"Peki" diyerek anlatmaya başladı." Benim babam aslında mafya ve ilerleyen zamanlar da ben onun yerine geçicem. Buğra seni kaçırdığında babam sayesinde buldum sizi. Buğra'yla benim gibi benim ve onun babasında anlaşamıyorlar. Babam bir şekilde onun babasından sizin yerini öğrenmiş. O şekilde kurtardım sizi." gözlerime bakmadan devam etti.
"Bugünkü olayda ise birisi evde uyuşturucu sakladığımızı ihbar etmiş. O yüzden bizi karakola götürdüler. Ama merak etme her şeyi halledicem hayatım. Ayrıca ben senden bir değil üç yaş büyüğüm ortaokuldan sonra iki yıl ara verdim." ağzım açık dinlemiştim. Yüzüme bakamıyordu.
"Ama istersen cidden babamla konuşur bu işlere bulaşmam. Sadece yanımda ol istiyorum. Beni bırakma lütfen"
"Merak etme seni bırakmıyacağım" dedim kısık bir sesle. Ne diyeceğimi bilemiyodum.
"Cidden mi?" dedi heyecanla. Gözlerinin içi parlıyodu.
"Cidden" dedim. Yanıma geldi ve sarıldı.
"Seni çok seviyorum ilerideki çocuklarımın annesi" gülerek.
"Bende seni seviyorum ilerideki çocuklarımın babası" dedim gülerek.
"Gidelim mi artık işleri bitmiştir"
"Olur gidelim" arabaya bindik. Arkamızdan da sürekli Egehan'ın yanında duran çocuk bizi takip ediyodu.
"Arkamızdan takip mi edicek bu çocuk"
"Evet. Seni tanıştırmayı unuttum. Arabadan inince tanıştırırım. Bu arada bizimkilerle buluşmak istiyosan bugün ayarlayabilirim."
"Olur merak ediyorum arkadaşlarını. Arkadan gelenin adı ne? Böyle 'arkadan gelen çocuk' diyince garip olyor."
"Kerem" dedi gülerek. Yol boyunca sustuk. Araba evin önünde durunca yavaşça kapıyı açtım ve aşağıya indim. Arkamızdan Kerem da indi.
"Evet ben sizi tanıştırmamıştım. Gerçi Kerem sen tanıyorsun Burçin'i uzun süredir ama yinede tanıştırayım." dedi ve bana döndü. "Sevgilim bu Kerem, benim hem arkadaşım hemde sağ kolum tarzı bir şey"dedi.
"Tanıştığıma memnun oldum Kerem" diyerek elimi uzattım.
"Bende yengecim" diyerek elimi sıktı. Egehan bize garip garip bakıyordu.
"Eee yengecim ben arabaya gidiyim en iyisi." dedi teleşlanarak ve arkasını dönerek arabaya doğru ilerlemeye başladı. Ben ise o sırada kendimi gülmemek için zor tutuyordum. Bir şey demiyerek eve girdim ve kendime kıyafet seçmeye başladım. Egehan ise yatağa oturmuş beni izliyordu. Üstüme siyah askılı bir üst ve yırtık kot giydim. Onun üstünede soğuk olursa diye krem rengi hırka aldım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yüzüme hafif bir makyaj yaptım ve saçlarımı açık bıraktım. Ardından Egehan'a döndüm.
"Çok güzel olmuşsun meleğim"
"Teşekkürler" dedim dudağına yaklaşarak ama Egehan benden daha önce davranarak dudaklarımı kavradı. Çok nazik öpüyordu. Ellerini belime koydu ve kendine iyice bastırdı.
"Immh. Hadi gidelim artık" dedim dudaklarından ayrılarak yoksa dayanamayabilirdim.
"Peki gidelim güzelim" telefonumu cebime koydum ve evden çıktık. Arabaya binip deniz kenarına gittik. Egehan'ın arkadaşları olduğunu düşündüğüm bir grup bize bakıyordu.
"Ooo yengecim hoşgeldin. Ben Batu" diye konuşmaya başladı kumral saçlı bir çocuk.(hepsinin fotoğraflarını sona koyacağım evet dewamke)
"Hoşbuldum, bende Burçin" dedim gülümseyerek. Hepsiyle tanıştıktan sonra bir sandalyeye oturdum.
"Eee Burçin kendinden bahsetsene" diye konuşmaya devam etti Tan.
" 18 yaşındayım ve lise sondayım. Tek yaşıyorum, arada ailemin yanına gidiyorum."
