vermeyi kesmişti. Bakışlarını bana yöneltip önümde saygıyla hafifçe eğildi.
"Sayın müşteri. Bu kadar kızmanızı anlıyorum ama inanın bana eğer kaçmaya kalkmasaydı böyle bir şeyi asla yapmazdım. Sizi temin ederim."

Sesindeki samimiyetsizlik vücudumdaki tüm kasların sinirden gerilmesine sebep olmuştu. Yüzbaşı Sercen bunu fark edince kulağıma doğru benim duyabileceğim şekilde fısıldadı." İznimiz yok Majesteleri. Bırakın, gidelim. "

Evet, malesef bu tür yerlere müdahale etmek için ilk başta meclisten izin almam gerekiyordu. Sonuçta kraliyet ailesinden olsam bile kral değildim. Bu yüzden tüm yetkilerim kısıtlanmıştı.
Fakat gidemezdim. Bu ufaklığı bırakırsam ona ne olacağını biliyorum. Her kaçma teşebbüsüne giren diğer esirler gibi öldürülecekti. Buna izin veremem. Bu olayları şuanlık bitirmeme iznim olmasa da onu kurtarabilirdim.

Yerde baygın yatan ufak bedeni kucağıma alıp ayağı kalktım.
Buranın sahibi olan adama bakışlarımı diktim. Yaymış olduğum baskın aura yüzünden biraz geriye tökezlese de dik durmayı başarmıştı.
" Onu alıyorum"

Dediğim şeyle sadece reticulan ırkından adam değil Yüzbaşı da şaşırmıştı.

Karşımda ondan cevap beklerken bir süre duraksadı ve lafa girdi.
" Sayın müşteri görüyorsunuz ki kollarınız arasında tuttuğunuz kişi biraz asi. Verdiğiniz para, onun tekrar kaçma girişimi ile heba olabilir. Onun yerine size..." eliyle stantda duran diğer ırkları işaret etti. "Daha uysal olanlarından önerebilirim."

Tüm ciddiyetimle karşısında ifademi bozmadan durduğumda kararlı olduğumu anlamış ve tekrardan önümde eğilmişti. "Pekala, siz nasıl isterseniz.."

Ufaklığın boynundaki şok tasmasını çıkartıp parayı yüzbaşından aldı.

______________________________________

Abimin gönderdiği ikinci bir filo ile Alderaan 'a gitmek için yola koyulduk.
Ona, Coruscant kralı Vexan'ı ikna ettiğimiz fakat karşılığında bir gemisini kaybettiğimizi söylemiştim. İşbirliğini sağladığım için sevinse de kaybettiğim gemisi için saraya döndüğümde uzun bir nasihat yiyeceğim kesindi.

Bir de ırkının ne olduğunu bilmediğim o ufaklık vardı. Gemi oto pilottayken onun durumunu kontrol etmek için uyuduğu odaya gittim. Fakat göremeden Yüzbaşı önümü kesmişti.

" Majesteleri. Abiniz bu konu hakkında ne dedi?"

Onun asıl bahsettiği şeyi anlamamazlıktan gelip başka cevaplar vermeye başladım.
" Çok sevindi tabiki de iş birliği için. Lakin gemisi için kızdığını onunla üç ışık yılı uzakta olsak bile anlayabiliyorum. Döndüğümüzde yanımda olsan iyi olur. Çekeceği nasihatı tek başıma kaldıramam."

Onu atlatıp o ufaklığın odasına geçmek için yeltendim fakat yüzbaşı önümden çekilmeyip bakışlarını benden kesmeden bakmaya devam ediyordu.
" Neyden bahsettiğimi iyi biliyor olmalısınız Majesteleri. "

Umutsuzca derin bir nefes alıp verdikten sonra cevap verdim.
" Tamam, bu konu hakkında hiçbirşey söylemedim. Dönene kadar sen de birşey söyleme... Ben uygun bir vakit bulup abime açıklarım..."

°¬° °¬° °¬° °¬°😂umarım beğenirsiniz, okuduğunuz için teşekkür ederim

Yeni Dünya ||Tamamlandı||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin