(Arkadaşlar üç tane saat olmasının nedeni fazla olay yaşanmasıdır).
Film izlerken televizyonun karşısında uyuya kalmıştık. Ve öğlene kadar uyumuşuz ama fark etmez kaçta kalktığımız çünkü bizim deli gibi uykumuz vardı ama ne yapıcaksın mecbur kalkacaksın yoksa anne terliklerimi yoksa Mia'nin annesinin bağrışları mı? Hepsi eziyet hepsi bizi sinir etmek için hep bu anneler yok mu ya hepsi melek ama bizi kızdırmak konusunda NUMBER ONE yani ama neticeye bakarsak onları çok seviyoruz çünkü benim benim gibi bir kızım olsa çoktan cami avlusunda bulurdu kendisini....
Bayadır Kim'le görüşmüyorduk onun için annemden bu gün için izin almıştım tabi ki de para bana ne kadar da hesap ödetmesene aşkım yanıma para alıyordum çünkü öbür para gözlü kızlar gibi gözükmek istemezdim. Kim'le herşeyi ayarlamıştık Mia'yı satmıştım, anneme verdiğim sözü tutmamıştım. Hepsi Kim için tabi ki de bir erkek için annemi satmam ama zaten anneme verdiğim sözlerin hangisini tuttum ki?
Kim'i kapıdan çıkarken gördüğümde koşarakkk sarıldım o kadar özlemiştim ki sarılmal özlemimi yatıştırmamıştı. Cafeye gitceğimizi sanıyordum ama öyle olmadı lunaparka gitmiştik en kötüsüde yükseklik korkumun olmasıydı. Allah bilir şimdi 360 derece dönenlerden tut 180 derece dönenlere kadar aman Allah'ım bunları derken bile kalp atış sesimin hızlandığını duyabiliyordum. Kim bana dalga geçermiş gibi bakıp -Ne oluyor, yoksa aletlerden mi korkuyorsun? demişti evet de diyemezdim ki bende en doğru cevabı verdim -Nerden çıkardın canım? -Yanakların kızardı, gözlerin büyü.. lafını bölüp -Her zaman ki halim işte dedim umursamaz bir tavır ile -İnşallah demişti hafif bir gülümse ile. Kim de korktuğumu bile bilee kamikazeye bindirmişti beni hani şu kafesli 360 derece dönen alete binemezdim ki havada kalp krizi, beyin kanaması falan geçerirdim herhaldee yok yok binemem yaa Kim bana baktı -Mia ne oldu bir sorun var demişti -Yok, buna mı biniyoruz çok çocuksu değil mi demişti ben mi demiltim bilmiyorum ama ağzımdan kelimeler kayı vermişti ve demiş bulunmaktaydım. Peki o zamam ilk bunla başlayalım sonra büyütürüz demiş düşünme kabileyetimi kaybetmişti bundan daha büyüğü daha korkunçu Allah'ım ya içten içe kendimi kemiriyordum artık buna bir son vermeliyim dedim ve ayağımı yere vurdum ve çevredekiler bana bakmıltı ne yaptığımın farkında değildim belki içimden geçirdiklerimi yük sesle söylemiş olabilirimama emin değilim ve Kim bana bakıp -Yok ya sen resmen korkuyorsun istersen binmeyelim? demişti -Yok ya saçmala Kim neden korkucam ilk okul çocuğumuyum ben. Tamam anlamında kafa sallamıştı. Galiba dediklerim ona inandırıcı gelmişti ama ben öyle şeyler dedeğime inanmıyordum. Ve lanet olacası alete bindik ve bayılmış olabilirim kalbim atıyorsa yaşıyorum demektir, çok sanşlıyım demektir o zaman çünki şuan bütün duygularım gitti ne sevgi kaldi ne korkma hissi herşey bir anda gidi verdi. Nedeni ise bence Kim'in elini tutmamdı. O kadar sıcaktı ki içimde ki korkuyu bastırmıştı şuan anladığım tek şey ise sevginin korkudan daha ağır bastığıydı. Bunu atlatmıştık ta öbür aletler ne olacak bu 1.5 dakikaydı öbürleri ya 2 dk ise ya 3 dk ise ölsem haberleri olmayacak şuan içimde kızgın bir Willow varsa bir o kadar da dışta tatlı bir Willow vardı. Kim sağına soluna bakıyordu ben ise önüme etrafa bakınca bile korkuyordum ya neden korkuyorum ki ne var yani korumalıklar var o kadar insan tedbirini almış yani neyden korkuyorsun? Yüz ifademi şaşırmış gibi yapmıştım galiba şuan içimde ki öfkeli Willow'u uyandırmıştım. Ama canım Kim'im atlı katıncaya binelim mi, demişti çok tatlıydı yerim ya içimi bir anda ısıtmıştı işte düşünceli sevgilim benim halden anlıyor işte. Utangaç bir şekilde -Tamam demiştim o da elimi tutup hemen atlı karıncaya binmiştik elimi bitene kadar bırakmamıştı en güzel anlarımızı yaşıyorduk o kadar güzeldi ki öküze tekrar tekrar aşık olmuştum. O benden ayrılmak istese bile benden ondan ayrılmazdım çünkğ aşırı derecede aşık olmuştum. Fark ettiyseniz "o" dedim Kim demedim eğer beni terk etsin onu öldürürüm hatta cesedini gömmem saklarım her gün bakarım tabi korkmassam tabi bu bi düşünce öyle bir şey yapacağımı sanmıyorum zaten istesemde yapamam çünkü onu seviyorum derken Kim seslendi -Pamuk şeker? -En sevdiğim, demiştim ve ne demek istediğimi anlamıştı. Şimdi bizde izlediğimiz dizilerde ki gibi pamuk şeker mi yiyecektik, pamuk şekerleri birbirine çarpıştırıp kime öbür pamuk şekerden geleceğine mi bakacaktık derken Kim geldi ve pamuk şekerimi verdi. Sahile inerken omzuma elini sardı ve kulağıma kısık bir ses tonu ile -Seni çok seviyorum demişti. Ne diyeceğimi bilemedim dilim, boğazım düğümlenmişti ama -Bende seni çok seviyorum, demiştim yani başka ne diyim beni sevdiği için teşşekür edicek halim yok dedikten sonra pamuk şekerlerimiz yemek üzere taşlara oturduk ve dalgaların kayalara vuruşun sessizce izliyorduk bir an Kim bir anda gökyüzüne baktı ve -O.. o dilek bolunumu yaptı. Bende hemen meraklı bir şekilde kafamı yukarı kaldırdım gülerek -Evet! dedim ve hemen elini uzatıp kalktık -Ne oluyor dediğimde
-Sabırsızlanma demişti aslında ne yaptığını farkındaydım ama çaktırmadım. Ce tahmin ettiğim oldu dilek bolunu uçurmaya getirmişti beni ben kırmızı yani aşkın rengini seçmişte Kimde bana yakışan en güzel rengi seçmişti neden diye sorduğumda ise -Sen benim için 'Aşksın' demişti. Yanaklarımın kızardığını cücüt ısımın yükseldiğini hissede biliyordum. Benim dileğim Kimle bir ömür mutluluktu, Kim'in ne tuttuğunu bilmiyordum söyle dediğimde ise dilekler söylenmez diyordu ama ben çatlarım ya benden önemli değildir herhalde ama yok! başının etini yesem bile söylemeyecek nuh diyor peygamber demiyor. Ama merak etmiyormuş gibi davrandım aslında olan içim içimi yiyordu. Oturduğumuz yerr geri döndük ve Kim sordu -Senin dileğin ne? -Dilekler söylenmez, demiştim Kim kahkahlara boğulmuştu ve burnumu sıkmıştı. Ve kuma yatıp yıldızları izledik yıldız seçip isim koyduk hayel ettik geleceği derken annem aradı yani o kadar iyi zamanlamaydı ki yani takdire şayan edilir. Sakin bir şekilde açtım -Efendim anneciğim demiştim -Ne zaman gelmeyi planlıyorsun istiyorsan paspasın altına koyayım anahtarı he nasıl olur bence iyi fikir demişti! belli etmeden -Tamam anneciğim öpüyorum görüşürüz demiştim. Telefon konuşamasından 30 dakika sonra Kalkalım mı artık hava esmeye başladı demiştim aslında havanın estiği falan yoktu tek annem kızdığı için beyaz tatlı bir yalan atmıştım -Sen bilirsin demişti -Sağol diyerek tepki verdim. Arabaya bindiğimde cd çalarda Murat Dalkılıç- Yani adlı şarkısı çalıyordu. En sevdiğim şarkılardan biriydi ve full ses ile arabanın içinde dans etmeye başladım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Bir Gün
RandomBir genç kızın ve en iyi arkadaşının güzel bir yazdan sonra ki okulda ki geziden sonra herşeyin başlamasını anlatmaktadır.