12. BAZI GERÇEKLER | KİTAP VERSİYONU

157K 9.6K 30.8K
                                    

İyi okumalar minik kuşlar.

Beni idelirukiye buraya basarak takip edebilirsiniz❤️

🕊️

Şarkı dinlemek, insanı bulunduğu evrenden uzaklaştırıp çok farklı diyarlara götürüyordu. Bazen insan mutlu bir anında dinlediği şarkıyla bulutların üstüne çıkarken bazen şarkıda geçen bir cümleyle tüm morali yerle bir olabiliyordu. Şarkı söylemek de bu hislere gebeydi.

Sesimi her zaman beğenmiştim. İlkokul zamanlarımda koro- larda yer almış, yeri gelmiş solo gösteriler yapmıştım. Kendisi de bir sanatçı olan annem, beni her zaman bu konuda desteklemiş ve bana öz güven aşılamıştı. Şimdi elimde mikrofonla gözümü kapatıp, şarkıyı söylerken bulunduğum yeri ona borçluydum.

Annem; bana, beni öğretmişti.
Son cümleyi söyleyip şarkıyı bitirdiğimde kopan alkış sesleri, bulunduğum ortama geri dönmemi sağladı. Arif'in ve yanındaki yaklaşık on korumanın alkışları, büyük bir kalabalıkla eş değerdi. Hepsinin ellerine maşallah...

Kocaman gülümseyip kafamı eğdim. Prova yaptığımız otelin davet salonu, bizim için ayrılmıştı. Onlardan başka seyircimiz yoktu. Bizi dinlerken beğendikleri, memnun bir şekilde gülümseyen yüzlerinden belliydi. Arif öne doğru yaklaşarak, "Gerçekten helal olsun," dedi büyük bir övgüyle. "Bu kadar güzel bir
sesin olmasını beklemiyordum."

Dudaklarımı birbirine bastırıp, "Teşekkür ederim," derken omuzlarım dikleşti. Her ne kadar sesimin güzel olduğunu düşünsem de bunu başkasından duymak, çok daha başkaydı. Utanmasam da beğenilmek yanaklarımın kızarmasına neden olmuştu.

Zehra, "Bugünlük provamız bu kadar mı, patron?" diye sordu. Elimdeki mikrofonu bırakıp sahne ekibime baktım.

"Önceden konuştuğumuz gibi hepsi bildiğimiz ve defalarca söylediğimiz şarkılar. O yüzden bir daha prova almamıza gerek yok. Sahne günü son bir prova alırız, yeterli." Hepsinin gözleri parladığında gülümsedim. "Bir İstanbul turu yaparsınız artık." Lâl, daha biz yapamadık!

Emre yanıma gelip omzuyla omzuma vurdu. "Kraliçesin, biliyorsun, değil mi?" İbrahim de ona katılıp devam etti: "Senden daha iyi patronu nereden bulacağız?"

Ceketimi üstüme giyerken sahte bir şaşkınlıkla, "Arıyor musunuz?" diye sordum.

"Sen bizimle gelmeyecek misin?" diye araya giren Zehra bana üzgün bir şekilde baktı. "Beraber gezeriz diye düşünmüştüm."

Zehra'ya peşimizde katillerin olduğunu söyler misin?

Abartma!

Ne? Sanki yalan.

"Çok isterim ama benim başka işlerim var." Yaklaşıp yanağından öptüm. "Sen benim yerime de gezersin Esmer'im." Ben de çok isterdim ama bu kadar adamla beraber gezmek, keyif almama engel olacaktı. Başka bir zaman rahat rahat gezmek istiyordum.

İbrahim beni bekleyen adamlara bakarak, "Vardır bunda da bir iş..." diye mırıldandığında duymazlıktan geldim. Hepsi bir şeylerden şüpheleniyor ama sorgulamıyordu. Gökhan'la yaşadığımız tartışmadan sonra soracakları varsa da vazgeçmiş olmalılardı.

EFLÂL | RAFLARDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin