Yeni Dünya ||Tamamlandı||

20. BÖLÜM

Bir erkek kendisine aptal gibi davranılmasını istemez.
Öyle olduğu vakitler olsa bile...

Jewel, bulduğu her fırsatta Korben'in karşısına çıkmaya gayret ediyor ve aklında yer etmeye çalışıyordu. Fakat izlenimlerine göre Korben yeterince zekiydi yani onu takip ettiğini anlaması uzun sürmezdi. Bu kocaman mekanda sürekli karşısına çıkmak pek de tesadüf izlenimi vermiyordu zaten.

Bu yüzden tesadüflere bir ara verip sarayın bahçesini turlamaya karar vermişti. Kendi gezegeninde olmayan bu bitki türlerini inceliyor ve ödünç aldığı bir dijital not defterine kayıt ediyordu. Bu kayıt ettiği çipi alıp alamayacağını merak etti. Eğer bunu Dünya 'ya götürecek olsa emin ki büyük bir keşif olurdu. Ah, doğru ya kendisini de Dünya' ya onlar götürecek. Yani gezegeni ilk defa zeki canlılarla temasa geçecekti.

Bu ihtimalleri düşünmeyi bırakıp heyecanla tekrardan önündeki bitkilere odaklandı.
Ve fark etti ki bu bitkilerin hiçbiri kokmuyordu. Hepsi rengarenk canlı renklere sahipti ama hiç koku yoktu...

Ne kadar ilginç olduğunu düşünürken sonunda bir koku sezmişti. Demek ki koku salan bir çiçekleri de varmış diye mırıldandı alaycı bir tavırla.
Elindeki dijital not defterini kapatıp kokunun kaynağını bulmaya koyuldu.

____________________________________

2 - 3 dakikalık yürüyüş sonunda boyu belki de 2 metreyi geçen dört yapraklı koza şeklini almış bir çiçek bulmuştu. Öyle büyük ve parlaktı ki... Bu kokunun ve görünüşün büyüsüne kapılmamak elde değildi. Ve boyutundan mıdır bilinmez ama çiçeğe yaklaştıkça sanki nefes aldığını duyabiliyordu.

İkisi arasındaki mesafe kısaldıkça bitkinin dört yaprağı yavaş yavaş açılıyor yayıldığı koku da aynı miktarda artıyor ve mest ediyordu.

_____________________________________

Bu sefer Korben, Jewel'i bulmak için yola çıkmış ve sonunda izini bahçeye kadar sürmüştü. Onu görmek için etrafta iki üç tur attı. Ama hala görünürde yoktu...

Yoksa çoktan gitti mi?.. Bu his onu oldukça rahatsız ediyordu. Şu an bile onu neden aradığını merak ediyordu, belki de bu tesadüflerden sıkılmıştı.

Artık pes edip gitmeye karar vermişken konuşmakta olan birini işitti.
Bu ses... Jewel?

Koşarak onu aramaya başladı ve bulduğunda da korkuyla yanına atıldı. Bu çocuk o et yiyenin yanında ne halt ediyordu böyle!?
Yapraklarını açmış kapmaya hazır vaziyette bekleyen bitkiden önce, Korben türünün getirmiş olduğu hızını kullanarak Jewel'i belinden kavrayıp kenara çekti. Hemen ardından gürültülü bir atılma sesi duyuldu.
Korben, belki bir kaç saniye geç kalsaydı... Neler olacağını düşünmek bile istemiyordu.
Olayın şokunu atlattıktan bir süre sonra Jewel'i hala kollarının arasında tuttuğunu fark etti. Kendini ondan tüm ciddiyetle uzaklaştırırken " Sen!.. Bu bitkinin dibine yanaşarak ne yapmaya çalışıyordun öyle!? Ölmek mi istiyorsun?"

Şuan belki de Korben, Jewel'den daha çok korkmuştu. Hatta öyle ki kalbi daha önce hiç bu kadar hızlı atmamıştı.

Jewel endişeyle bakışlarını Korben'inkiyle birleştirmiş laflarını toparlama çalışıyordu. Fakat Korben onun konuşmasına fırsat vermeden, abisi gibi can sıkıcı azara devam etti.
" Daha önce bu bitkiye ölen bir insan olmamışken Alderaan kitaplarında ilk olarak yazılmak mı istiyorsun?? Artık derler ' Jewel, Alderaan gezegeninin ikinci varisi olan Korben' in eşi.. ' yani..."

Lanet, eşi mi demişti o daha yeni...

Karşısındaki çocuk ona bu sefer şaşkınlıkla bakıyordu. Ve işte yine o masum bakışlarla o can alıcı soruyu kendisine yöneltmişti.
" Eşin miyim gerçekten?.. "

Evet, şuan çok büyük bir aptallık yaptığını kabul ediyordu... Hatta öyle ki cevaplaması kendisi için imkansıza yakın soruyla baş başa kalmıştı...

Amannn ne kastın... "Eşim" evet de.
Neyse mecbur kabul edecek 😏