Bir insan kendisini elinden tutup kaldırabilir mi? Oluyormuş, ben yapınca çok da güzel oluyormuş.
Kimsesi kalmayınca insan kendisinin kimsesi olmayı öğreniyor...zor ama mecburiyet.
Son günlerde hayatımda o kadar çok garip olay oldu ki, bir yerden sonra bu tür şeylere alıştığım için artık eskisi gibi tepki vermiyordum. Bir gece ansızın kendi dünyamdan çıkıp gözlerimi farklı bir boyutta açmış olmam bu garipliklerden biriydi. Klanlar, ırklar, kış ve yaz olarak ikiye bölünen mevsim değişiklikleri de bunlardan biriydi. Tüm o büyüler, ürkütücü yetenekler ve daha açıklanmayan birçok şey derken akıl sağlığıma büyük bir darbe alarak tüm bunlara bağışıklık kazandım. Ben bile bir klana ait iken artık daha fazlasına kendimi hazırlamalıydım değil mi? İçinde bulunduğum dünyanın karanlık yüzüyle tanışmışken her an olacak gizemli şeylere artık tepki vermeyi bırakmalıydım değil mi? Öyle olmuyor işte! Ben ne zaman bundan daha ilginci olmaz desem hep daha ilginç olanıyla karşılaşıyorum. Tıpkı binbir güçlükle haftalar sonra nihayet eve dönmenin sevincini daha doyasıya yaşamadan gördüğüm şey gibi. Bu nasıl anlatılır inanın ki bilmiyorum nasıl mümkün olduğunu ise artık sorgulamak bile istemiyorum. Gerçekten böyle bir şey oldu ve ben şu anda afallayarak bunu yaşıyorum. Nasıl ve nedenleri sorgulamak bile istemiyorum çünkü bunun cevabını bana verebilecek kimse yok. Haftalar sonra gelen sevincim bile boğazımda kalırken elimdeki takvim yaprağıyla sokaklarda amaçsızca dönüp duruyorum.
2020/ 19 Haziran/ Cuma!
Evet Meliz'in bana gösterdiği şey duvarda asılı duran takvim yaprağıydı. Geçmişe geldiğimize inanamıyorum!
"Bizi geçmişe getiren ben değilim bunu nasıl yapacağımı bile bilmiyorum." Onun yeteneğini aşan bir durum olduğunun farkındayım bu kısımda bir şeyler vardı ve onu bulacağım.
"Bugün 19 Haziran cuma ise o halde çarşamba günü geçit açılacak." Arafın soğuk kış mevsiminde çıkıp yine kendimi Ankara'nın yaz sıcağında bulmuştum. Üstelik komik bir şey varmış gibi insanların bize yönelik olan bakışlarına değinmek bile istemiyorum. "Biri bizi geçmişe gönderdi çünkü büyü kitabını almamızı istiyor. Canavardan bizi kurtaracak büyü kitapta saklı." Geçit gününden beş gün öncesine dönmenin başka bir açıklaması olamaz. Meliz'e hücrede geçiti açarken müdahale eden kişi ve bana mesaj bırakan aynı kişi olmalı.
"O kişi bir akıl hastası olmalı!" Aynı şeyleri düşünüyorum bu yaptığı affedilir gibi değil.
"Daha zamanımız var öncesinde şu kıyafetlerden kurtulalım." Hastaneden gizlice çıkmıştık yanımızda kimliğimiz olmadığı için kim olduğumuzu bilmiyorlardı. Sıraç'ı arayıp hastane masraflarını ödemesini isteyebilirdim ama bu zamana müdahale etmek olurdu. Yaşanmış bir geçmiş var ve burada yapacağım en küçük bir müdahale geleceği değiştirebilir. Burada yapacağım her şey şimdi olduğundan daha kötü şeylere sebep olabilir. Lakin şu anda her şeyi değiştirmek için de bir şansım vardı. Bu bana sunulmuş bir fırsat Arafa hiç gitmeyebiliriz geçmişi değiştirirsem gelecekte birçok şeyi önleyebilirim. Ah tabii ya bu harika olur! Bunu yapacağım Itır ve Savcı'nın ihanetini böyle durdurabilirim. Eğer dört kalkanın Arafa gitmesine engel olursam o vakit Itır beni ağlatamaz ve yıllardır süregelen savaşımı kazanmak için hâlâ bir şansım olabilir. Savcı'yı hiç tanımamış olursam kalp ağrısı çekmek zorunda kalmam. Şu anda bana öylesine değerli bir hazine sunuldu ki bu şansı kullanmalıyım. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüp ona göre stratejiler yaparak geleceği değiştirmeliyim.
Arafa dair her şeyi silmek için bir şansım var.
"Bu bakışları iyi tanırım aklından bile geçirme." Meliz ne yapmayı planladığımı anlamış olabilir ama beni durduramaz. "Arafı yaşamak kaderinizde vardı bir korkak gibi kendi kaderinden kaçamazsın." Bu korkaklık değil bu kendi kaderini yeniden yazmaktı ve bunu yapacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)
FantasyElzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu...