Vedalaşırken, "Kendine iyi bak," derlerdi. En son ne zaman kendime bakmayı bıraktığımı hatırlamıyorum.
"Kendine iyi bak," demelerinden nefret ediyorum. Hayır, ben kendime iyi bakamıyordum işte. Gel ve sen bana iyi bak demek istiyordum.
Ayrılırken veya telefonu kapatırken kimseye, "Kendine iyi bak," diyemiyorum. Benim ona baktığım gibi o, kendisine bakabilir miydi?
Ben, "Kendime iyi bak," demek istiyorum çünkü bir parçamı seninle bırakıp gidiyorum.
Eski ilişkilerimde bir terslik olduğunu hep hissettim ama hiç sorgulamadım. Uğraştığım o kadar şey vardı ki bunu düşünecek zamanım yoktu. Fakat yıllar sonra zihnime yaptığım yolculukta Selim'i görünce ister istemez bunu sorguluyordum. Neden beni terk ettiler? Biri tarafından değil, neden beşi tarafından terk edildim. Üstelik hep aynı yolla terk edilmiştim. Beş kişi tarafından terk edilmeyi bir yerde anlarım, fakat beşi de bir ayın sonunda kısa bir mesajla beni terk etmişse ben burada bir gariplik ararım. Tesadüf deyip geçemeyeceğim kadar garip bir olaydı. Bunu o yıllarda da anlamıştım şimdi de. Tek fark o dönemlerde birçok sorunum olduğu için gururuma sarılmış ve sevgili defterini kapatmıştım. Hâlâ aynı gurura sahibim ve hâlâ birçok sorunum vardı. Lakin artık sorunlarımı görmezden gelmeyecek kadar yetişkin biriydim. Kaçmak yerine durup savaşmayı öğrenmişken bazı şeyleri ister istemez sorguluyordum. Ezelden beri erkekler için ulaşılmaz ve vazgeçilmez biri olmuşken eski sevgililerim neden beni bırakmıştı? Şu anda bile etrafımdaki her erkeği kolayca kendime bağlayacak biriyken o yıllarda bende ne eksikti? Belki de karşı konulamaz cazibem sadece Araf erkekleri için geçerlidir. Belki de benim dünyamdaki erkeklerin üzerinde hiç büyüm yoktur. Olamaz mı? Hayır, olamaz çünkü benim farkıma varmayacak erkek ya aptaldır ya da kördür! Hiçbir şekilde sorunun benden kaynaklandığını sanmıyorum!
Hadi ama, ben tüm erkeklerin hayalini kurduğu kadınım. Zekiyim, güzelim, yetenekliyim, azimli ve kararlıyım. Bir kadında olması gereken her şey bende mevcut. O vakit ne halt yemeye bunlar beni terk etti!
Acaba Savcı benim hakkımda ne düşünüyordu? Gerçi şu anda Savcı'nın da duyguları tartışılırdı. Gözlerini Selim'e dikmiş benden bir cevap bekliyordu. Bir anıda olduğumuzu çoktan unutan adam, her an kılıcını çekip Selim'i dünya üzerinde silebilirdi. Tabii ilk kez beni bir erkekle flört ederken görüyordu. Aslında daha önce de birkaç kez görmüştü fakat o anlarda aklımda ve kalbimde olduğunu biliyordu. Lakin bu anıda henüz hayatımda Savcı yoktu ve kalbim onun yerine başka bir erkeğe atıyordu. Bu bile çıldırması için fazlasıyla yeterliydi. Savcı, "Elzem?" dedi Selim'i göstererek. "Kim bu?" Kim olacak ki eskiden değerli şimdi ise önemsiz biri.
"Ah o mu?" deyip gülümsemeye çalıştım. "Beşinci sevgilim. Sizin deyişinizle beşinci aşığım," dedim ve ettiği küfürleri duydum. "Beş mi?" Afallayarak Selim ile konuşan kızı gösterdi. "Daha çocuksun burada! Ne beşi? Kaç yaşındasın bu anıda? On üç mü?" diye sorunca bende şaşkınca ona bakıyordum. Ne yani bu yaşlarda beş sevgili yapılmaz diye bir kural mı vardı? Bir yıl içinde beş kişiyle çıkmam gayet olağan bir durumdu.
"Burada on üç yaşında değilim," diyerek konuya bir açıklık getirdim. "On dört yaşındayım."
Bunu duymak onu iyice delirtti. Tersçe bana bakarken şu anda Selim'in hayali için mi yoksa benim için mi tehlike arz ettiği sorgulanırdı. "On dört yaşında olunca beş kişiyle ilişki yaşamak normal yani? Öyle mi Elzem?" Bana hiç yardımcı olmuyordu.
Diğerleri duymasın diye ona yaklaştım ve yüzümdeki tebessümü korurken kısık sesle rahatsızlığımı dile getirdim. "Geçmişim konusunda beni yargılayamazsınız. Hayatımda siz yokken yaptıklarım sadece beni ilgilendirir. Lütfen şu anda yalnız olmadığımızın farkına varın," dedim. Toplum içinde bana yönelik her hareket ters teperdi. Yalnız kaldığımızda ona gereken açıklamayı yapabilirim fakat etrafımızda birileri varken üzerime gelinmesinden hoşlanmıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)
FantasyElzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu...