Afsun 8 -- Ellemeyenin malını ellerler güzelim!

9.2K 533 78
                                    

Telefondan yazıyorum ve hatalar varsa kusura bakmayın... Bölümler geç geliyor ama derslerimden dolayı ve 3 farklı hikaye yazıyorum. Zor oluyor. Yine de yazmaktan bir türlü vazgeçemiyorum...

Acil Çıkış yeni bölüm geldi hatta belki okumayan vardır Efgan'da geldi :)

Iyi okumalar :)

Yorumlarınızı ve beğenileri eksik etmeyin :)

Afra

**********

Elimi biraz daha gözünün önüne getirdim.

"Bu ne görüyor musun?"

"Ne?" dedi önünde sağladığım elime bakarak. Yavaş yavaş her şeyi ona öğretecektim ama işin garibi ben de bu konularda pek bilgili değildim.

"Elim."

"Aa yeni mi fark ettin onun elin olduğunu."

İrem dalga geçer gibi güldü ve yola devam etti. Bende yanında yürüyerek ona eşlik ediyordum.

"Sana elimi gösteriyorum ki tutman gereken şeyi gör ama nerdeee!"

Elimi tekrar eline uzattım ama yine çekti.

"Kızım çekmesine elini!"

"Ya milletin içinde ne tutuyorsun elimi?!"

"Ulan nerde tutayım başka? Tenhaya mı götüreyim tutmak için!"

İrem tekrar oflayarak elini uzattı ve anında pozisyonu kaçırmadan elini yakaladım.

"Nereye gidiyoruz ki biz?"

Irem merakla gittiğimiz yola bakıyordu. Caddeye ulaşsak taksi çevirecektim ama bir türlü siktiğimin caddesine ulaşamadık ki! Nerde lan bu cadde?

"Taksi yok mu ya burda? Benim araba senin yurdun orda kaldı."

İrem etrafına bakıp sonra elindeki elimi çekiştirerek ileride ki durağa doğru ilerledi.

"Yoo! Yoo, yooo!"

"Ne bağırıyorsun be yoo, yoo diye. Gören de rap yapıyorsun sanar."

İrem hem söyleniyor hem de beni durağa çekiyordu ama bu sefer buna izin vermeye niyetim yoktu. Dolmuş bir nebze ama otobüs... Kesinlikle olmaz! Daha önce binmedim ama binilecek tarafıda yok zaten! Trafikte bir kaç otobüsle karşılaştığımda camlara yapışan ve surat ifadesinden;

"Help me! Help me anasını satayım nolur help yahu!" diyen tipler görüyorum. Bunlardan biri olmak istemediğim için otobüse binmeyi reddediyorum.

"Ona binmeyelim. Taksi geçiyordur burdan ya!"

"Başlatma taksine. Benleyken taksiyi filan unut! Otobüsse otobüs, dolmuşsa dolmuş...."

Şuan ki enerjimiz tam Türk filmi tadında. Sanki fakir ama gururlu dağ aslanı olan Kadir Inanır ve zengin olmasına rağmen gönlünü bu yabana kaptırmış bir adet Gülşen Bubikoğlu... Tek fark cinsiyetler ve tabiki benim sevgilim bir dağ aslanı değil. Iyi de paramız varken niyedir ki bu otobüs illetini çekmek? Şuandan itibaren senin paran, benim param mı olur yahu! Gerçi ben şimdi bunu dersem elinde ki çantayı kafama geçirip bir de beni bu tenha mahallede bırakır. En iyisi bizim mekana gidene kadar sessiz kalmak. İrem elimi çekerek beni otobüse soktu. Otobüs o kadar doluydu ki havasızlıktan az sonra üst taraflardan oksijen maskeleri inebilir gibiydi! Sıkışık bir şekilde milleti ite kaka arkaya geçtik. İrem cam kenarına geçip beni de yanına çekti.

"Ee nereye gidiyor bu?" dedim merakla.

İrem elini elimden çekmeye çalışarak konuştu. Elbette elini çekmesine izin vermedim.

"Sen arabanı alıp gidersin artık. Oraya gidiyoruz."

"Ee sen?"

"Ben bara gideceğim."

O an geceleri barda çalıştığını unutmuş olmanın verdiği hararetle sesimi yükselttim.

"Ne barı kızım! Delirtme beni ilk günden! "

"Çalışıyorum ya hani! Salak salak konuşma milletin içinde."

Sesini giderek alçaltarak konuştu ve ara ara da etrafa baktı. Milletin ne düşündüğü değildi onun için önemli olan. Sadece insaların ona bakmasından nefret ediyordu. Bir kac gündür onunla böyle olmamıza rağmen sanki yıllardır tanıyor gibiydim...

"Unuttum ben onu ya... Barda çalışmak zorunda mısın illa?"

Açıkçası bu durum hiç hoşuma gitmiyordu. Yani şimdi birde işin yoksa git gece barda adam döv. Hayır o iş kolay halledilir de her gece nasıl yapacağım ben bunu? Ya bir gece işim filan çıkarsa?

"Senin aksine benim ailem yok. Yani aileden gelen para filan nanay!"

"Nanay?"

Nanay ne be?

"Nanay işte be! Yok yani! Mortingen strasse bizimkiler."

"Mortingen ney?"

"Evladiyelik misin sen oğlum ya? Azcık argo bilgin dahi yok mu?"

Tebessüm ederek az daha sokuldum kenarına. Elimi cama yaslayıp burnumu saçlarına götürdüm ve kulağına yaklaştım.

"Sevişmekle alakalı olanları biliyorum."

"İşine geleni yani..."

Sesi o kadar fısıltı gibi çıkmıştı ki şuan otobüsün ortasında onu delicesine öpmek istedim. Beni delirtmek için ne yaptığının farkında bile değildi. Ya da beni delirtmek için bilerek yapıyordu. Usul usul geri çekilirken yüzüne baktım. Dudağını ısırıyordu.

"Yapma şunu!"

Bile bile tahrik ediyor ama sayın hakemim? Penaltı değil de nedir bu!

"Neyi?"

O seste ki arzu ve alay ne anlama geliyor? Bilerek mi yapıyor lan bu kız bunu!

"Bana bak, seni burda öyle bir öperim ki bir daha milletin içinde konuşmaya bile utanırsın."

"Mmm... Güzel öperim diyorsun yani?"

Ah ulan! Keşke şansımı kullanıp seni benim kılsaydım! Şimdi ergen gerisi sefiller gibi senin peşinde tabiri caizse elimde gezecektim. Yeminle ergenliğim bu kadar sıkıntılı geçmedi benim be! Tam eğildim öpmeye çalışıyorum aniden birinin elini götümde hissettim. Biri götümü elledi lan!

"Allah!" diyerek sıçradım ve ani bir refleksle arkama döndüm. Bildiğin pala bıyıklı cüsseli bir bey amcacığım elini götüme değdirmek suretiyle orada bulunduruyormuş. Olabilir yani sonuçta el bu yanlışlıkla şey etmiş olabilir. Çok büyütmemek lazım. Tabi kızın yanında;

"Amca sana girişmek göt ister bende de öylesi yok!" demek istemedim. Sıkıntıyla İrem'in yanına geçtim. Gülerek bana bakıyordu.

"Noldu?"

"Ellediler beni."

İrem kahkaha atmaya başlayarak bana bakmaya devam etti.

"Ne yaptılar ne yaptılar? "

"Ya kızım gözünü seveyim sus. Ilk defa elleniyorum zaten!"

Aniden götümde hissettiğim başka bir elle yine kasıldım.

"Mal güzel ama amca da ellemekle haklı canım!" dedi ve gülmeye başladı. O an ne götümde ki eli ne de soktuğu laf aklımdaydı. Gülerek dudaklarına eğildim ve ufak bir öpücük kondurdum.

"Canını yerim senin!"

AFSUN ♤ (Ab-ı Hayat Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin