<17>

5.9K 716 351
                                    

Altı ay önce babamla konuştuğumuz gün bize çok iyi davranmış ve bizi kabul etmişti, ancak bir şartı vardı.
Ben iyileşene kadar Hyunjin'le yaşayacaktım. Altı aydır aralıksız Hyunjin'le yaşıyordum ve ona sonsuz derecede alışmıştım. Sabah uyanırken dudaklarının yüzümde gezinmesiyle uyanıyordum, ancak asla dudaklarımı öpmüyordu. Her uyandığımda hazır sofra ve kıyafetlerle uyanmak da bir başka alıştığım şeydi.
Okula giderken lacivert arabasıyla beni bırakması, arkadaşlarımızla en az üç gece beraber olmak ve aynı yatakta uyumak... sayamayacağım kadar fazla alışkanlığım olmuştu.
Bavulumu toplarken bu alışkanlıkları nasıl bırakacağımı düşünüyor ve bir yandan ağlıyordum.

"Jeongin uzağa gitmiyorsun ki iki sokak altımdasın."
"Çok uzak işte!"
"Ama bebeğim her gün beraber olacağız zaten, sadece eskisi gibi beraber uyumayacağız o kadar."
"Ya sus, sana güvenmiyorum. En son verdiğin sözü hâlâ tutmadın."

Dört ay önce verdiği sözü.
Dört ay önce onu öpmeye kalkıştığımda bir anda beni itmiş ve ciddi konuşmaya girişmişti. İyileşene kadar onu öpmeme izin vermeyecek ve kendisi de öpmeyecekti. Bunun bana motivasyon sağlayacağına inanıyordu. İyileştiğim gün ise öpücüğün bir üstünü vereceğini söylemişti, söz vermişti. Kabul etmiştim, çünkü iki güne dayanamaz ve beni öper sanmıştım ama benden daha iradeli çıkmıştı.
Gerçi aptallık bendeydi, beni iki sene hiç yanıma gelmeden izleyen çocukla irade konusu yapıyordum.

Dolaptan son kazağımı aldım, arkamı dönecektim ama belimi saran kollar buna izin vermedi.
Ensemde hissettiğim dudaklarla gözlerimi kapatıp kendimi ona yasladım.

"Sözümü unutmadım ama baban seni bekliyor, üstelik ona da bir söz verdim."
"Ne sözü?"
"Ne olursa olsun oğlunu bâkir bırakacağıma dair."

Küçük çaplı bir kahkaha atıp arkamı döndüm. Ciddi olup olmadığını görmek istiyordum ama gerçekten de ciddiydi. Babamla böyle bir şey konuşmuş olamazlardı.

"Bu konunun nereden açıldığını sormayacağım. Madem babama da sözün var, o zaman dediğiniz gibi olsun."

Elimdeki kazağı bavula koyduğumda tamamlanmıştı. Bavulu kapatıp yataktan yere indirdim ve gitmeden önce son kez kendimi Hyunjin'in yatağına bıraktım. Sırtım yumuşak yatağa değince yanımdaki ağırlıkla Hyunjin'e baktım.

"Gider misin? Uzanacağım."
"Uzanıyoruz işte."
"Hyunjin adamı, uzak dur."
"Benim yatağım değil mi? Dilediğimi yaparım. Hatta başka ne yapabilirim biliyor musun?"

Cümlesini bitirip üzerime çıktı ve gıdıklamaya başladı. Karnımdaki elleri durmadan gıdıklarken gülmekten gözümden yaş gelmeye başlamıştı.

"Tamam tamam dur. Senin yatağın, senin kuralların. Sadece dur."

Bir anda durup ellerini çekti ama üstümden inmedi. Gözlerimdeki yaşları silip ona baktığımda tişörtümün açık bıraktığı belime baktığını fark ettim.

"Dostum gözlerini oradan çek ve üzerimden kalk. Babama verdiğin sözü unutuyorsun."

Transa geçmiş gibi belime bakarken konuşmaya başlayınca korkmaya başlamıştım. Hyunjin'in sağı solu asla belli olmuyordu.

"Doğru dedin aslında. Benim yatağım, benim kurallarım. Eğer babana bahsetmezsek hiçbir şey anlamaz."

Kulağıma dolan kelimelerin her birini sindirmeye çalışıp Hyunjin'e baktım. Gülümsemiyordu ve oldukça ciddiydi.
Belimde hissettiğim ellerle titrerken Hyunjin'in sırıttığını gördüm.

"Hyunjin-"

Dört aydır yaklaşamadığım dudaklarla susturulduğumda kendimi kasmayı bıraktım. Bir işe yaramayacaktı, biz çoktan kendimiz olmaktan çıkmıştık.

●●●

Bu saatte anca 440 kelime yazabildim ama bunun telafisini gün içinde yapacağım 

Bu arada bir sonraki bölüm normalde smut olacaktı ama smutu silip farklı şeyler denemek istedim, ilerleyen bölümlerde neler olur bilemem :')

apathetic - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin