Bu size bu gecelik hediyem olsun ;)
ÖZEL BÖLÜM
Arkadaslar özel bölümün çoğu kısmı +18'dir. Okumak isteyenler ona göre okusunlar ;)
İREM'İN KALEMİNDEN...
Dudaklarımı bir kez daha birbirine bastırdım. Suçlu olmak az önce sinirlenmis olmamı bastıramıyordu. Nefesimi kontrol altına almaya çalıştım. Ellerimi önümde birleştirip bakışlarımı yere eğdim. Böyle affettirebilir miydim kendimi?
"Yalan söyledin!"
Söylemiştim... Neden bunu unutamıyorduk. Sadece konuşup bitirsek ve unutsak olmaz mıydı ki? Kaybetmekten yorulmuştum. Artık buna gücüm yoktu. Kaybetmemek adına her şeyi yapabilirdim. Her şeyi...
"Neden? Neden sadece doğruları söylemedin ki?"
Parmaklarımla oynarken aynı anda da ilk defa girdiğim bu evin halı desenini inceliyordum. Ev o kadar lükstü ki içeri hararetli bir şekilde girmemiş olsam hayranlık nidalarımı atabilirdim. Oysa şimdi sadece başımı eğmiş hatamın bedelini bekliyordum.
"Cevap versene Irem!"
Başımı kaldıramadım. O ise kısılan sesiyle devam etti.
"Bu kadar mı zor beni sevmek?"
Ani bir hareketle kaldırdım başımı. Zor değildi! Asla olmadı! Aksine o kadar zorlandım ki aşık olmamak için ama eninde sonunda sonuç değişmedi. Bunu ona hiç söylemedim.
"Özür dilerim."
Neden özur dilemistim ki? Neden?! Sadece tek söylemem gereken seni seviyorum olmalıydı. Sana aşığım demeliydim!
"Beni sevemediğin için mi?"
Söyleyemezdim ama gösterebilirdim. Yapabilirdim...
Ellerimi birbirinden ayırıp Eren'e bir adım daha attım. Bir adım daha ve son bir adım daha... Tam dibine gelince elini tuttum. Bakışları elinde ki elime kaydı önce. Ne yaptığımı anlamaya çalışır gibi bakıyordu. Ağzından tek kelime çıkmazken buna devam etmek öylesine zordu ki!
Elimi yanağına götürdüm ve yeni yeni çıkan kirli sakalını usul usul okşadım. Benim aşık olunası adamım... Yanağını istemsizce elime bastırdı. Gözleri kapalı bir şekilde benden gelecek hamleyi bekliyordu. Dudaklarımı korkmadan dudaklarına götürdüm. Usulca çarpışan dudaklarımız tutkunun esiri olmuş gibiydi. Şaşırmış bir şekilde önce karşılık vermese de sonrasında elini hemen belime doladı. Bedenim hızla bedenine çekilirken çarpışan bedenlerimiz kıvılcım çıkarttı. Arzu dolu bir ses yükseldi dudaklarımdan... Inlemem odanın içinde yankılanırken elimi saçlarının arasına iliştirdim. Öylesine hoyrat öylesine şehvetliydi ki aşık olmamak için yok olmak gerekiyordu.
"Ah!"
Eli ne ara göğüslerimi avuçladı ne ara bu kadar uyarıldım bilmiyorum. Anın akışı öylesine beni benden alıyor ki hatırlamak dahi istemiyorum. Kolları göğüş kavsimi takip edip kalçalarıma gelince ister istemez biraz daha ona çekiliyorum. Bedenime sürtünen sertlik nefesimi keserken dudakları dudaklarımı istila ediyor. Üstümde ki elbisenin fermuarına ulaşınca bir nefeslik mesafeye çekiliyor. Izin ister gibi, yalvarır gibi...
Dudaklarına minik bir öpücük kondurup kollarımı iki yana açıyorum. Elbiseyi böyle daha rahat çıkartabilir gibi... Üstümden kayan elbiseyle bir an da çıkan gömleği aynı yeri boyluyor. Elini belime koyup beni kendine öyle hızlı çekiyor ki bedenlerimizin çarpışma sesi odada ki tek ses oluyor. Bir de benim inlemelerim... Sırtımda ki soğuk duvarı hissettiğim an daha sıkı sarıyorum kollarımı boynuna. Bir eli bacağımı okşarken diğeri yanağımda dolaşıyor. Öpüşmemizi daha da derinleştirmek ister gibi, sanki mümkünü varmış gibi ...
"Dola..."
Dudaklarımı ayırmadan kıpırdatmaya çalışıyorum.
"Ne?"
"Bacaklarını belime dola."
Aynı anda bacağımda olan eli birden beni kendine çekiyor. Bacaklarımı sıkıca ona sarıyorum. Pantolunu yavaşça yere süzülürken ereksiyonu beni daha da tahrik ediyor. Kendimi ona daha da bastırırken utanmanın sınırı olmadığını fısıldıyorum kendime. Aşk da utanma yoktur!
Beni duvara daha da bastırırken kasıklarımda ki ürperti daha da artıyor. Kulak mememin kenarında dolaşan dudakları ve göğüslerimi avuçlayan eli bir günahkar gibi beni yakıyor. Alevler arasına alıyor. Dönüşü yokmuş gibi...
"İmmm...Kokun enfes."
Kulak mememi dişleyince kasılıyorum. Yay gibi olan sırtımı duvarın soğukluğu biraz daha ürpertiyor. İçinde olduğum ateş duvarın soğukluğunu bile unutturuyor...
"İçinde olmam lazım!"
Dudaklarından çıkan hırlama öylesine baştan çıkarıcı ki inlememe engel olamıyorum. Ereksiyonu öylesine sert ki kendimi ona bastırmaktan alıkoyamıyorum.
"Hazır mısın?" dedigi an nefesim kesiliyor. Aynı anda dudakları sertleşen göğüs uçlarımı hafif ısırınca kasılarak omuzlarına tırnaklarımı geçiyorum.
"Ah, evet evet evet!"
"Evet ne?"
Sanki bu halimle eğlenir gibi duruyor. Bir kez daha susunca bu sefer parmakları iç çamaşırımın içine giriyor. Aniden beni avuçlamasıyla yükseliyorum ve odayı inletircesine bağırıyorum.
"Ah hazırım! Allah kahretsin, evet evet hazırım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFSUN ♤ (Ab-ı Hayat Serisi 2)
HumorEren ve İrem'in hırçın aşkı.... Elma'nın da sevmek zorunda olduğu bir aşk. Eren'in değişiyle; "Gönül bu, ya ota konar ya sana..."