The person you have called can not reached at the moment please try again later...
Aradığınız kişiye şuan da ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
Heee baktın denedin denedin olmadı mı? O zaman gel benimle...
~~~~~~~
Şimdi size bir masal anlatacağım. Kendi masalımı...
Once upon a time...
Burda diyor ki zamanın birinde bir kız varmış. Oraya bir kız varmış yazamadım çünkü ingilizcem ona yetmiyor.
This girl very very sad.
Diyor ki bu kız bir üzgünmüş bir üzgünmüş sorma gitsin. Yani öyle böyle değil diyor.
This girl very very de beautiful.
Burda dipnot vermiş. Pek gözelmiş, efso güzelmiş diyor. Bu kısım sanırım kendini övdüğü kısım yazarın. Bu kısmı fast geçelim. Bakın türkçe cümle içinde ingilizce kelimeler sıkıştırıyorum. Ingilizcem yakıyo!
This girl very tembelmiş.
Tembel lazy demek sanırım ama ben tembeli daha çok sevdim. Bu kısmı anladınız sanırım. Kız tembelmiş. Hem de ne tembel... Uyuşuk, miskin filan alası yani!
After this girl medical school kazanmış.
Yani burda sevgili yazar diyor ki kız hapı yutmuş. Tıp fakültesini kazanmış ve hapı yutmuş. Çünkü bir önceki satırda görüldüğü üzere kız neydi? Tembel.
First year ı öyle böyle atlatmış. But second year very zormuş.
Şimdi burda diyor ki ilk sene kaza bela geçmiş sınıfı ama ikinci sınıf... Aman Yarabbim! Kız neye uğradığını şaşırmış. Demiş bu ne? What a fuck mann demiş yazar! Yani demek istiyor ki lanet olasıca federallar. Neyse bu kısımda yazarın isyanı... Burayı da fast fast geçelim.
This girl one day wattpad'i keşfetmiş.
Meali şu ki bu tembel kız günün birinde wattpad adlı programı keşfetmiş. Ooo burada neler var demiş. Harıl harıl okumuş. Sonra durmuş demiş ki;
I write man, I write!
Bende yazacağım adamım, yazacağım! Tabi bunu diyince başlamış yazmaya. Yazmış yazmış, durmadan yazmış. Hemi de bir değil 3 dene!
But this girl...
Ama bu kız... Bu kız dediğimiz hani şu tembel olan.
One day...
Bir gün. Ama yakın zamandan bir gün.
One tehlikeye yaklaşmış.
Bir tehlikeye yaklaşmış. Yani burda one bir anlamına geliyor. Bakın hem öğreniyor hemi de anlatıyor. Yararlı biriymiş bu yazar.
This tehlike, class da kalmaymış.
Diyor ki bu tehlike, boku yedik tehlikesiymiş. Sınıfta kalabilirmiş bu tembel kız.
Girl birden korkmuş.
What do?
Ne yapcam ya ben demiş? Yani what "ne" demek do da "yapmak" anlamında olunca öyle oluyor. What do man, what do?
Sonra durmuş ve demiş ki;
I work.
Çalışıcam demiş. Tabi kimse de gelip;
Now mi aklına come etti lan! dememiş.
Yani şimdi mi aklına geldi lan manyak dememiş. Kız da ne yapsın başlamış çalışmaya...
But, sınava kadar no write demiş iç sesi... don't ny girl demiş.
Yani diyor ki sınava kadar yazmak yok demiş iç sesi. Hatta sonra da demiş ki aman kızım bak kalırsan seni eve almazlar. Aman yavrum, yapma beybim demiş iç ses. Burda anlıyoruz ki yazar iç sesiyle baya baya kankeyta.
Sonra girl düşünmüş. And one karar vermiş.
Sad demiş. Yani Üzgünüm diyor.
Sorry darlingler. Yani diyor ki köpeğiniz olam affedin ama sınava kadar yazamam diyor yazar. Ben değil o diyor...
Yani my Darlinglerim, lovinglerim, I go go go...
Meeeelesef! But geleceğim. Valla billa geleceğim. Sadece şu sınavları atlatayım. Valla kalırsam bizimkiler beni eve almaz sonra tek tek hepinizin kapısını aşındırırım valla :))
Buttttt, maybe one story write edebilirim. Yani belki zamanım olursa ona da söz vermiyorum tabi ama belki bir tane hikaye yazabilirim. Bunun için de Acil çıkış'ı düşünüyorum... Acil Çıkış yeni bölüm gelebilir ama diğerleri için sınavımdan sonra geleceğim my friends... Sizi very very very kiss ettim. Yani sulu sulu öptüm :*
See you laterrrr :))
Andddd ıf beni takip ederseniz yani follow ederseniz hikayeler gelince size direk bildirim gelir :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFSUN ♤ (Ab-ı Hayat Serisi 2)
HumorEren ve İrem'in hırçın aşkı.... Elma'nın da sevmek zorunda olduğu bir aşk. Eren'in değişiyle; "Gönül bu, ya ota konar ya sana..."