Bölüm 13

3.1K 150 22
                                    

Bir önceki bölüm kısa olduğu için bu bölüm uzun yazmak istedim
Veee 1021 kelime yazmışım
Lütfen emeklerimin karşılığını boşa çıkarmayın ve vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın

İyi okumalar

~kapı açılır~

Annen kapıya geldi ve sana baktı bir yerden tanıdık geliyordun ama hatırlamıyordu. Onu kararsız bırakıyordun.

"Eomma, geri döndüm!" Ona sıkıca sarıldın annene baktığında gözlerinin dolduğunu gördün.

Küçük bir kız çocuğu gibidiydiniz birbirinize baktıkça gözleriniz doluyordu.

Tüm bu yıllar, tüm bu geçen zamanda onu çok özlemiştin.

Babanda senin tanıdık sesini duyunca kapıya geldi. Sana soğuk bir bakış attı, kızgın görünüyordu. " en azından hayatta olduğunu biliyoruz" dedi ve iç çekti.

İçeri oturma odasına girdiniz. Aile toplantısı yaptınız, kız kardeşin senin ünlü bir model olduğunu öğrenince çok şaşırmışı aileninde geri kalanı gibi.

Sana ve jungkooka tam olarak ne olduğunu sordular, aranızda neler geçtiğini... ama sen onlara gülümsedin ve hiç bir şey söylemedin.

Sizi güvende ve sağlıklı görmek onlara yettiği için fazla sorgulamadılar.

Beraber öğle yemeği yediğinizden sonra kız kardeşinle alışverişe ve kahve içmeye gittin...
Herkez sana bakıyordu kore halkına göre fazla güzeldin ama korede fazla tanınmıyordun.

Ama bu senin bir model olduğunu ve farklı bir auran olduğunu değiştirmeyecekti farklı bir havan vardı.

==kahve dükkanında==

En çok özlediğiniz şeylerden biride kore tatlılarıydı.

"Unnie~ bak !! Sana bedava bir kek verdiler~ wah!! Gerçekten dış görünüm önemli ve büyük bir rol oynuyor. Ben hergün burayı ziyaret ediyorun ve saatlerce dıkınıyorum bana bir küçük kek bile bedava vermediler!!" Diyerek kız kardeşin haykırdı.

"Hadi ama~ beni övmeyi bırak hem belki bir gün kek vermeye başlarlar ha~" demiştin mütavazı bir şekilde gülümserken.

"Sana gök kuşağı renkli krem santi bile verdiler! Baristanın sana baktığı gibi görünmeliydin~" dedi ve kıkırdadı. Kıkırdadın. Kıkırdadınız.

Beraber geçiremediğiniz günlerin telefısını yapıyordunuz.

"Ah, evet! Koreden ayrıldığımda sana o pisliğin evinden eşyalarımı topla demiştim!"
Jungkooka pislik diyordun *_*

"..oraya gittim.... ve bana vermedi kendi gelip alsın dedi"

"nE?! Ne istiyor? Ne düşündüğü hakkında hiç bir fikrim yok!?" Kızgın hissettin.
(Şimdi burada çirkeflik yapmak vardı..)

*elbette! Sulli ile mutlu mesut yaşıyolardır* aklının içinde düşündün ve seğirdin.

Seni hala Jungkooka öfkeli ve sinirli olduğunu görünce kız kardeşin konuşmasına ekleme yaptı.

"Bence onu görmelisin bir kaç ay önce onu gördüm çok zayıflamıştı... sorunları vardı...değişik gözüküyordu"

"Ha? Bununla ne demek istiyorsun? Hastamı?"
Endişelendin, oanikle gözlerini kocaman açtın.

Kız kardeşin bu halini görünce kıkırdadı.
"Hala önemsediğini biliyordum.. bu öyle bir durum değil... onu gidip kendin görmelisin ve o zaman ne dediğimi anlarsın.."

SEN YİNE BENİMSİN  JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin