Sağ taraftaki ağaçları izlerken bir tümseği daha geçtik ve yine yerimden sıçradım. Yahu bu vergileri yol yapsınlar diye vermiyor muyduk biz? Niye yolun ortasına tümsek koyuyorlardı ki! Elimi tekrar belime götürdüm. Sarsıntıdan dolayı ağrımaya başlamıştı. Derin bir nefes alarak sol tarafıma döndüm. Sessizce oturan kızın kulağına doğru eğildim.
"Beni kötü emellerin için kaçırıp otobüse bindirdiğine inanamıyorum."
"Kusura bakma helikopterin benzini bitmiş." dedi alayla gülümseyerek. Bende sinsi sinsi sırıtarak ona gülümsedim ve diğer tarafımda ki yaşlı teyzeye baktım.
"Sen nereye teyzecim?"
Canım öyle çok sıkılmıştı ki muhabbet edecek birilerine ihtiyaç duymuştum. Kadın mendebur bir suratla bana döndü.
"Üsküdar dolmuşu bu."
Yüzüme tüküre tüküre konuşmasaydı belki muhabbeti sürdürebilirdim ama gülerek kafamı çevirdim. Kadın başka tarafa dönünce hemen yüzümü sildim. Enfeksiyondan ölmessem kesin bir şeyler kesecektim! Tekrar Irem'e döndüm.
"Nerde yapıcaz?"
"Ne kadar abazan bir şeysin sen be!"
Kahkaha atarak ellerimi yukarı kaldırdım.
"Tövbe de kız. Sanki seni ben kaçırmışım gibi konuşuyorsun."
Irem sinirli bir şekilde bana bakıp tekrar yolu izlemeye devam etti. Bende onu izlemeye devam ettim. Neden bir türlü onu sevdiğimi anlamıyordu ki? Her şey bu kadar zor olmak zorunda mıydı? Efgan ve Dilhun'u düşünüyordum böyle zamanlarda. İlişkileri harika gidiyordu evlenmek için gün sayıyorlardı. Neden onlar gibi olamıyorduk ki? Sorun Efgan kadar romantik olmamam olamazdı sanırım zira İrem de Dilhun kadar uysal bir kız değildi. Merhaba desem kafamı gözümü yaracak gibi bakıyordu. Hırçın olması beni ayrı tahrik ediyor olabilirdi ama yine de artık onunla birlikte olmak istiyordum. Yani birlikte olmak derken şeyi kast ettim. Yani şey olmayan şeyi... Yani ilişki anlamında. İlişki derken de...Aman be! Her ne boksa ondan işte. Bir kızı tavlıyacağız diye bir maymuna dönmediğimiz kaldı anasını satayım!
"Geldik hadi."
İrem sakin bir şekilde dolmuştan inince bende içeridekilere güle güle işareti yaparak aşağı atladım. İrem şaşkın bir şekilde kaşlarını kaldırıp bana baktı.
"Sen yolculara el mi salladın?"
"Ne o kıskandın mı beni sevgilim?"
İrem yine kalp krizi sebebim olan kahkahasını sergiledi.
"Evet 50 yaşındaki teyzeyle ölmek için gün sayan amcadan kıskandım seni."
"Oo ilerleme var sende. Sevgilim dedim diye kızmadın. Kabul et sen de beni istiyorsun."
İrem yine kahkaha attı ama bu kez cevap vermek yerine yoluna devam etti. Nereye geldiğimizi anlamamıştım ama çok tenha sokaklardan birindeydik. Peşinden onu takip ediyordum.
"Bana bak. Beni tenhalara sıkıştırıp tecavüz edeceksen söyle. Kendimi ona göre hazırlayayım."
İrem yine sesini çıkartmadan yola devam etti. Bu kez küçük bir pansiyonun önüne gelmiştik. İçeri girince adam gülümseyerek İrem'e baktı.
"Hoş geldin kızım. Bayadır uğramıyordun."
İrem gülümseyerek adama baktı.
"İşler filan derken gelemedim Sefa amca. Biliyorsun burası bana ters kalıyor."
Adam yaşlı dede imajıyla gülerek İrem'e baktı. Çok babacan bir tavır segilese de sırf İrem'e benden daha yakın diye onu öldürmek istedim. Adam kaş göz işareti ile beni gösterdi
"Hayırdır?"
"Sonra anlatırım abi." dedi ve bana bakarak beni takip et işareti yaptı. Ben hala şaşkın bir şekilde ortama alışmaya çalışıyordum. Irem'in peşinden yukarı kata çıktım. Kalbim deli gibi atıyordu. Buna sebep olan kız ise suan kapıyı açmaya çalışıyordu. Kapıyı açınca bana yol verdi ve içeri girdim. Bakireliğini verecek kızlar gibi elim ayağım birbirine dolanmasaydı her şey daha güzel olabilirdi aslında. Ellerim terlerken gülerek İrem'e bakmaya çalıştım.
"Hadi." dedi hiç tereddüt etmeden. Kaşlarım anında havaya kalktı.
"Hadi mi?"
"Evet. Beni istemiyor musun? Al sana yatak." dedi odanın kenarında ki yatağı göstererek.
Ne diyeceğimi bilemez bir şekilde ona bakıyordum. Neden böyle yapıyordu ki?
"Herkes gibi olamaz mıyız?" dedim yavru köpek bakışları ile. Yine bakışlarımı ilk kez gördüğünde olduğu gibi bir tepki verdi.
"Bakma şöyle."
"Ne var be bakışlarımda? Sürekli bakma bakma diyip duruyorsun. Ben bu bakışlarla kaç kız tavladım haberin var mı senin?"
Upss! Kız tavlamaya çalışan ergen yanıma bir not! Asla kızın karşısında başka kızlarla aranda olan münasebetten bahsetmek yok. Bu durum karşı tarafın kırmızı görmüş boğaya dönmesine neden oluyor. İrem sinirle bir adım yaklaştı.
"Bu bakışlarla mı?" dedi dişlerini sıkarak. Kafamı istemsiz bir şekilde onaylar gibi salladım. Yutkunma sesim yan odada sesli bir şekilde sevişen çifte kadar gitmiştir bence.
"Çıktığın kızların zeka seviyesi şuan için merak konusu..." dedi ve yatağa gidip uzandı.
"Bak aslanım! Sevişmek istersen, ben burdayım ama... bu geceden itibaren peşimi bırakacaksın."
"Ama ben seni istiyorum."
Ah ulan keşke barbie bebek isteyen küçük kızlar gibi demeseydim onu. Daha arzulu çıkabilirdi sesim dimi?
"Ee gel sevişelim işte."
"Ya yok öyle değil. Sevgili gibi..."
İrem sıkıntı ile yatağın arkasına yaslandı.
"Ya ben hiç o tarz şeylere gelemem."
"Ne var sevgili olsak be! Nolursun!"
İrem gülerek bana baktı sonra gözlerini kapatıp başını yatak başlığına dayadı. Yan tarafta ki odadan çığlık sesleri geliyordu. İrem gülerek ama gözlerini açmadan konuştu.
"Sende yan tarafta ki adam gibi olabilirdin. Şansını tepiyorsun."
"Yok ben sevgili olmak istiyorum."
İrem yine sıkıntıyla nefesini üfledi. Gözlerini açıp bana baktı.
"Peşimi bırakmayacaksın değil mi?"
"Yok valla."
Gülümseyerek İrem'in yanına oturdum. Ayaklarımı yatağa uzatıp bende başımı başlığa dayadım. Irem bakışlarını benden ayırmadı.
"Bak tamam denerim ama sıkmak yok. Sıkıntıya gelemem ben kasıyor beni öyle şeyler."
Hayretle yerimde doğrulup İrem'e baktım.
"Valla mı?"
Kahkaha atarak dudaklarıma edildi ve yumuşak dudaklarını dudaklarıma değdirdi.
"Valla."
Tebessüm ederek yanağına değdirdim dudaklarımı ve yatak başlığına dayandım. İrem'i de kendime çekerek derin bir nefes aldım.
"Oh be!"
İrem gülerek kollarımdan kurtulmaya çalıştı.
"Ama sen daha en baştan beni sıkıyorsun."
"Ya dur azcık daha duralım..."
İrem biraz daha debelenip sakinleşti ve bana ayak uydurdu. Tam gözlerimizi kapatmışken yan odadan yine çığlıklar gelmeye başladı. İrem'le aynı anda kahkaha atmaya başladık.
"Ah ulan. Kaçırdım dimi şansımı?"
İrem'de kahkahaları arasından cevap verdi.
"Malesef sevgilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFSUN ♤ (Ab-ı Hayat Serisi 2)
HumorEren ve İrem'in hırçın aşkı.... Elma'nın da sevmek zorunda olduğu bir aşk. Eren'in değişiyle; "Gönül bu, ya ota konar ya sana..."