Bir insan hem bu kadar suçlu hem de bu kadar masum olabilir miydi? Savcı öyleydi aynı anda ikisiydi. Her şeyi başlatacak kadar suçlu hiçbir şeyden haberi olmayacak kadar da masumdu. Onun için farklı bir intikam planım yoktu o zaten hakkettiği cezayı yeterince çekiyordu. Suçluydu çünkü beni bitirmişti ve masumdu çünkü bana olanları son ana kadar hiç bilmedi. Ablasını korumak istemişti. Herkes gibi o da sevdiği birini korumak için bulduğu tek çözümü hayata geçirmişti. Onun yaptığı planda onun bakış açısıyla kimse zarar görmemişti. Klan liderleri Afra'yı istediği için ablasını herkesten saklamayı uygun görmüştü.
Ölü doğan birine fazladan vereceği yirmi dört yılın bir cezaya dönüşeceğini bilemezdi. Bir takas ne kadar kötü olabilirdi ki? Takası yapacağı bebek zaten ölü doğmadı mı? Olayları Savcı'nın açısından bakınca ona kızamıyordum. Ona duyduğum derin aşk yüzünden Savcı'nın günahlarını örtüp onu kendi içimden aklamıyordum. Zekasıyla ön planda olan bir ırktan geldiğim için olaylara tarafsız bakıyordum. İncinen duygularım sıradan insanlar gibi onu suçlu çıkarmak isterken, her açıdan durumu değerlendiren mantığım buna izin vermiyordu.
O bebeğin yıllar sonra genç bir kadına dönüşüp ona gelmesi intikamların en büyüğü değil miydi? O kadına delici âşık olması azapların en büyüğü değil miydi? Meliz'i hatta canavarı bile anlamaya çalışırken sevdiğim adama karşı acımasız olamazdım. Savcı yaptıklarının bedelini bu gece benim kaybımla ödeyecekti Bu onun için tüm cezalardan daha ağırdı.
Ona doğru yürürken o da bana geliyordu. Sahte infazımdan sonra hiç uyumadığını görebiliyorum. Ela gözlerindeki o keder bir tek onu yakmıyordu. Gözlerinin altında gölgeler oluştuğu için gördüğüm o karaltıları sevmedim. Bakışları bile canlılığını yitirmişti. Aramızda sadece bir adım kalarak ikimizde durunca bana olan özlemini soludum. Ruhunda soluduklarım günlerdir çektiğim tüm acıların üzerine şifaydı. Baştan ayağa beni incelerken ruhundaki beğeni yüzüme değen bakışlarıyla katlandı. Beslendiğim için yeniden doğmuş gibiydim. Eski halime meftun olmuşken bu halim onun için karşı konulmazdı.
Beslendiğimi anlamıştı. "Aynısın ama çok değişmiş gibisin." Bakışları gözlerimde durunca belki de en uzun gözlerime baktı. "Bir tek gözlerin hiç değmemiş." Her defasında uzun uzun gözlerime bakardı. Biliyorum fazla anlamsızdı ama sanki en çok gözlerimi seviyordu.
"Beni hiç özlemediniz mi?"
Bakışlarında alaycı bir parıltı geçti. "Ruhumu solurken bu söylediğine inanıyor musun?"
"Ama hâlâ bana sarılmadınız," diye ona takıldım. "Yoksa bunun için de mi evlenmemiz gerekiyor?"
Geniş omuzları gerildi. "Bir evlilik için tüm haklarımı daha sahip olmadan tükettim." Tüm neşem kaybolduğunda bu tavrının sebebini anladım. Gerçekleri bildiğimi artık öğrenmişti. Ondan nefret ettiğimi düşündüğü için çok istese de aramızdaki son adımı kapatamıyordu. Bana yaptığı şeyden sonra ondan rahatsız olacağımı hatta belki de tiksineceğimi düşünüyordu.
"Aslında sarılmasanız daha iyi." İçim acırken omuzlarımı dikleştirip elimin tersiyle saçlarımı arkaya savurdum. "Bu fazla anlamsız olurdu." Yanından geçerek kulübeye yürüdüm. Bundan nefret ettim çünkü böyle hayal etmemiştim. Ölecek olan bendim ama o benden daha ölü gibiydi. Böyle soğuk bir karşılamayla aslında kendisini cezalandırıyordu.
Kulübeye girince peşimden geldi. Birbirimizden en uzak köşelere otururken iki yabancı gibiydik. Konuşacak çok şey vardı ancak ikimizde susuyorduk. Havada rahatsız edici bir sessizlik vardı. Sırtını duvara yaslayarak oturduğu için bir bacağını uzatmıştı diğer bacağını dizinden hafif bükmüştü. "Biliyordun değil mi?" Gözlerimin içine bakarken nefesini vererek başını arkasındaki duvara yasladı. "Hep biliyordun." Sağ eli yerdeydi diğer eli de büktüğü dizinin üzerinde duruyordu. "En başından beri bunu sana yapanın ben olduğumu biliyordun. Peki, neden sustun?" Konuşsam ne değişecekti ki? Benim aksime Savcı her şeyi konuşmak istiyordu çünkü odasındayken masal bitince konuşmasına izin vermemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)
FantasyElzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu...